X

İstanbul’da açık hava rehberi: Pencereyi açın, kapıyı açın, dışarı çıkın!

Uzun süre kapalı alanda kaldıktan sonra dışarı çıktığımızda, hava da biraz aydınlıksa hemen gözlerimiz açılır, yüzümüze, saçımıza rüzgar vurur ve kendimizi çok iyi hissederiz. Bu ferahlığı sağlayan açık havanın ne kadar keyifli olduğunu bazen unutuyoruz veya göz ardı ediyoruz.

AVM kültürü bizi kapalı alanlara alıştırıyor

Birçok insan hafta sonunu veya boş zamanlarını AVM’lerde, kapalı ışıksız alanlarda ya da evlerinde geçiriyor. Hatta AYD(Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği)’nin yaptığı bir ankete göre insanların yüzde 53’ü açık veya yarı açık AVM’ler yerine kapalı AVM’leri tercih ediyor. Bana sorarsanız hava nasıl olursa olsun dışarıda yürüyüş yapmanın, parklarda oturmanın eşsiz bir keyfi var. Yakınınızda park, bahçe yoksa balkona çıkabilirsiniz veya açık AVM’lerde biraz hava alabilirsiniz.

Açık hava alternatifleri neler?

Şanslıyız ki, İstanbul bu konuda bize birçok alternatif sunuyor. (Umarız bu alternatifler daha da artar) Anadolu yakasından Avrupa yakasına birçok park, bahçe, piknik alanı ve benzeri açık alanlar mevcut. Belki hala Avrupa’daki kadar güvenli, geniş ve bakımlı parklarımız yok, ama bizimkiler de yeterince güzel.

Kungsträdgården- İsveç

Örneğin; 2 sene önce ziyaret ettiğim İsveç’teki Kungsträdgården (Kings garden), şehir parklarının çok güzel bir örneği. Burada yazın açık hava konserleri düzenleniyor, kışın ise buz pateni pisti kullanıma açılıyor. Parkın içinde tatlı kafeler, restoranlar ve sanat galerileri de bulunuyor.

İstanbul şehir parkları, bahçeleri ve ormanları konusunda oldukça zengin:

  • Harbiye Kongre Vadisi üzerinde bulunan Maçka Demokrasi Parkı geniş yeşil alanları, çeşit çeşit ağaç ve çiçekleriyle gözümüze, cafe ve restoranlarıyla da midemize hitap ediyor.
  • Etiler Sanatçılar Parkı şu sıralar tadilatta olduğu için kullanıma kapalı ama yapay havuzları, etrafı yeşil alanlarla çevrili cafe ve restoranıyla tam bir hafta sonu destinasyonu. Alt taraftaki büyük yuvarlak yeşil alan köpek gezdiren bölge sakinlerinin buluşma yeri olmuş. Üstelik alt taraftaki vadide de koşu yolu mevcut!
  • Beşiktaş’taki Ulus Parkı’ndan boğazı izlemek mümkün. Ulus Parkı’nda halka açık alanlarla birlikte özel restoranlar da bulunuyor.
Ulus Parkı- Beşiktaş
  • Aykut Barka Deprem Parkı Beşiktaş Kültür mahallesinde bulunuyor. Ulaşımı oldukça kolay. İçinde bir basket sahası ve bir de tenis kortu var. Hafta sonu koşu veya bebek arabasıyla yürüyüş yapmak isteyenler için ideal!
  • Bahçeköy/Sarıyer’de 13.000 metrekarelik yemyeşil bir orman düşünün. Belgrad Ormanı, şehir merkezine biraz uzak ama İstanbul’dan çıkmadan dört mevsim boyunca bol bol oksijen alıp, doğa yürüyüşü yapıp, bisiklete binebileceğiniz en iyi adres burası. Duyduğuma göre mangal ve kahvaltı alanları da mevcut ve ormanın derinliklerindeki Naturel Park restoranda sıcak bir çay molası verilebiliyor. Bu arada giriş ücreti otomobil için 10 lira.
  • Atatürk Arboretumu Sarıyer’de bulunuyor. Fotoğraf çekmek ve göl kenarında keyif yapmak isteyenler için ideal. Arboretumda 1500’ü aşkın bitki türü görmek mümkün. Ziyaret saatleri yazın 08:30-20:00, kışın ise 08:30-17:00 arasında. Giriş ücreti de oldukça uygun.
  • Baltalimanı Japon Bahçesi Japonya’nın Shimonoseki kenti ile İstanbul’un kardeş şehir ilan edilmesinden sonra yapılmış. Bahçede tipik Japon çiçeklerini görebilir, Japon Çay Evi’nde çay içilebilir, taş ve ahşap köprülerinde fotoğraf çekilebilirsiniz.
  • Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Anadolu yakasında Ataşehir’de bulunmaktadır. Bahçe 7 ayrı adadan oluşmaktadır. Adaların her birinde çeşitli bahçelerde farklı çiçek türleri görülebilir.
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi- Ataşehir
Burak Dikmenoğlu: Burak’ın kimliğinde Trabzonlu yazıyor ve bundan gurur duyuyor ama hayatını Ankara ve İstanbul’da geçirmiş. Ted Ankara Lisesinden mezun olup, İstanbulda üniversite okumaya gelmiş. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde okurken kendine olabildiğince hobiler edinmiş. Üniversiteden sonra atıldığı profesyonel hayatıyla birlikte hobilerini devam ettiriyor. Yelken yapmak ve dünyayı anlamaya çalışmak onun için vazgeçilmez. Şimdiye kadar birçok sporla ilgilenmiş ama yelkenin yeri başka. “Hava buz gibi bile olsa dışarıda otururum, bu da benim huyum.”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale