X

Kendinizi affetmeye ne dersiniz?

Hayatta herkes hata yapabilir, ben, siz, ailemiz, sevdiklerimiz… Önemli olan, yapılan hataları göz ardı etmeden, üstünü örtmeden veya altında ezildiğimiz büyük bir olay haline getirmeden onları kabul etmek ve onlardan ders çıkarmaktır.

Her birimizin içerisinde bir iç eleştirmen ve iç koruyucu vardır. Hata yaptığımızda iç eleştirmenimiz ortaya çıkar. Bu iç eleştirmen eleştirinin dozunu kaçırarak küçük başarısızlıkları büyütür, bunları kocaman başarısızlıklara dönüştürür. Geçmişteki hataları bulur çıkarır ve o hataları tamir etme çabanızı görmezden gelir.

Böyle zamanlarda iyi yönlerimizi ortaya çıkarmak, yanlışlarımızı bir perspektife oturtmak, iç eleştirmenimizin bizi tepetaklak gönderdiği yoldan döndürmek için iç koruyucumuz devreye girer. İç koruyucumuzun desteğiyle, yaptığımız hataları telafi etmeye çalışır, bizi kötü hissettiren duyguların üzerine gidebiliriz. Hissettiğimiz vicdan azabı, suçluluk ya da utanç duygusu sürekli hale gelir ve hayatımızın ortasına oturursa bu durum hem kendimize hem de çevremize katkı sağlamamıza mani olur. O yüzden bu duyguların sadece bizi cezalandırmak için olduğunu değil bir daha aynı hatayı tekrarlamamak için de olduğunu unutmamalıyız. Kendimizle barışıp kendimizi affetmeliyiz!

Peki nasıl affedeceğiz?

Kendimizi affetmek için birçok farklı çalışma yapabiliriz. Önemli olan önerilen çalışmalardan seçtiklerimizi düzenli periyodlarla tekrarlamak ve bunları kendimize sürekli hatırlatmaktır. İşe, hala kendimize kızdığımız küçük bir olayı seçerek başlayıp ve aşağıdaki yöntemlerden birini veya birkaçını deneyebiliriz.

  • Zor zamanımızda bize iyi gelen, bizi önemseyen, hatalarımız karşısında bizi yargılamayan bir arkadaşımızı, ailemizden birini ya da varsa bir evcil hayvanımızı düşünelim. Böyle zamanlarda onun bize iyi gelen yönlerini belirleyip, bu yönlerin bizim kendi içsel koruyucumuzda da olduğunu hayal edelim. Örneğin, yaptığımız bir hata karşısında yakın arkadaşımızın bize bu hatadan çok daha fazlası olduğumuzu anımsatması bize iyi geliyorsa kendi içsel koruyucumuzda bize bir hatadan çok daha fazlası olduğumuzu söyleyebilir.
  • Önemsendiğimizi hissetmeye devam ederek, iyi olduğunu düşündüğümüz özelliklerimizi listeleyelim ve kendi içsel koruyucumuza da bizim hakkımızda ne düşündüğünü soralım. Kendimiz hakkında aslında ne kadar fazla iyi şey olduğunu gördüğümüzde şaşırabiliriz.
  • Çocuğumuza bağırdıysak, birini incittiysek, ailemize yalan söylediysek tüm bunları olduğu gibi kabul edelim. O anda aklımızdan ne geçti?  Bize neler hissettirdi? Kendimiz ve başkaları için sonuçları ne oldu? gibi sorularla olanı keşfetmeye çalışalım. Aynı zamanda bu hareketleri yaptığımızda karşımızdaki kişinin ne hissettiğini de anlamaya ve fark etmeye çalışalım. Bunlar yüzleşmesi zor ancak aynı zamanda bizi özgürleştirecek gerçeklerdir.
  • Yaptığımızı düşündüğümüz yanlış davranışları, hatalar ve beceriksizlikler olarak kategorilendirelim. Hatalar utanma duygusu, vicdan azabı ve pişmanlık duygularını hak eder. Beceriksizlik ise bilinçli yapılmadığından sadece düzeltme gerektirir. Örneğin, birini sözlerimizle kırdıysak ve bunu yaparken bilinçli olarak onu çok üzecek şeyler söylediysek bu bir hatadır. Ancak konuşurken bunu hiç düşünmeden sadece aklımıza geldiği için söylediysek bu beceriksizliktir ve kendimizi suçlamadan düzeltebilir ve tekrarlamaması için çabalayabiliriz.
  • Kendimize dürüst davranarak hatalarımızın ve beceriksizliğimizin sorumluluğunu almamız önemlidir. İçimizden “…’dan ben sorumluyum.  Ama …’dan sorumlu değilim.” diye yüksek sesle söyleyerek veya yazarak bunları içselleştirmek ve sistemimize yerleşmesine izin vermek önemlidir.
  • Ve kendimizi affedelim.  Yükses sesle,  “… için kendimi affediyorum. Kabul ettim, telafi etmek için çalıştım ve elimden geleni yaptım.” Ve belki bu cümleye kendisine karşı hata yaptığımız kişiden de bizi affetmesini ekleyebiliriz.

Kendimizi affetmek için bu duygunun içimizde yerleşmesine zaman tanıyalım. Bu şekilde huzurlu ve mutlu olabiliriz.

Şimdi kendinizi affetmeye ne dersiniz?

İlginizi çekebilir: Kadınlar her yıl daha da mutsuzlaşıyor: Peki, ne yapmalı?

Tuba Müftüoğlu: Ankara doğumlu Tuba Müftüoğlu, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirip, Amerika’da Uluslararası Hukuk alanında burslu yüksek lisansını tamamladı. Yurt dışında Marka ve Strateji üzerine on yıldan fazla çok uluslu şirketlerde çalıştıktan sonra ise Türkiye’ye kesin dönüş yaparak bir holdingte üst düzey yönetici olarak çalışmaya başladı ve halen de bu görevine devam ediyor. Evli ve bir erkek çocuk annesi olan Müftüoğlu, koşuşturmalı bir hayat tarzının ve gitgide artan bir iş temposunun hakim olduğu, kendinden kopuk, yaşam kalitesinin gitgide düştüğü, daimi yorgun, keyifsiz ve tatminsiz hissettiği uzun yıllarının sonunda bu otopilot döngüsünün daha fazla içinde kalamayacağına karar vererek, bu durumu değiştirmek için bir çözüm aramaya başladı. Mindfulness, şefkat, nöroplastisite, yoga, koçluk gibi pek çok alanda yolculuğuna başlayan Tuba Müftüoğlu, aldığı eğitimler ve gerçekleştirdiği grup çalışmaları sayesinde hayatının tamamına sirayet edecek dönüşümler yaşadı. Keşif yolculuğuna ilk günkü heyecanla hala devam ederken kendisine iyi geleni daha çok insana ulaştırmak amacıyla Talk TuBaNa çatısı altında, kurum ve kişilere eğitimler aracılığıyla ihtiyaçları olan çözüme gidecek yolda mentörlük sağlayıp, bireysel seanslar veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale