Kadın olmak sizce nedir: Bir çiçek midir, bir mücadeleci midir kadın?

Kadın olmak ne naifliktir ne de güç timsali olmak. Ne çiçekle özdeşleşir ne de savaş ve mücadeleyle. Bir taraf tutmak, bakış açısının hiçbir yerinde olmamaktır kadın olmak.

Kendisine biçilen sosyal rolleri tek tip bir kıyafet gibi üzerine giymemektir bazen de. Kendi olabilmek ve hayatı kendi bakış açısıyla deneyimlemektir. Kendisinden öte olanların da kendi olmalarına yarenlik etmektir.

Ne anneliğidir ona değer katan ne de diğer başka sosyal rolleri. Kadın olmanın o anlamlı halidir aslında, yaşamın içerisinde bir müzikle, akışta ilerleyişi. Ne kaşıdır söz konusu olan ne de güzelliği. Şöyle bir soluklanıp durup da her şeye şefkatle bakabilmenin resmedilmiş bir suretidir kadın olmak.

Doğanın dingin ve besleyici kollarında ilerlemektir bazen. Sana neyin iyi geldiğini, geleceğini bilmenin o tarifsiz bilgeliğidir aslolan. Kadın bilir bunu, hem de ta içinden bilir. Derinden bilir. Kalpten söyleyebildiği tüm şarkılarla sarmaş dolaş bilir hem de.

Mucizeyi doğuştan bilen kadın, o mucizenin kapılarını nasıl aralayacağını hatta aralamakla kalmayıp bizzat o mucizeyi nasıl yaşayacağını çok iyi bilir. Kadim öğretilerde de belirtildiği gibi kadının gücü, yani dişil enerjinin gücü doğanın titreşimi ve döngüsüyle nasıl da uyumlu bir akış gösterir. Doğanın sakin, dingin ve kendini akışa rahatlıkla bırakabilen o kusursuzluğunun yanı sıra bir de coşkulu, dans edercesine, şakırcasına kainatı sımsıkı sarabilen koşulsuz sevginin de bir tezahürüdür kadın. Meyve toplayıcılıktan başlayan o üretebilen gücünün bir yansımadır aynı zamanda. Birleştiren, bir araya getiren, çoğaltan eril gücün şifayla birleşen kalbidir kadın olmak.

Empati yeteneği bahşedilen ve hayatta kalabilmek adına bunun gibi güzel meziyetlerini körleştirmek durumunda kadın, dayanışma ve sevginin gücüyle yeniden ayağa kalkar. Dillere pelesenk olan “Kadın kadının kurdudur” sözü “Kadın kadının yurdudur” sözüyle her geçen gün değişmekte ve bunun etkisi dünyaya gelişim olarak kendini göstermektedir. Atatürk’ün bu görüşü destekler nitelikte ünlü bir sözü bile vardır: “Dünyada gördüğümüz her şey kadının eseridir.

Güzeli gören, anlayan ve takdir eden bakış açılarının çoğalmasını diliyorum.

Sevgimle…

İlginizi çekebilir: Hayatın ritmini yakalamak için: Kabulde olmak mı, direnmek mi?

Özlem Güller Ünal
1979 İstanbul doğumluyum. 2000 yılından beri iletişim sektöründe medya ve iletişim danışmanı olarak çalışıyorum. An'ı önemseyen, meraklı bir yaşam sevdalısıyım. Gözlem yapmayı, araştırmayı, öğrenmeyi ... Devam