X

Koşu bandı alırken dikkat edilmesi gerekenler

Evinin rahatlığında, istediği kadar salaş giyinip televizyonda kendi istediği kanalı izleyerek spor yapmak isteyenler için ilk iki alternatif kondisyon bisikleti ve koşu bandıdır.

Bu iki alet arasında koşu bandı kol, omuz ve sırt gibi kasları da çalıştırdığından daha çok tercih ediliyor. Katlanıp bir kapı arkasına sığdırılıverilen modellerin de çıkmasıyla birlikte satışlarda önemli bir artış olduğu görüldü. Ancak, talebin arttığı her ürün gibi koşu bantlarının da marka ve modellerinde, daha da önemlisi kalitelerinde değişiklikler meydana geldi. Bu da demek ki, önümüzdeki onlarca seçenek arasında doğru seçimi yapabilmek için artık daha çok bilgi sahibi olmamız gerekiyor.

Bu yazıyı okuyan Uplifers takipçileri koşu bandı satın almaya karar verdiğinde nelere dikkat edeceklerini biliyor olacaklar.

Acele etmeyin

Sağlıkla ilgili her konuda ve alışverişte olduğu gibi, koşu bandı alırken de acele etmemek ve sıkı bir araştırma yapmak gerekiyor: Önce internet üzerinden, sonra mutlaka yerinde görerek.

Amerika’nın ünlü sağlık ve form uzmanı, First Fitness firmasının kurucusu Gregory Florez’in önerisi, aşağıda listelediğimiz ve bunların dışında kafanıza takılan tüm konular hakkında içiniz rahat etmeden kararınızı vermemeniz.

  1. Sizin ve koşu bandını kullanacak olan diğer kişilerin özelliklerini gözden geçirip bir tercih yapmalısınız. Örneğin, aynı koşu bandını kullanacak olan biri 60, diğeri 110 kilo ağırlığındaki iki kişi, düşük kaliteli bir aletle tek bir kişinin yaşayacağından daha çok sorun yaşayabilir.
  1. İnternette gezinin. Üreticilerin kendi sayfalarına ve kullanıcı yorumlarına, ürün karşılaştırmalarına göz atarak seçeneklerinizi daraltabilirsiniz.
  1. Ürünü nerede görebileceğinizi ve nereden alabileceğinizi belirleyin. Aynı kaliteyi ucuza bulmakta elbette sakınca yok, fakat böyle ürünlerde indirim mağazalarından alışveriş yaparken fazladan dikkatli olmakta fayda var. Bilgili bir satış ekibi tarafından karşılanacağınız bir yer bulmaya çalışın.
  1. O mağaza benim, bu dükkan senin gezmekten sıkıldığı için tüm alışverişlerini internet üzerinden yapan biriyseniz, üzgünüz ama koşu bandı satın alırken eski zamanlarınıza dönmeniz gerekecek. Zira koşu bandını satın almadan önce mutlaka test etmek, hem performans hem de güvenlik açısından önem taşıyor.
  1. Ürünü, gerçekte kullanacağınız gibi test etmeye dikkat edin. 5 dakika yavaşça yürüdüğünüzde tüm koşu bantları aynıymış gibi gelebilir; ancak evde yapacağınız gibi koştuğunuzda, eğimi arttırdığınızda, farklı programlara geçtiğinizde gerçek performansı deneyimleyebilirsiniz.
  1. Aleti test ederken değişik programlar ve hızlarda titreşim, ses gibi sizi sonradan rahatsız edebilecek unsurlara da dikkat etmelisiniz.

Koşu bandının olmazsa olmazları

Kolay kullanılabilir ve büyük fontlu dijital ekran: Koşu bandının üzerine her çıktığınızda elinizde bir kullanma kılavuzu olmayacağını düşünürsek, baktığınızda ne yazdığını anladığınız bir ekranla çalışmak oldukça önemli.

Elektronik aksam: Pek çok koşu bandında yerleştirilmiş bir televizyon, radyo ya da vantilatör bulunuyor. Bunların sizin için ne kadar önem taşıdığını değerlendirmeli ve neyin gerçekten gerekli olduğuna karar vermelisiniz. Örneğin; nabzınızı, yaktığınız kaloriyi ve kat ettiğiniz mesafeyi gösteren bir ekran ya da eski çalışmalarınızı kaydeden ve karşılaştırma yapmanıza olanak sağlayan bir sistem, bir vantilatörden çok daha öncelikli ve faydalı olabilir.

Şok emme sistemi: Koşu bandının gövdesi sağlam fakat “affedici” görünüyor mu? Bastığınız yerin çabuk eskimemesi veya dizinizde sorunlara sebep olmaması için fazla yumuşak ve süngerimsi bir dokusu olmaması gerekiyor. Bununla birlikte, asfaltta koşuyormuş gibi hissetmek zorunda da değilsiniz. Şok emme sistemine sahip ve koşmanızı kolaylaştıran, üzerinde rahat ettiğiniz bir alet bulmaya çalışın.

Motor: Oldukça açık ve net olarak, koşu bandının motor gücü önemli olmakla beraber, büyüdükçe daha iyi olduğu iddialarına kulak asmayın. 2.0 ya da üzeri HP motoru iyi bir koşu bandı için genelde yeterlidir – diğer parçaları, örneğin motor soğutma sistemi iyi olduğu sürece. Etkileyici bir beygir gücüne takılıp kalmak yerine, aleti bir bütün olarak değerlendirmekte fayda var.

Son olarak; satın alacağınız koşu bandına karar verdiğinizde aşağıdaki üç parçanın mutlaka garanti kapsamında yer almasına özen göstermelisiniz:

–       Motor

–       Gövde ve üzerinde koştuğunuz kemer

–       Elektronik aksam

Ne kadar kaliteli olursa olsun her ürün bozulacak ya da eskiyecektir. Önemli olan, koşu bandınızı siz ondan sıkılana kadar yüksek performansla ve gönül rahatlığıyla kullanabilmeniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale