X

İz bırakan sessizlik: Görülmenin ve değer görmenin gücü

Görülmek için her zaman çığlık atmamız gerektiğine inandırıldık. Daha yüksek sesle anlatırsak anlaşılacağımızı, defalarca talepte bulunursak fark edileceğimizi düşündük. Çünkü sessiz kaldığımızda yok sayılma ihtimali hep vardı. Çoğumuz, daha çocukken öğrendik bunu. Sadece ağladığında ilgi gören bir çocuk, “ancak sesimi yükseltirsem fark edilirim” diye öğrendi. Hata yaptığında özür dilemeyen  veya sevgisini göstermeyen bir ebeveyn, “benim duygularım önemli değil” mesajını verdi; sevgi ve değerin sürekli çaba gerektiren bir şey olduğunu öğretti.

Bu deneyimlerle büyüyen biri, ilişkilerinde de aynı döngüye girer. Sessizliğin unutulmak anlamına geldiğine inanır. İçinde görünür olamayan çocuk, yıllar sonra bile kendini duyurma ihtiyacıyla kendini belli eder. “Beni fark et, beni duy, beni gör.” İşte bu yüzden bazen kendimizi defalarca anlatırken, değerimizi kanıtlama çabasına girerken buluruz.

Psikoterapötik açıdan baktığımızda, sessizce fark edilmek, içimizdeki küçük çocuğun yıllardır beklediği bir onayı temsil eder. Carl Rogers’ın dediği gibi, insanlar en çok kendilerini koşulsuz kabul edildiğinde büyür ve gelişir. Sessiz bir bakış, bir kelimeye ihtiyaç duymadan “sen yeterlisin” mesajını iletebilir. John Bowlby’nin bağlanma teorisi de bunu destekler; güvenli bağlanma deneyimi, sessizce de olsa kendini ifade etme ve sevildiğini hissetme kapasitesini artırır. Çocuklukta doyurulmayan bu temel ihtiyaç, sessiz fark edilme ile yetişkinlikte onaylanır; böylece artık kendimizi sürekli ispat etme çabasına girmeden, sadece olduğumuz için sevilmenin ve değer görmenin huzurunu yaşayabiliriz.

Bunlar bize gösteriyor ki, çocuklukta duyulmayan, fark edilmeyen yanlarımız yetişkinlikte hala varlığımızı etkiler. İçimizdeki o küçük çocuk, görünmez hissettiğinde sessiz bir huzursuzluk taşır; kendini duyurmadan, kelimelere ihtiyaç duymadan anlaşılmayı bekler. Gerçek ihtiyaç, dışarıdan gelen sürekli onay değil; kendi varlığının, sessizliğinde bile fark edildiğini hissetmektir. Bu farkındalık, ilişkilerde çırpınmayı bırakmamızı, kendimizi olduğu gibi kabullenmemizi sağlar.

Bilimsel açıdan baktığımızda, değer görmek beynimizde güvenlik ve aidiyet hissini besler. Özellikle “ayna nöronlar” sayesinde, karşımızdaki bizi anlamak için söze ihtiyaç duymaz; yüz ifademizi, ses tonumuzu, beden dilimizi sezgisel olarak okur. Gerçek sevgi, tam da bu anda görünür olur. Senin kelimelere dökmediğin şeyleri hisseder, sen kendini kanıtlamaya çalışmadan da seni duyar. İşte bu, sağlıklı bir ilişkinin en önemli göstergesidir.

Belki de en büyük öğrenme budur: Görülmek için kendini tüketmek yerine, zaten görünür olduğunu kabul etmek. Kendini sürekli ispat etme çabasını bırakıp sessizliğe yaslandığında, karşında kalabilenler senin hak ettiğin insanlardır. Çünkü onlar, sözünden veya davranışından değil, varlığın için kalırlar.

Günlük yaşamda gerçek değeri çoğu zaman sessiz, fark edilmeyen anlarda hissederiz. Sen yorgunken çayını hazırlayan, gözlerindeki buğudan sıkıntını fark eden ya da kalabalığın içinde yanında dururken varlığıyla güven veren bir insan… Bu sadece bir davranış değil; sana istemesen bile, müdahale etmese de, seni olduğu gibi sevdiklerini hissettirebilme yetisidir. Gerçek sevgi, büyük sözlerde değil; istemesen de sana ulaşıveren o sessiz, güven veren fark edilişte gizlidir.

Psikolojik açıdan bakıldığında, bu sessiz anlaşılma hâli kişinin öz değer duygusunu besler. Çünkü o an, çocuklukta duyulmamış yanların şefkatle görülür. Ve bu sadece karşındaki insanın sana sunduğu bir armağan değil, aynı zamanda kendi içsel yolculuğunun da parçasıdır. Çünkü fark etmek, içindeki küçük çocuğu nihayetinde sakinleştirir.

Değer görmek için kendini kanıtlamana gerek yok. Sen sustuğunda bile duyuluyorsun. Sen yorulduğunda bile hissediliyorsun. Sen olduğun için zaten görünürsün. Hak ettiğin değer, sesinde değil, varoluşunda gizlidir. Sessizlik bile seni şefkatle kucaklayabilir; yeter ki bunu fark etmeyi öğren, yeter ki kendi varlığının değeriyle barış içinde ol. Ve işte o zaman, her söz ve davranışa ihtiyaç duymadan, sadece sen olduğun için sevilmenin büyüsünü hissedersin.

İlginizi çekebilir: Şefkatle ve yeniden: Yetişkin olma yolculuğu

Çisem Güleryüz: Merhaba, ben Çisem. Kadir Has Üniversitesi’nde İngilizce Psikoloji lisansımı tanamladım ve çocuk gelişimi üzerine çalışmalar yaptım. Okullarda ergenler ve aileleriyle çalışıyor, öğrenci koçluğu yaparak gençlerin akademik ve kişisel gelişim yolculuklarına eşlik ediyorum. Psikodinamik yaklaşımı temel alsam da farklı terapi yöntemlerini harmanlayarak herkes için kişiye özel bir yol haritası oluşturmaya özen gösteriyorum. Yazılarımda psikoloji bilgimi, hayatın içinden gözlemlerim ve ruhsal süreçlere dair hislerimle birleştiriyorum; amacım okuyanların kendi iç dünyalarını biraz daha iyi tanıyabilmelerine ve farkındalıklarını geliştirmelerine eşlik etmek.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale