X

Koşmaya yeni başlayanlar için Adım Adım: Çaylak olmaya hazır mısınız?

Sürekli mail geliyor bana ve hep aynı sorularla, şikayetlerle karşılaşıyorum:

“Koşmaya başlamak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum?”

“Ben de istiyorum koşmayı ama zor oluyor tek başıma. Keşke bana eşlik edecek bir arkadaşım da olsaydı yanımda.”

“Bağış toplamak istiyorum ama az kaldı maratona, geç mi kaldım acaba?”

Hayır arkadaşlar, geç kalmadınız, yalnız değilsiniz. Huzurlarınızda Adım Adım Çaylaklar’ı…

Sizleri önce Çaylakbaşı Memnune Bozoğlu ile tanıştırmak istiyorum:

Kimdir bu Çaylaklar?

Çaylaklar, çoğunlukla koşu sporuna yeni başlayan ve  Adım Adım bünyesinde yardımseverlik koşusu yaparak hem kendisine hem de topluma fayda sağlamayı amaçlayan, eğlenceli, enerji dolu bir grup. Amatör ruhunu hiç kaybetmeyen bir grup olduğumuz için, grubumuzun adı da Çaylaklar.

Ne zamandan beridir ‘Çaylak Başısın’ ve tam olarak nedir çaylak başının görevi?

Aralık 2012’den beri Çaylakbaşı’yım.  Çaylakbaşı profesyonel bir antrenör değil, Adım Adım’ın gönüllü antrenörü Kees Arendz’in hazırladığı antrenman programlarını grubun seviyesine göre uyarlayan gönüllü bir süpervizör.   Çaylakbaşı, başlangıç seviyesindeki koş-yürü-koş serilerinden oluşan antrenmanları organize eder ve sürekliliğini sağlar. Aynı zamanda Çaylaklara koşu, yardımseverlik koşusu, Adım Adım hakkında bilgiler verir ve  e-posta, telefon ile her zaman ulaşılabilir.

Sen de Çaylak mıydın bir zamanlar? 

Evet ve hala öyleyim 🙂 Çaylak ruhunu kaybetmemek önemli. 2012  Eylül’de gelmiştim ilk  Adım Adım Çaylak antrenmanına. O zaman Çaylakbaşı Melis Sönmezgil idi. 2 ay sonra bana; “Sen iyi koşuyorsun Çaylakbaşı olmak ister misin ve 13 hafta boyunca her hafta sonu ormanda olmayı taahhüt ediyor musun?” diye sordu , ben de hiç düşünmeden “Evet.” dedim.

Toplam kaç çaylak geldi, geçti bugüne kadar?

Adım Adım olarak yılda 2 uluslararası maratonda yardımseverlik koşusu yapıyoruz; birincisi Mart’ta Runatolia (eski adı Runtalya) ve ikincisi Kasım’da İstanbul Maratonu (eski adı Avrasya Maratonu).  Çaylak antrenmanları ilk  olarak Avrasya Maratonu 2012 döneminde başladı. O zamandan beri 4 yardımseverlik koşusuna hazırlandık, 394 kişi antrenmanlarımıza geldi ve 107 kişi yardımseverlik koşusu yaptı.

Tüm çaylaklar aynı düzeyde değil herhalde… Nasıl kategorize oluyorlar antrenmanlarda?

Antrenmanlarımız genelde başlangıç seviyesinde gerçekleşiyor, bu sayede yeni gelenler ilk günden aramıza katılabiliyorlar. Antrenmanımız koş-yürü-koş şeklinde olduğu için, herkes kendi hızında koşsa da düdük çaldığında en öndeki çaylak grubu en sonuna geçiyor, böylece grup dağılmıyor.  Maratonlar yaklaştıkça antrenmana katılımı artıyor, bu durumda hem sayı hem de seviye farkı nedeniyle grubu ikiye bölüyoruz.

Sadece Belgrad Ormanı’nda mı antrenman yapıyorsunuz?

Cumartesi sabah Belgrad Ormanı’ndayız, yaz saati 08:00, kış saati 09:00 .

Salı 19:45-21:30 arası  Caddebostan Sahil,Göztepe Parkı ya da Özgürlük Parkı’nda buluşuyoruz. Çarşamba 19:30 -21:00 Maçka Parkı’ndayız.

Salı antrenmanını gönüllü üyemiz Burcu Gürçay Alpaykut ve  Çarşamba antrenmanını yine gönüllü üyemiz Emre Türe yaptırıyor.

Antrenmanlarımızı Facebook grubundan takip edebilirsiniz 🙂

Diğer illerdeki çaylaklar nasıl organize oluyorlar ve şu anda nerelere yayılmış durumdalar?

Ankara ve Bursa dışında, bu yıl İzmir ve Antalya’da da Adım Adım antrenmanlarını başlattık. Her şehirde gönüllü destek veren bir tane süpervizörümüz var ve bu nedenle antrenmanı ‘Çaylak Antrenmanı’ olarak ayıramasak da yeni başlayanların katılabileceği şekilde uyarlamalar yapıyoruz.   Katılımcılar seviyelerine göre mesafe ve hız yapıyorlar.

Çaylaklar hemen bağış toplayabiliyorlar mı, yoksa biraz zaman mı geçmesi gerekiyor? 

Yarış öncesi hazırlık için 10 -13 haftalık bir antrenman programımız var. Bu dönemde antrenmanlarımıza  Adım Adım’ın desteklediği 8 Sivil Toplum Kuruluşu’nun sorumluları katılıyor ve antrenman sonunda ilgili STK’yı ve desteklenen projeyi tanıtan etkinlikler yapılıyor. Böylece Çaylaklar hangi STK için koşacaklarına karar veriyorlar. İstatistik vemek gerekirse; İstanbul Maratonu 2013’te 45 Çaylak koşucu 619 kişiden 54.688TL  ve Runtalya 2014’te 32 Çaylak Koşucu 992 kişiden 97.971TL  topladı.

Çaylak olmak için ne yapmak lazım?

Çaylak olmak isteyenler caylaklar@adimadim.org adresine e-posta gönderebilirler. İstanbul Maratonu 10km kategorisinde koşmak isteyenler için yeni dönem Çaylak kayıtlatı 6 Eylül’de alınacak, buradan duyurmuş olalım.

Bakalım Çaylak koşucular neler düşünüyorlar:

Seni kısaca tanıyabilir miyiz?

İsmim Çağrı Tilki. 29 yaşındayım. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyorum.

Nasıl haberin oldu çaylaklardan?

Adım Adım’a katıldıktan sonra Çaylakbaşımız Memnune’den gelen mail ile haberdar oldum.

Antrenmanlara ne zaman başladın, en son hangi etkinlikte ne kadar mesafe koştun?

Kasım 2013’te başladım Runtalya’ya hazırlık olarak. En son 2014 Mayıs’ta Alanya’daki Wings for Life koşusunda 10.4 km’de arabaya yakalandım 🙂

Zor olmuyor mu hafta sonu sabahın köründe, hafta içi iş çıkışında antrenman yapmak?

Açıkçası ilk başta Cumartesi sabahları erken kalkmak zor oluyordu ama vücut spora/koşuya alışınca daha rahat oluyor. Bir süreden sonra özellikle Belgrad’daki sabah antrenmanlarına gitmeden yapamıyorsun. Ama tabiİ ki biraz fedakarlık yapmak gerekiyor. Arkadaşlarla yapacağım planlarımı Cuma akşamına getirmemeye dikkat ediyorum.

Ne kadar bağış topladın Runtalya’da?

İlk yardımseverlik koşum olan Runtalya’da  TEGV Adım Adım Van Erciş Öğrenim Birimi’nin 10 yıllık işletme giderlerini karşılamak için koştum ve içlerinde aile üyelerim, yakın çevrem, okul arkadaşlarım, iş arkadaşlarım ve üniversite hocalarımın bulunduğu 53 kişiden toplam 5960 TL bağış topladım.

Başarının sırrını neye borçlusun?

Başarının sırrı bence istemek ve istemeyi bilmek. Gönül rahatlığıyla insanlardan bağış yapmalarını istedim. Yapacaklarını söyleyip unutanlara hatırlattım 🙂

Ayrıca Facebook ve Instagram’ı da kullanmak önemli. Bağış mailini atmadan önce Facebook ve Instagram’da insanların ilgisini çekecek bilgiler ve fotolar paylaştım. Hatta sosyal medyadaki kampanyamı beğenip “Bağış mektubunu gönder de bağışı yapalım.” diyenler bile oldu.

Sana özenip de çaylak olan arkadaşların var mı, olsunlar diye herhangi bir çabada bulundun mu?

Kimin koşu sporu ile ilgilendiğini duysam, hemen Adım Adım ile bilgi verip antrenmanlara davet ediyorum ama somut olarak katılan şu anda yok.

Çaylak ruhunu kaybetmemiş ben her türlü sorunuzu bekliyorum: kivergu@gmail.com

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.  

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale