X

İyi bir ilk izlenim bırakmanın 6 yolu

Doğrudan veya dolaylı yoldan varlığımızı algılamış olan her insanın zihninde bıraktığımız ize ilk izlenim denir.  İlk izlenimde maalesef oldukça kısa zamanda yaratılan bir şeydir. Peki nasıl iyi bir ilk izlenim yaratacağız? Nasıl olacak da aklında kalmayı istediğimiz insanların aklında 5 dakikadan fazla kalacağız? Nasıl bizi daha fazla tanımak istemelerini sağlayacağız? Çoğu zaman iyi bir ilk izlenim bırakmak çok da basit değilmiş gibi algılansa da aslında oldukça basittir. İşte iyi bir ilk izlenim bırakmanın yolları:

1. Kötü ruh halinden kurtulun:

İmaj içten dışa oluşur. Biz kendimizi nasıl algılıyorsak başkaları da öyle algılayacaktır. Kötü bir gün geçirmiş olabilirsiniz. Moraliniz dibe vurmuş olabilir.  Bunun tam da iyi bir izlenim bırakmanız gereken ortama girmenizden önce olması çok kötü bir durum olur, ama yapacak bir şey yok. Ya hemen modunuzu değiştireceksiniz ya da eve döneceksiniz. Maalesef kötü mod ilk izlenimi tamamen etkileyebilecek bir durumdur.  Vücut dilinize, konuşmalarınıza yansıyacaktır. Vücut dilinin bu tip görüşmelerde oldukça önemli olduğuna daha önce de değinmiştik. Modunuzu değiştiremiyorsanız gitmemek daha iyi olacaktır. Ortalıkta gamlı baykuş gibi dolanarak risk almamalı ve tanışmayı başka zamana bırakmalısınız.

2. Önceden stratejinizi belirleyin

İyi izlenimin hedefi nedir? Amacınız nedir? Yemeğe mi gidiyorsunuz, iş çıkışı bir içkiye mi? Önemli birisiyle tanışmanız mı gerekiyor? İnsanlar sizi nasıl hatırlasın istiyorsunuz? Önce bunu bir düşünün. Kiminle tanışmak istiyorsunuz, nasıl bir iletişim kurmak istiyorsunuz? Gitmeden önce küçük bir stratejiniz olsun. Sizi kim tanıştırabilir bu kişilerle? Böylelikle enerjinizi doğru yere aktarmış ve boşa zaman harcamamış olursunuz.

3. Gülümseyin

Tanıştığınız insanları kocaman bir gülümsemeyle karşılayın

Negatif insanlardan kimse hoşlanmaz. Hepimiz bir ortamdaki en güleryüzlü ve enerjik insanlara doğru doğal olarak meylederiz. Siz de onlardan biri olun. Özellikle tanıştığınızı insanları kocaman bir gülümseme ile karşılayın. Öylesine bir gülümsemeden bahsetmiyorum. “Sizi tanıdığıma gerçekten de çok memnun oldum” hissi veren gerçek bir gülümsemeden bahsediyorum. Arkadaşça ve samimi bir gülümseme kesinlikle iyi bir ilk izlenim yaratmanıza yardımcı olur.

4. İnsanlara isimleriyle hitap edin

Konuşurken karşınızdakinin gözlerine bakın ve isimleriyle hitap edin. Cümle arasında tekrar isimlerini geçirin. Kesinlikle iyi bir izlenim yaratmak için garantili bir yöntemdir. Sohbet esnasında sohbete ve kişinin söylediklerine odaklanın. Sakın karşınızdaki konuşurken sağa sola bakmayın. Bu durum, o zamanı onunla geçirdiğinizine çok memnun olduğunuzu gösterin. Konuşurken ilgilendiğinizi gösteren sorular sorun ya da anlattığı şeyi biraz daha detaylandırmasını isteyin. Dinlediğiniz şey ne kadar sıkıcı olursa olsun bunu yapın. Unutmayın bir amacınız var.

5. Olumlu bir sohbet oluşturun

Sürekli ters giden şeylerden bahsetmeyin. Sabah servisi kaçırmışsınızdır, sırada saatlerce beklemişsinizdir ya da desteklediğiniz siyasi parti saçma sapan bir karar almıştır. Üst üste olumsuz eleştiri yapmaya müsait konulardan mümkün olduğunca kaçının ve kaçamasanız da mutlaka olumlu bir bakış açısıyla konuyu kapatmaya çalışın. Kimse söylenip duran mızmız insanlardan hoşlanmaz.

6. Takipte kalın

Gece bitmiş olsa da istediğiniz kişilerle tanışmış olsanız da hala yapmanız gerekenler var. Takipte ve iletişimde kalmak. En iyi yöntem de e-posta atmaktır. “Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum” içerikli bir e-postayı arayı çok açmadan yollamak iyi bir izlenim yaratmak için gereklidir. Aynı e-postada konuştuğunuz konuyla ilgili link eklemek ya da önümüzdeki günlerde kahve içmeye davet etmek de yapılabilecekler arasında sayılabilir.

Özlem Sökmen: Koşucu, anne, sokak hayvanı aşığı, eğitmene dönüşmüş ex İnsan Kaynakları insanı. TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Unilever, Turkcell, Lafarge, BC ve Arçelik gibi birçok çok uluslu şirketin İnsan Kaynakları departmanında 20 yıl boyunca yerel, bölgesel ve global düzeyde yönetsel kadrolarda görev aldı. Kurumsal hayata en büyük hayali olan “iş hayatına yeni atılanlara profesyonel hayatı ‘hack’lemeyi öğretme aşkıyla” veda etti. Personal Best isimli şirketin kurucusu ve aynı isimli eğitimin yaratıcısı. 2016’da 3 adet uluslararası maraton koşmuş olan Özlem, 15 yaşında bir kız ve sokaktan sahiplenilmiş iki kedi ve iki köpek annesi. İşi, kızı ve sevdikleriyle geçirdiği zamandan arta kalan her anını ormanda, koşu pistlerinde geçiriyor ve genel olarak güzel yemekler, güzel şaraplar ve güzel tatiller için yaşıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale