İstismarlı ilişki ile toksik ilişkinin farkı nedir?
Son yıllarda toksik terimi popüler kültür ve medyada biraz fazla kullanılmaya başlandı ve genellikle ilişki dinamiklerindeki herhangi bir negatif veya zorlayıcı unsuru tarif etmek için kullanılıyor. Bu aşırı kullanım onu esasen gerçek anlamından biraz uzaklaştırıyor ve sağlıksız, hatta istismarlı ilişkilerin bile hafif görülmesine sebep oluyor. Her zorlu ilişkiyi, toksik olarak nitelendirdiğimiz zaman gerçekten zararlı davranışları biraz göz ardı etmeye başlayabiliyoruz.
Toksik olarak tanımlanan bazı davranışlar aslında tamamen normal olabilir. Arada bir ortaya çıkan ve ilişkilerde çok doğal olan çatışmalar ve anlaşmazlıklar ile duygusal güvenlik ile sağlığınızın altını oyan davranış düzenleri arasındaki farkı iyi bilmek gerekiyor. Örneğin toksik kelimesi kişisel çatışmalar veya anlaşmazlıklar için bile kullanılabiliyor. Her görüş farklılığı gaslighting değildir ve anlaşamadığınız her insan da toksik değildir. Bu ayrımı iyi yaparsak, sağlıksız ilişki dinamiklerini daha iyi anlayabilir ve gerçekten zarar görenlere daha iyi bir destek sunabiliriz.
Toksik ilişki nedir?
Toksik ilişki bir veya iki partnerin de sağlık ve mutluluğunun altını oyan davranış ve iletişim örüntüleri ile karakterize edilir. Genelde manipülasyon, sınırlara saygısızlık, duygusal ve psikolojik hasar, devamlı stresli ve hasar verici bir ortam da buna dahil olur. Zararlı olsalar da toksik davranışlar istismar olmadan ortaya çıkabilirler.
Toksik bir ilişkide bir partner diğerinin başarımlarını hep küçük görür ve bu da özsaygının zamanla azalmasına sebep olur. Bir diğer örnek ise bir partnerin devamlı olarak diğerinin duygu ve ihtiyaçlarını görmezden gelmesi, kendi arzularına öncelik vermesi ve ortak bir saygı ile tavizden kaçınmasıdır.
İstismarlı ilişkiden farkı nedir?
Yukarıdaki örnek pek çok kişinin ilişkide istismar olduğunu söylemesine sebep olacaktır ve bu her ne kadar yanlış olmazsa da, toksik ve istismarlı ilişkilerin genelde bir spektrum üzerinde oldukları ve bazen duruma bağlı, bazen de yoğunluğa bağlı oldukları söylenebilir. Arada bir ortaya çıkan toksisite ve istismar bazen duruma bağlı ilişki şiddeti olarak görülür ve bu devamlı olarak ortaya çıkan kontrol kaynaklı istismardan farklıdır. Ancak bu durum elbette herhangi bir istismar formunu küçük görmeyi gerektirmez ve istismarı büyük veya küçük diye ayırmaz.
İstismar içeren davranışlarda kontrol elde etmek, hakimiyet kazanmak veya diğer kişiye fiziksel, duygusal veya psikolojik zarar vermek için özel bir niyet vardır. Toksik ve istismarlı ilişkiler elbette bir noktaya kadar subjektif bakış açılarıdırlar ve bireysel algılar ve kültürel normlar davranışların nasıl yorumlanacağını değiştirebilirler. Birisinin toksik veya istismar olarak gördüğü bir şey, bir başkasında farklı görülebilir ancak özellikle kontrol taktiklerinin ve duygusal manipülasyonların normalize edildiği topluluklarda bu mümkündür. Ancak toksik davranışı istismar davranışlarından ayıran çeşitli örüntü düzenleri ve karakteristik davranışlar vardır. Öznellik yorumlama konusunda bir rol oynayabilir ancak bazı davranışlar evrensel olarak ilişkilerde zararlı ve hasar verici olarak görülürler.
Her ikisinin de zararlı olabileceğini unutmamak gerekir. Araştırmalara göre kötü muamele görmenin illaki şiddetli bir istismar içermesi veya zarar vermesi için illa ki fiziksel hasar vermesi gerekmiyor. Hatta psikolojik ve duygusal zararın genç insanların beyin gelişimi üzerinde daha etkili olduğu görülüyor ve bu nedenle beynin geliştiği bu dönemde ortaya çıkan ilişki deneyimlerinin gelecek ilişkilerimizi de şekillendirebileceği belirtiliyor.
Tüm bunlara ek olarak toksik ilişkiler zaman içerisinde istismara dönebilirler ve özellikle fark edilmediklerinde veya gözardı edildiklerinde bu risk ortaya çıkar. Toksisite olarak başlayan şey, örneğin duygusal manipülasyon veya kontrolcü davranışlar, daha açık istismara dönüşebilirler. Partnerinin görüşlerini veya tercihlerini eleştirerek başlayan bir kişi, zamanla devamlı yorum yapma veya tehdit etme gibi daha ağır duygusal istismar formlarına geçiş yapabilir. Benzer şekilde genelde kıskançlık ve güvensizlik olarak kendini gösteren kontrolcü davranışlar, partneri aile ve arkadaşlarından izole edici davranışlara dönüşebilirler ve böylece kişinin hayatındaki her unsur üzerinde domine edici bir güç elde edilir.
Toksiklikten istismara geçiş genelde aşama aşama olur ve bu nedenle buna maruz kalan kişilerin içinde bulundukları durumu anlamaları çok zorlaşır. Özellikle sağlıksız ve istismar dolu ortamlarda büyümüş olanlar bu davranışları içselleştirmiş hale gelebilirler ve farkına varmayabilirler. Sosyal ve kültürel faktörler de bu erken uyarı işaretlerinin dikkate alınmamasına sebep olabilirler.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: İlişkide fedakarlık: Partneriniz için kendinizden ödün vermeniz ve vermemeniz gereken şeyler