X

Kontrol etme arzumuz

Bir deniz olduğunuzu hayal edin. Siz bir denizsiniz. Deniz doğası gereği durağan değildir.
Bazen bulanık, bazen durgun ve berrak, bazen de dalgalı… Tıpkı insan bilinci gibi.
Sürekli maruz kalınan dış faktörler varken, bir denizin sürekli dalgalı ya da her zaman durgun olması ne kadar gerçekçi?

Bir deniz de insan gibi dış dünyaya maruz kaldığında değişir, dalgalanır ve bulanır.
Bu halleri yaşamamak için rüzgârın esmemesi adına çareler düşünen, rüzgar estiğinde hayal kırıklığı yaşayan ve kendisini üzdüğü için rüzgardan nefret eden bir deniz düşünün.
İşte insanoğlu ve insanoğlunun hayat oyunu…
Rüzgarın varlığını inkar etmek neye yarar? Ayrıca rüzgar sadece rüzgardır. 

Bizler acının, karanlığın varlığını inkâr ederek oluşturduğumuz dirençle, hayatın var olan güzelliğini de belki tam olarak yaşayamıyoruz.
Halbuki ilk başta neşe, sevinç ve mutluluk kadar hüzün, acı ve kederin de varlığını kabul edebilseydik, belki en baştan bu oyunu her birey başka türlü oynardı.
Jung’un da dediği gibi, bir insanın bütünlüğe ulaşması yani bireyleşme süreci (individuation process), ruhun hem ışığı hem gölgeyi tanımasından geçer — hepsinin kabulünden.
İşte bu, insanın içsel denizinde dalgalarla birlikte var olmayı öğrenmesidir.

İnsan yaşamda birçok etikete sahip.
Sosyal, kültürel, maddi, manevi birçok farklı etiketimiz olsa da, insani yanımız açısından bir eşitlik görüyorum ben.
Bu eşitlik, hayatın her birimizin ağzında hoş ve hoş olmayan tatlar bırakıyor ve bırakacak olması.
Umut, sevinç, acı, hayal kırıklığı, heyecan gibi birçok duygu…
Varoluşun, yaşamın dili bu iken, ne zamanki denizimizin hep güzel duygularda olmasını istiyoruz, o zaman içsel dengemizi bozuyoruz.

Ayrıca farklı duygu ve deneyimlerden geçmeyen egolar maalesef yeterince güçlenemiyor, daha doğrusu olgunlaşamıyor.
Olgunlaşmamış, olanı olduğu gibi göremeyen insan ise hayata ve kendisine yeterince güvenemez.
Güven olmadığında, sürekli bir tehdit varmış gibi yaşayan varlık, kendini korumak maksadıyla planlar yapar.
Kendini yaşamak yerine, sınırlı benlik programını deneyimler.
Çünkü kontrol etme arzusu genelde korkularımızdan, güvensizliğimizden doğar.
Bu güvensizliğimiz ve dış dünyamızın da belirsizliklerle çevrili olması, yaşamı kontrol etme olgusunu doğurur.
Halbuki kontrol etme düşüncesi sadece bir yanılsama.
En büyük cesaret; riskli ya da korku kökenli kararlar almaktansa, bu yanılsamadan sıyrılıp hayatın ritmine kendini bırakabilmektir. İşte bu kendini aşmaktır. 

Kısacası, hayat kontrol edilmesi gereken bir alan olmaktan ziyade, her gün yeni seçimlerle inşa edilecek bir süreçtir.

Bu sebeplerle, dış dünyayı kontrol etmeyi bırakıp belirsizliği, acıyı, hüznü kabul eden bir insan yılmazlığa giden yola da adım atabilmiştir.

Çünkü onun güvendiği yer artık kendisiyle, duygularıyla kurduğu sağlıklı ilişki — yani kendine ve hayata olan güveni.
Böylelikle kişi, onu kaygılandıran belirsizliği umuda dönüştürme yolunda ilerlemeye başlamıştır. 
Çoğumuz bir takım kararlarımızı bu hayatı kontrol etme perspektifinden alırken, iç dünyasıyla barış imzalayan kişi bilinçli seçim dünyasına adım atmıştır.
Neyi neden yaptığını, hedeflerini, kaçtığı noktaları, zaaflarını — kısacası kendini bilir.
Kişi bundan böyle tek kanatla uçmuyor; aydınlık ve karanlığını bilerek, ikisinden de fayda sağlayarak yaşamda kaderini yazıyordur.

Sınırlı benliğimiz, korkan, yetersiz hisseden bir yapıdır.
Güven duygusu azdır.
Fakat sınırlı benliği aşmak, insanoğlunun içindeki yaşam ateşini yakan noktadır.
Çünkü artık korkan bir “ben” yerine güvenen bir “ben” vardır.
Kontrolcü ben yerine, teslim olan ben vardır.
Yetersiz hisseden ben yerine ise kendisine neyin yetip yetmediğini bilen, sınırlarını çizen bir ben gelmiştir.
Kısacası yeni, özgür bir “ben”e doğru ilerleyiş başlamıştır.

Bu noktada kişi maskelerini bırakarak otantik benliğine yavaş yavaş kavuşur; ilişkileri, hayatı da otantikleşir, sadeleşir.
Bu ben, olanlara hemen tepki vermeyen, duran, daha yumuşak cümleler kuran bir bendir.

Hayatı kontrol edemem ama onunla beraber akabilirim.
Tamamıyla yönetmek yerine, bana ne demek istediğini anlayabilirim.
Uyumlanabilirim.
Şimdiye dek yaşadıklarımla yüzleşip, karanlık yerlere ışık tutarak ilerleyebilirim.
Korkup kontrol etmek yerine, bedenimi, duygularımı dinleyebilirim.
Kurgulanmış sınırlı benlik, bu sorular ve doğru seçimlerle yavaş yavaş miadını doldurur ve asıl öz ortaya çıkar.
Bu, yeni kimliğinin ortaya çıkışıdır.

Bundan böyle içsel denizinin efendisi olan kişi potansiyeline de adım adım yaklaşır.
Hayata, kendine, Yaradan’a güvenir ve kendi öyküsünü değiştirir.
Kontrol etmek yerini iç huzura ve teslimiyete bırakır.
Teslimiyet pasiflik değil, asıl gücün kapısıdır.
Bütün yaşananlar da zaten seni bu kapıya getirmek için kendi kurduğun bir kurgudur, sevgili yolcu…

İlginizi çekebilir: Zihin dünyamız ve dönüşüm

Burcu Kaya: Merhaba, ben Burcu. 1988 İstanbul doğumluyum ve 15 yıldır ilkokul öğretmenliği yapıyorum. Çocuklarla geçirdiğim yıllar boyunca onların saf özüyle kurduğum bağ sayesinde insan özü ile egosu arasındaki bağlantıyı keşfetmeye başladım. Bu keşif, bireysel yolculuğumun da başlangıcı oldu. İç dünyamı daha derin bir seviyeden gözlemlemek ve düzenlemek amacıyla klasik meditasyon ve yoga pratiklerine başladım. Bu emeğin sonucunda zihinsel yüküm hafifledikçe, yola olan aşkım her geçen gün arttı. Ardından, Analitik Psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung okumaları yapmaya ve arketipsel sembolojiyi araştırmaya yöneldim; bu konuda eğitimler aldım. Nefes terapileri ile içgörülerimi derinleştirdim ve insan işleyişine dair farkındalıklar kazandım. Kısacası, araştırmalarım ve eğitimlerimle "kendini bilme" yolculuğumu sürdürüyorum. Herkesin kendi hayatının yazarı olduğuna inanıyorum. Dönüşümü ve bilinç yükselişini en temel derdimiz olarak görüyor; öze dönüş yolunu yazılarımla gönüllülerine aktarmayı diliyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale