X

Kaju Kaç Kalori?

Kaju fıstığı, Vietnam, Nijerya, Hindistan ve Fildişi Sahilleri gibi ülkelerde yetiştiriliyor ancak esas olarak Brezilya’ya ait bir kuruyemiş denilebilir. Kaju ağacı hem bir meyve üretir, hem de meyvesinin altında sallanan kaju yemişini sağlar.

Kaju kendi başına bir atıştırmalık olarak tüketilebiliyor ve genelde diğer kuruyemiş karışımlarının içerisine de ekleniyor. Bunun yanında ezmesi yapılıyor, sütü üretiliyor, başka ürünler haline de getirilebiliyor. Kaju ölçülü tüketildiğinde beslenmenize sağlıklı bir katkı sağlayabilir.

Kaju Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?

Aşağıdaki veriler 28 gram kadar çiğ ve tuzsuz kaju için verilmişlerdir:

  • Kalori: 157 kcal
  • Yağ: 12 g
  • Sodyum: 3.4 mg
  • Karbonhidrat: 8.6 g
  • Lif: 0.9 g
  • Şeker: 1.7 g
  • Protein: 5.2 g

Karbonhidrat

Bir porsiyon kajuda genelde 18 tane olur. Bu miktarda 157 kalori ve 9 gramın biraz altında karbonhidrat vardır. Kajuda bulunan karbonhidratın büyük kısmı nişastadır. 1 gramın altında biraz lif vardır ve 1.7 gram kadar olan geri kalanı da şekerdir.

28 gramlık bir porsiyon tüketirseniz kajunun glisemik yükü 3 olur. Glisemik yük ölçümünde, gıdanın kan şekeri üzerindeki etkileri porsiyon boyutuna bağlı olarak gözlemlenir. Glisemik endeks değerinin 10 ve altında olması, o gıdanın düşük glisemik olduğu anlamına gelir.

Yağ

Kajuda bulunan kalorilerin büyük kısmı yağdan gelir. 28 gramında 12 gram kadar yağ vardır. Yağın 6.8 gramlık büyük kısmı tekli doymamış yağ asitlerinden, 2.2 gram kadarı ise çoklu doymamış yağ asitlerinden oluşur. Doymamış yağlar daha sağlıklı yağ formları olarak görülürler. Kajuda aynı zamanda bir porsiyonda 2.2 gram kadar daha az sağlıklı doymuş yağlar vardır.

Protein

Kaju yemişinin porsiyonunda 5 gram kadar protein vardır. İçerisindeki bu protein miktarı yer fıstığından daha azdır.

Vitamin ve Mineraller

Kajunun bir porsiyonunda günlük K vitamini ihtiyacının %12’si vardır. Ayrıca thiamin ve B6 vitamini almanıza da yardımcı olur.

Kaju mükemmel bir magnezyum, fosfor, bakır ve manganez kaynağıdır, aynı zamanda çinko ve demir bakımından da zengindir.

Kajunun Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Kuruyemiş tüketimi genel olarak ve ayrıca kaju özelinde sağlığa pek çok fayda sağlar.

Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur

Kuruyemişler, kilo vermek isteyenler için akıllıca bir atıştırmalık olabilirler. İçeriklerindeki sağlıklı yağlar, proteinler ve lifler, yemeklerden veya atıştırmalık seanslarından sonra tokluk ve doygunluk hissetmenize yardımcı olurlar. Ancak kuruyemişlerin kalori değerlerinin yüksek olmasından dolayı onları ölçülü tüketmek önemlidir.

Kuruyemiş tüketimine dair yapılan bir araştırmada, düzenli olarak günde bir avuç kuruyemiş tüketmenin uzun vadede obezitenin ve tip-2 diyabetin önlenmesine yardımcı olacak bir besin bileşeni olduğu görülmüş. Ancak bu çalışmada kuruyemişler, daha az sağlıklı gıdaların bir ikamesi olarak tüketilmişler. Bu nedenle kuruyemişlerin tek başlarına bu konuda fayda sağlayıp sağlamadıkları tam olarak bilinmiyor.

Kolesterolü Azaltmaya Yardımcı Olabilir

Kaju bazı bireylerde kötü kolesterolü azaltmaya yardımcı olabilir. 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre orta düzeyde yüksek kolesterole sahip yetişkinlerin günde 28-64 gram kadar kaju tüketmeleri halinde, kötü kolesterollerinde kontrol grubuna göre %24 azalma görülmüş.

Çalışmanın yazarları, kajuda bulunan yağ asidi profili, sebze proteinleri, lifler, vitaminler, mineraller, karotenoidler ve fitosterollerin bu etkiden sorumlu olduklarını düşünüyorlar.

Safra Taşı Riskinde Azalma Sağlayabilir

Kuruyemiş tüketmenin hem erkek hem de kadınlarda safra taşı ihtimalini azaltabileceğine dair sınırlı da olsa kanıtlar var.

Büyük bir çalışmanın yazarlarına göre kuruyemişlerin şu yönde faydaları var: “kuruyemişlerin biyoaktif bileşenler bakımından zengin olmaları, özellikle de doymamış yağ asitleri, lifler, minerallerce zengin olmaları, onların safra taşlarına karşı koruyucu etki göstermelerinin sebebi olabilir.” Yazarlar iki büyük gözlem çalışmasını değerlendirmişler ve kuruyemiş tüketiminin safra taşları vakalarında azalma ile ilişkili olabileceğine kanaat getirmişler.

Ancak safra taşı riski ve kuruyemiş tüketimi arasındaki ilişkiye dair düzenlenmiş bağımsız klinik deneyler bulunmuyorlar.

Diyabeti Kontrol Altına Almaya veya Önlemeye Yardımcı Olabilir

Çeşitli çalışmalarda kuruyemiş tüketimi ve diyabet arasında bir ilişki görülmüş.

Yapılan bir araştırmada, kuruyemiş tüketiminin kadınlarda tip-2 diyabet riskini azalttığı görülmüş. Bu büyük araştırmada yayınlanan pek çok rapordan elde edilen veriler kullanılmışlar.

Bazı durumlarda uzun bir süre boyunca kuruyemiş tüketen kadınlarda tip-2 diyabet riskinin düştüğü görülmüş. Ancak tüm bulgular bu sonucu desteklemiyormuş ve faydalar sadece kadınlarda gözlenmiş.

Tip-2 diyabete sahip bireyler ile yapılan başka çalışmalarda ise kuruyemiş tüketmenin sağlığa bazı faydaları olabileceği görülmüş. Araştırmalara göre diyabeti olan insanlardaki kaju tüketiminin daha iyi insülin kontrolü ve kolesterol oranı ile bağlantısı var. Ayrıca iyi kolesterolde artış ve küçük tansiyonda düşüş de görülüyor.

Daha İyi Bir Kalp Sağlığı İçin Faydalı Olabilir

Kaju, diğer kuruyemişler gibi, yüksek yağlı bir gıdadır ancak hem çoklu hem de tekli doymamış yağ asitleri bakımından zengindir. Bunlar kalp sağlığına iyi gelen ve ölçülü tüketimleri halinde kolesterolü azaltabilen sağlıklı bir yağ türüdürler. Kaju kalp dostu bir beslenmenin parçası olan lifleri de sağlar.

Yapılan çalışmalarda kuruyemiş ve çekirdeklerden gelen sağlıklı yağlar ve proteinlere de sahip bitkisel bir beslenmenin, kalp sağlığını iyileştirebildiği görülmüş.

Çalışmalarda kuruyemiş tüketimin özellikle tip-2 diyabeti olanlarda kalp damar hastalıkları riskinde ciddi bir azalma sağladığı görülmüş.

Kajunun Sağlığa Zararları Nelerdir?

Eğer ağaç yemişlerine alerjiniz varsa, kajudan kaçınmanız gerekir. Amerikan Alerji, Astım ve İmmünoloji Akademisi, bir ağaç yemişine alerjiniz varsa illa ki bir başkasına alerjiniz olması gerekmediğini belirtiyor ancak bazı yemişler arasındaki alerjiler çok bağlantılılar. Buna kaju ve antep fıstığı da dahildir.

Ağaç yemişlerinin alerjileri çok ağır olabilirler. Bu nedenle bu yemişlere alerjileri olanların yanlarında epinefrin taşımaları önerilir.

Eğer kaju veya diğer ağaç yemişlerine alerjiniz olabileceğinden şüphe ediyorsanız, doktorunuzla görüşmekten çekinmeyin.

Kajuyu toplayan ve işleyenlerin, onun kabuğunda bulunan zehirli sumak benzeri sıvıdan dolayı dikkatli olmaları gerekir. Çiftçiler genelde kendilerini buna maruz kalmaktan korumak için eldiven ve maske kullanıyorlar. Bu sıvı kaju raflara gelmeden çok önce ortadan kaldırılıyor.

Ancak yemişin kendisini yemek güvenlidir. Yine de bazı insanlar onu tükettikten sonra kendilerini biraz gazlı ve şişkin hissedebiliyorlar. Bunun sebebi muhtemelen yemişin kendisi değildir ve içerisindeki tuzdan dolayı bedende oluşan su ağırlığındaki artıştır.

Nasıl Saklanmalı ve Kullanılmalı?

Kaju meyvenin çıkmasından iki ay sonra toplanır. Meyvenin hemen altında oluşur. Kışın toplansa da genelde senenin her döneminde marketlerde bulunabilir.

Bu yemişi saklamanın en iyi yolu, onu oda sıcaklığında hava almayan bir kapta tutmaktır. Üç aya kadar dayanır. Eğer buzdolabında tutarsanız altı ay kadar dayanabilir. Buzlukta ise bir seneye kadar sorun olmaz.

Kaju hem çiğ hem de kavrulmuş halde tüketilebilir. Pek çok insan onun kremsi, tatlı bir dokusunun olduğunu söyler ve özellikle baharatlı ve tuzlu yemekler iyi gittiğini belirtir.

Onu protein katkısı sağlaması için çiğ veya kavrulmuş bir şekilde salatalarınıza serpebilirsiniz. Ayrıca dondurmanın üzerine de fıstık gibi az miktarda konulabilir. Doğradıktan sonra balığınızı marine etmek için kullanabilir, hatta sabahları yulaf ezmenize de katabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale