X

Kendinizi karada sıkışmış mı hissediyorsunuz? O zaman denize buyrun

Zamanımızın çoğunu iş ve şehir hayatı temposunun getirdiği hızlı olaylar döngüsü üzerine kurmuş durumdayız. Kafa dinlemek ve canlanmak üzere yakınlarımızda olan az sayıda kaçış güzergâhımız var. Onlar da şehir kalabalığı dolayısıyla yoğun kullanımdalar ve çoğu zaman aradığımız dinginliği ve rahatlamayı bulmakta zorlanabiliyoruz. Her yer o kadar kalabalık ve o kadar sıkışık ki, evden çıkıp yollara koyulduğunuzda açık alanda keyifle spor yapmak, dinlenmek, yürüyüş yapmak bile eziyet haline dönebiliyor. Bu yazımda, karada bulmakta zorlandığımız huzuru denizde bulabileceğimiz ve özellikle denize kıyısı olan şehirlerde yaşayanlar için alternatif bir aktivite hakkında derlediğim bilgileri paylaşacağım.

Yelken yapmak, eğlenceli olmasının yanında, sizi sürekli tetikte ve heyecanlı tutan da bir spor dalı.

Yelken yapmayı öğrenmek için birçok nedene sahibiz. Yelken yapmak, eğlenceli olmasının yanında, sizi sürekli tetikte ve heyecanlı tutan da bir spor dalı. Ayrıca çoğumuzun sandığı üzere bir “lüks” değil; aksine bir yaşam tarzı. Masmavi gökyüzüne karşı basılmış yelkenler, yüzünüze vuran tatlı soğukluktaki rüzgâr, teknenin başına çarpan dalgalardan yükselen dinlendirici sesler… Belki “Anlayamazsınız!”; ancak bu deneyimi yaşayabilmek ve tasvir etmeye çalıştığım atmosferi hissedebilmek için şehirde birçok alternatif bulma şansınız var.

Yelken yapmak için yelkenli tekne satın almış olmanıza gerek yok. Gezmek ya da eğitim almak için günübirlik ya da haftalık olarak yelkenli tekne kiralayabilirsiniz. Ayrıca birçok kurumsal firma, spor kulübü, üniversite vb. kuruluşların kendi adını taşıyan yelken takımları da mevcut. Bunlar haricinde sponsor yardımı alan ve yarışlara katılmak üzere bir araya gelen gruplar da var. Uygun olan, kendinize yakın hissettiğiniz bir topluluk içinde yelken yapma şansı elde edebileceğiniz birçok imkân bulunmakta.

Yelken yapmak – yalnız burada kast ettiğim sadece havuzlukta(*) oturmak ve etrafı seyretmek değil – aktif olarak tekne üzerinde görev alırken, hedefe doğru gidilen yolda herkesin işini kolaylaştırma ve spor yaparken aynı zamanda arkadaşlar / aile fertleri ile (artık yanınızdakiler kimlerse) sosyalleşme fırsatı bulabileceğiniz sayılı sportif aktivitelerden biri.

Teknenin bölümleri

Yelken yapmaktan çok keyif alıyorum; çünkü bu süreçte vücudumu etkili kullanmam ve etrafımda olup bitenlere karşı tetikte olmam gerektiği gibi, denizde olmanın getirdiği muhteşem bir kinestetik tecrübe de söz konusu. 5 duyunuzun da aktif olarak işin içinde olduğu bir spor ile karşı karşıyasınız. Rüzgârın şiddeti, akıntının gücü, hava durumu, teknenin trim edilmesi gibi terimlerle nasıl baş edeceğinizi öğrenmek için bol bol tecrübe kazanmak ve okuma yapmak gerekiyor.

İlgili yazı: Uplifers kızlarının yelkenli tekne turundan öğrendikleri 5 önemli kural

Yelken yapmak sizi adeta köklerinize döndüren de bir uğraş. Tekne üzerinde vakit geçirirken spor yapıyor, eğlence ile çalışmayı birleştirebiliyor, bol bol gülüyor, iletişim kurarak topluluk halinde bir arada vakit geçirmeyi ve bir amaca doğru ilerlemeyi mutlulukla deneyimleyebiliyorsunuz. Kendini sürekli olarak yenileyen ve dünya üzerindeki en güçlü etkiye sahip doğada olmaksa vahşi ve bir o kadar da heyecan verici bir serüven. Teknenin burun kısmında belirip sizinle oyun oynayan yunuslarla keyifli bir seyir yaparken, meditasyon sırasında yaşadığınız huzuru, zihin ve bedeninizde hissedebiliyorsunuz. Deniz ve gökyüzünün birlik olarak sizlere sunduğu öyle anlar geliyor ki; yaşadıklarınız, unutulmayan anılar olarak hafızanızda iz bırakıyor.

“Denizdeyim gelicem!”  YOUSail ile yelken seyri

Yousail etkinliklerini Golddfinch isimli tekneyle gerçekleştiriyor.

Yelkenden bu kadar bahsettikten sonra İstanbul için alternatif önerileri de sıralamak gerekir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; deneyim satın alarak daha mutlu olabilirsiniz. İnsanlarla paylaştığımız bu deneyimlerse bizi birbirimize bağlayan ortak paydalar halini alabilmekte. Yakın zamanda denize çıkıp yelken yaptığımız YOUSail ile Set Sail for …” aktivite serilerine katılarak deniz, doğa, spor ve eğlenceyi bir arada yaşayabilirsiniz.

YOUSail, Cihan ve Erman adında iki genç arkadaşın kurmuş olduğu bir şirket. Tekneleri Fenerbahçe Marina’da demirli. Her iki ortak da uzun senelerdir yelken camiası içinde ve bu işi iyi bilen ve bunu karşılarındakilere çok iyi aktaran bir ikili olmuşlar. Onların, diğer yelkenli tekne gezisi ya da yelken eğitimi verenlerden farkı ise; outdoor yaşamı, maceraperest ruhları ve eğlenceli kişilikleriyle birleştirerek sundukları etkinlik önerileri. YOUSail ile yapmış olduğunuz seyirlerde, bu işi ne kadar sevdiklerini ve bu işten alacağınız keyfin ne kadar yüksek olacağını, zaten tekneye adımınızı atarken siz de hissediyorsunuz. Onlar, bu etkinliklere ve oradan alacağınız hazza çok inanmışlar; çünkü onlar aslında hobilerini yaparken, sizi de yanlarında görmekten mutluluk duyuyorlar.

Yakın zamanda yapılan etkinliğin adı “Set Sail for Running // Sail 6M, Run 6K”. Sabah saat 7’de Fenerbahçe Marina’daki Goldfinch isimli teknede buluşuluyor. Eğlenceli ve öğretici bir yelken seyri yaptıktan sonra, koşu için Burgazada’ya demirleniyor. Burgazada’nın çam ağaçları içindeki kimi zaman toprak, kimi zaman asfalt yollarında isteyen koşarak, isteyen yürüyerek katılım gösterebiliyor. Koşu sonrası, adadaki denize nazır konumdaki restoranlardan birinde kahvaltı yapılıyor ve akabinde yine yelkenli tekne ile marinaya dönüş gerçekleşiyor. Yaklaşık 7 saat süren etkinlik sonrası, spor yapmış olmanın getirdiği zindelik, yüzlerde kocaman bir tebessüm ve içinizdeki huzur ile keyifli geçen bir aktiviteyi sonlandırmış oluyorsunuz.

Bildiğim kadarıyla programlarına yepyeni bir etkinlik daha ilave ettiler: “Set Sail for Yoga”.  Bir hatha yoga eğitmeni olarak, yelken ve yoga için planladıkları sürprizleri duyduğumda çok heyecanlandım. Sizler de bu ve diğer etkinlikler hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz Yousailtr web-sayfasını ziyaret edebilir ya da sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Hayallerinizi ertelemeyin

Billy Budd teknesi- Maria Christina Rapisardi

Yazıyı noktalarken, kendisinden ilham alabileceğimiz Milanolu bir avukat ve maceraperest olan Maria Christina Rapisardi’nin Royal Huisman yapımı Billy Budd teknesi ile çıktığı yolculuğa da kısa olarak değinmek istiyorum.

Rapisardi, yelkenli tekne ile farklı rotalar üzerinden dünyayı gezme hayalini, günümüz yaşantısından kendini tamamen soyutlamadan hayatına dâhil edebilmiş insanlardan biri. Topladığı ekibi ile beraber daha önce hiç gidilmemiş rotalar üzerinden Antartika, Arktika, Svalbard, Grönland, Patagonya ve Şili dâhil olmak üzere toplam 4000 mil süren yolculuk sonunda, 2006 senesinde The Royal Cruising Club’ın dağcılık ve denizciliği bir arada kombinlemiş Bill Tilman’a ithâfen verilmekte olan Tilman Madalyası’nı almaya hak kazanmış. Bu serüven sırasında ise uydu sistemleri aracılığıyla da aktif olarak avukatlık yapmaya devam etmiş ve müşterilerine, uzakta olduğunu hissettirmeden hayalinin peşinden gidebilmeyi başarmıştır.

Umarım bizler de hobilerimize, günlük yaşamımızdan ödün vermeden yeterli zamanı ayırma şansı yakalarız. Pruvanız neta, rüzgarınız kolayına olsun…

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale