X

Kayıp Organ Jacobson V2.0: Tinder ve Kolay Erişilebilir Olmak

İnsanın hayvanlarla kıyaslanması özellikle bilim insanlarının sık başvurduğu yöntemlerden. Düşünebilen hayvan, sosyalleşebilen hayvan, üretebilen hayvan gibi kıyaslamalara kulaklarımız aşinadır mutlaka.

Bu kıyas mantığı; evrim teorisyenleri için adeta vazgeçilmez bir alışkanlık haline geleli epey zaman oldu. Aynı mantığın doğal bir uzantısı da; evrim süresince hangi yetileri elde edip, hangilerini yitirdiğimiz sorusu.

Kazandıklarımız ortada; aynı anda hem yemek pişirip, hem konuşuyor; hem TV’deki haberlere göz atıp, hem top sektirebiliyoruz. (İtiraf ediyorum, sonuncusunda hâlâ evrimimi tamamlayabilmiş sayılmam!)
Ancak evrim açısından, kazançlarımızdan ziyade neleri yitirdiğimiz daha belirleyici ipuçları veriyor.

Jacobson organının keşfi

Çağının önemli anatomistlerinden Danimarkalı Ludwig Jacobson’ın 1809 yılında keşfettiği organ bu açıdan önemli. Günümüzde onun adıyla anılan ‘Jacobson Organı’*…

Memeli hayvanların burunlarında yer alan bu aşırı hassas duyusal organ; kendine has yapısıyla son derece mühim işlevlere sahip.

Özellikle cinsel birleşme periyodlarında, eşlerin birbirlerini bulmasında adeta bir ‘anten’ rolü oynayan bu işlev; aynı zamanda avın ikamet ettiği adrese ulaşmak için de hayli elverişli.

Vomeronasal sinirlerin geçmişte insan ırkında da var olduğu; ancak evrimle beraber diğer yeteneklerin baskın hale gelmesiyle köreldiği iddia ediliyor. Yazımızın konusu da tam bu esnada başlıyor!

Malum organın temel özelliği; çiftleşme dürtüsüyle aceleci davranan hayvanın eşi; o sırada tam olarak nerede; hangi ağacın dibinde, hangi çalılığın arkasındaysa; şıp diye bulup çıkarıvermesi. GPS? Navigasyon? Check-in? Aklınıza kim bilir kaç uygulama, kaç çevrimiçi servis üşüştü.

Gelişen teknolojiyle anında görüntü!

Sadece on sene kadar önce, ülkelerin istihbarat servislerinin ve silahlı kuvvetlerinin denetiminden çıkan GPS yazılımları; önce araç bilgi ekranlarıyla otomotiv üreticilerine, sonra akıllı telefonlar kanalıyla tüm pazarlama dünyasına, çok ama çok iyi geldi!

Lokasyon\konum’ bildirimleri sayesinde; Google Maps, Foursquare, Swarm gibi konum odaklı bu hizmetlerin yanı sıra, GSM operatörlerinin sağladığı ‘TamNerede’ gibi uygulamalar ulaşımdan, alışverişe hayatın her alanında büyük kolaylıklar sağladı. Hatta en sonunda iş öyle bir boyuta ulaştı ki; Tinder gibi ‘anında eşleşme’ uygulamalarıyla artık canımız kiminle nerede birlikte olmak isterse, arayıp bulabilir olduk. Tabii kahve içmek için!

Kısacası yaşadığımız bu olağanüstü değişimle; kaybettiğimiz Jacobson organlarımıza yeniden kavuştuk. Peki, buna karşın hangi organımız\hissimiz köreldi? Öyle ya; evrim yasaları bunu gerektiriyor.

Ne kadar güvendeyiz?

Kendi irademiz dışında; markaların, ya da şahısların istedikleri anda; üstelik nokta atışı kesinliğinde bizim nerede olduğumuzu bilebilmesi örneğin; ne kadar ahlaklı bir tutum? Ya da Tinder gibi uygulamalar yoluyla ‘kesiştiğimiz’ insanlara ne kadar güvenebiliriz? Bu tarz bir buluşma ve birliktelik ne kadar ‘insani’?

Alakalı sorular çoğaltılabilir ve açıkçası herkesin cevabı da, tercihi de kendisini bağlar! Ama şunu unutmayalım ki; birbirinden ‘şirin’ görünen bu faydalı uygulamalar, cihazlar; kuralları henüz koyulmakta olan yepyeni bir dünya kuruyor.

Yer-yön-yöntem, anındalık, sürat, tutku, haz, cinsellik, zaaflar, dürtüler, kolay kazançlar, vaatler; bu dünyanın kâfi derecede problem yaratacak kavramlarından bazıları yalnızca. Sanal dünyanın bu ve benzeri rutin fenomenleri; günden güne yeni tehdit ve riskleri de beraberinde getiriyor.
Basit bir Google araması yaparak, konuyla ilgili sayısız makale bulmak mümkün. Ama genel kanı, henüz bu değişimin başında olduğumuz yönünde. Bir şekilde artık geriye dönüşü olmayan bir yola girdiğimizin farkındayız. Anlık konumlarımız, kimlik ya da adres bilgilerimiz gibi onlarca kritik data; bizim kontrolümüz dışında tabiri caizse ‘fink atıyor’.

Bize düşen -en azından şimdilik- her an her yerde ulaşılabilir olduğumuzun farkında olarak yaşamak. Tabii ki kullandığımız cihazların ve seçtiğimiz yazılımların şifrelemesine özen göstermek de bir başka önemli husus. Gerekli ayarları yaparak ‘daha az göz önünde olabiliriz’ ama unutmayalım birilerinin ‘burunları iyi koku almaya devam ediyor!’

*Kostov, D. L. “Vomeronasal organ in domestic animals.” Bulgarian Journal of Veterinary Medicine 10.1 (2007): 53-57.

Gürsoy Ercan: 2004 yılında Galatasaray Üniversitesi’ni kazanmış, Fransızca temelli eğitim veren bu kurumda, altı yıl boyunca İletişim Fakültesi’ne devam etmiştir. 2006 yılında henüz üniversiteye devam ederken, çalışma hayatına da adım atmıştır. Eurosport Türkiye adlı spor kanalında yedi yıl boyunca dünyanın dört bir yanında, gerçekleştirilen yüzlerce farklı turnuvadan spor müsabakalarının canlı anlatımlarını başarıyla gerçekleştirmiştir. Son yıllarda teknoloji felsefesi ve gastronomi üzerine okumalarına devam etmekte olup; öğrenmeyi ve öğretebilmeyi çok sevmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale