X

Karanlıktan çıkmak mı istiyorsun: Mum da, çakmak da senin elinde

Hayatın, başlangıçta durum öyle görünmese bile, bizim için güzellikler sakladığına, hayatımıza giren herkesin bir amaca hizmet ettiğine inanırız hepimiz değil mi? Aslında bakınca sadece kişilerle sınırlı kalmıyor evrenin mesajları, yaşadığımız olaylarla da bize ulaşıyor.

Ben de bunları yaşamış, hala da evrenin bana verdiği her mesajı doğru okumaya çalışan bir hayat yolcusu olarak karşıma nelerin çıktığını sizlere anlatmak istiyorum. Aslında daha önce de pek çok farklı yazımla aktarmaya çalıştığım özel durumları biraz daha detaylı bir şekilde bu yazımda toparlamak istedim.

Hayatın, pek de adaletli davranmadığına inandığım durumlara maruz kaldım ben de. Bunun için çokça kez şikâyet ettiğim, üzüldüğüm, haksızlığa uğradığımı düşündüğüm ve haydi itiraf edeyim “Neden ben?” diye isyan ettiğim pek çok anım oldu. Bazen insan, içine düştüğü karanlıkta göremiyor çıkış kapısını, tıpkı elektrikler kesildiğinde yaşadığımız ilk panik gibi, ne yapacağını bilmeden kalıveriyor bulunduğu yerde. Karanlığa gözleri alışınca da biraz daha cesaretleniyor ayağa kalkıp mum yakmak için çakmak aramaya. İşte ben de tam o zifiri karanlıkta, gözlerim biraz da fazla alışmışken karanlığa, çaktım çakmağımı, yaktım mumumu. Ve gördüm ki, o karanlığa da kendimi hapseden yine kendimmişim. Çakmağı çakmanın gücü ile, ışığın kaynağı da benmişim fark ettim.

Bu aydınlık günlere attığım ilk adımdı. Sonra etrafımın giderek daha da aydınlandığını fark ettim. İlk zaman aşırı karanlıktan ışığa birden çıkınca gözlerim kamaştı. Hafif de korktum, karanlık kısım daha mı güvenliydi diye düşündüm. Ama hayır, çıktığım kapıdan dönemezdim! Şimdi ve gelecekte “iyi ki”lerim arasına sürekli yenilerini eklemek için daha gidecek çok yolum vardı. Ben de yürüdüm.

Kendime kendim iyi gelmiştim, ama biraz daha fazlasına ihtiyacım vardı. Hayatımdaki asıl tutkunun ne olduğunu sorgulayacağım bir döneme adım attım böylece. Bir gün kahvemi içerken şunu sordum: “Pınar, sen kendine iyi geldin, artık mutlusun. O karanlıkları aydınlığa çevirdin ama içinde hala bir boşluk var. Nasıl dolar sence o boşluk?” dedim. Kendime iyi geliyorum ve kendimle barıştım, harikayım! Ama dahası ne olmalıydı? Ve buldum! Bu zorlu süreçten çıktım ama çıkamayan, birilerinin desteğine, dostluğuna ihtiyacı olan insanlarla dolu bir evrende yaşıyoruz. Benim bu tecrübemi sadece kendime saklamam bencillik gibi geldi bana. Ben de profesyonelleşmek istedim ve koçluk eğitimi almaya karar verdim.

Araştırmalarım, beni House of Human’a çıkardı. Öncelikle isminden (İnsan Evi) etkilendiğim bu kurumun bana neler katabileceğini düşünüp heyecanlandım ve hemen eğitimlere başladım. Eğitimin ilk günü yine de hafif kaygılı, “Acaba koçluk eğitimi doğru bir karar mı?” diye düşünerek gittiğim bu kuruma, kapıdan içeri girer girmez kendimi ait hissettim. Hani “Anlatılmaz, yaşanır” derler ya, gerçekten de o duyguyu anlatmak için doğru kelimeleri bulamamaktan korkuyorum. Yaşamının herkes gibi önemli bir kısmını eğitimlerle geçirmiş ben; yıllarca yanlış eğitimlerde oyalandığımı düşündüm. Sınıfa adımımı atar atmaz, içimin huzurla dolmasına sebep olan buraya, “İşte benim evim” dedim! Doğru yerdeydim! Egonun olmadığı, salt sevgi ve paylaşma değerinde bütünleşmiş bu kurumda eğitimimi mutluluk içinde tamamladım.

Koçluk eğitimine başlarken, kendime bu denli derin bir yolculuğa çıkacağımı düşünmemiştim. Ancak, gördüm ki bu yolculuk uzun ve çok anlamlı. Önce kendime iyi gelen bu yolculukta, bu kurumdan aldığım eğitimleri de cebime katarak, ihtiyaç duyan herkese iyi bir yol arkadaşı olmaya gönül rahatlığıyla talip olabiliyorum şimdi.

Yazının başında dedim ya hani, hayatınıza giren her insanın bir anlamı var diye. Ben de bu verdiğim karar ile hayatıma harika insanlar kattım. “İyi ki”lerimi çoğalttım. Kim bilir belki siz de “iyi ki”lerinize iyi ki katmak isterseniz; o zaman daha detaylı bilgi için burayı ziyaret edebilirsiniz.

Faydası olması dileğimle…

İlginizi çekebilir: Değer bilmek: Geç olmadan hak edene hak ettiği değeri verebilme sanatı

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale