X

Kendinizi an’ın kollarına bırakabilmek: Işıltılı kapının ardında sizi neler bekliyor?

Seviyorum yeni bilgiler edinmeyi, bir konu hakkında yepyeni pencereler edinmeyi. Okuyorum, belki 1-2 kere uyguluyorum, doyuyorum, sonra hoop başka bir konuya geçiyorum.

Senelerim böyle geçti. Ne kadar çok şey bilirsem o kadar iyi entelektüelim zannettim. Bir yanım hala zannediyor. Birkaç ay önce fark etim ki bütün edindiğim bilgiler zihin seviyesinde kalmış. Deneyimlemediğim için, bilgiyi bedenimin emmesine zaman tanımadığım için, bilginin içinde vakit geçirmediğim için tüm bilgiler öylece havada asıl kalmış.

Bu da farklı bir tür tüketim çılgınlığıydı. Tüketim çılgınlığı sadece kıyafetlerden, objelerden ibaret değildi. Her türü vardı. Son zamanlarda kendim dâhil dışarıyı gözlemlediğimde ise gördüğüm en büyük tüketim alanlarından bir tanesi de bilgi tüketiciliğiydi. Beynin herhangi bir bilgiyi depolayabilmesi için o bilgi çerçevesinde binlerce tekrara ihtiyaç duyuyor ki nöronlar arasında bağlantıları kuvvetlendirebilsin. Bir, iki kere okuduğumuzda nöronlar arası bağlantılar zayıf bir şekilde kurulmuş oluyor ve eğer o bağlantıları bir daha kullanmazsak kayboluyor, öylece kalıyor. Eğer tekrar etmeye devam edersek ise her tekrarda o bağlantılar daha da sağlamlaşıyor ve bir daha kaybolmamak üzere sıkıca kurulmuş oluyor.

İnsanın kendisini anlaması için, kullandığı aracı yani bedeni iyi kullanabilmesi için bilmesi gereken en önemli alanların başında biyoloji, fizyoloji ve nörolojinin geldiğini düşünüyorum. Ben maalesef yeni yeni bu alanlara merakla eğiliyorum. Tüm bunları okul çağında ezbere değil de anlayarak öğrenmiş olsaydık eğer, birçok hareketimiz bambaşka şekilde evrilebilirdi hayat içinde diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Beyinde her şeyin oturması için binlerce tekrar istemesinin diğer bir dalı bu tekrarların zamanlamasının kişiden kişiye göre değişiklik göstermesi. Bir bilgi kimisinde oturmak için dünya zamanlamasında 5 gün alırken, diğer kişide 5 sene alabilir. Bu konu da kişinin kendi öz ritmini, hayat akış hızını olduğu gibi kabul etmesine gidiyor ki bundan geçen hafta bahsetmiştik hatırlarsanız.

Okumayanlar, ne demek istediğimi daha iyi anlamak için bu “Kendi ritminizi duyabiliyor musunuz: Akış hızınızı kabul etmenin mucizevi getirileri” yazıma şu an bir ara verip göz atabilirler.

Beyin algısı ve kişi zamanlaması bu şekilde işlerken gelin görün ki benim zihin bana asla rahat vermiyor! “Tek bir konu yetmez!” diye sesini yükseltiyor. “Onca zaman sadece bir konuya konsantre olmak diğer bilgilerden mahrum olmak demek, saçmalama! Hadi şu an bir de şu konuya bak bakalım, orada neler diyor?” diye bir de beni yönlendiriyor. “Tek bir konuya konsantre olmak diğer her şeyden ve herkesin gerisinde yer almak olur!” diye de beni tehdit etmekten çekinmiyor.

Bir yanım bir bilginin oturması için zamana ve deneyimlerin içine yerleşmeye ihtiyacı olduğunu öğrenmişken ve bu şekilde yol almaya devam etmek isterken, diğer yanım “asla olmaz” diyerek beni diğer tarafa çekiyor. Arada ne yapacağımı şaşırıp öylece kaldığımı biliyorum.

Böyle anlarda sadece nefes almak; tek çözümün nefes almak olduğunu düşünüyorum. Her şeyi bir kenara bırakmak ve sadece nefes almak. Zihinden uçmaktansa nefes alarak yeniden bedene çapalanmak ve sadece anda var olmak en şifalı çözüm olabiliyor.

Bir taraftan da karantina döneminde gözlemlediğim en keyifli durumlardan bir tanesi tüm “ihtiyaçlarımın” anında karşılandığını görmek olduğunu söylemeliyim. Tereddütsüz, bir saniye bile sekmeden hemen meydana geldiğine çok fazla şahit oldum. Bu şahitliğim hem nesnesel bazda oldu ama asıl önemlisi bilgisel bazda da çok gerçekleşti. Yani öğreneyim diye zorlamadığımda ve kendimi ana bıraktığımda ihtiyacım olan bilgilerin zaten gelip beni bulduğunu gözlemledim. Çok acayipti!

E böyle olunca da aslında kendimi bıraktığımda sonsuz ışıltılı kapının kendiliğinden bana nasıl açıldıklarını gördüm. Hiç özel bir şey yapmama gerek yoktu. Sadece kendimi ana bırakmak ve ihtiyaçlarımı duymam yeterliydi.

Bırakmak harikaydı. Her şey olduğum yerde, çabasız bir şekilde bana geliyordu fakat zihin bunu bilmiyordu. Ben ne kadar zihinle konuşmalar da yapsam, “Merak etme güvendeyiz. Her ihtiyacımız karşılanıyor” diye yumuşacık bir ses tonuyla telkinlerde bulunmaya çalışsam da zihnim şu an buna ikna olmuyor. Hala olmuyor. Belli ki zamana ihtiyacım var.

Şu an halen tüm bu bilgiler bende olmasına rağmen hipnotize olmuş bir şekilde zihnin peşinden gidiyorum. Ama ne yapıyorum şu an eskiye göre farklı, biliyor musunuz?
Bunu fark ettiğimde kızmıyorum kendime.
İhtiyaçlarının karşılandığı bilgisi varken hala duramıyorsun yerinde ve zihne gidiyorsun. Sen nasıl bir insansın? Boşa okuyorsun o zaman, okuma daha iyi!” diye kendimi ezen ve küçük gören bir tavra bürünmüyorum!

Aksine şu anki modum şu:
Şu an hipnozite olmuş bir şekilde zihnin peşinden gidiyorsun. Tamam sorun değil. Şu an böyle demek ki. Şu an elinden gelenin en iyisi bu. Bundan daha iyisi gelmiyor ve bu olabilir. Bu halde olduğu gibi, kendi güzelliğinde. Ve ben seni böyle, bu şekilde ve bu halinle de çoook seviyorum Gamze!

Madem zihninle konuşma yolu şu an için yaramıyor. O zaman bu yola da tutunmaya gerek yok. Zihnin sakinlemesi ve rahatlaması için başka yollar bulabiliriz pekala. Onu da aramaya gerek yok merak etme. Sen bu yoldan öğreneceğim diye ısrar etme ve bırak olanları olduğu gibi rahatlıkla, o yeni yol hiç beklemediğin bir anda gelip seni bulacak zaten.

Fark etmeye, olduğum gibi kabule, bırakabilmeye, tutunmamaya şükür.
Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Kendi ritminizi duyabiliyor musunuz: Akış hızınızı kabul etmenin mucizevi getirileri

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale