X

İştahımızı etkileyen hormonlar ve bu hormonları dengeleme yolları

Çoğumuz “daha az yemek yeme, daha fazla egzersiz yapma” gibi basit bir matematiksel işlem ile kilo kaybı olduğunu düşünüyor. Ancak aynı kavramı vücudumuza uyguladığımızda, işler oldukça karmaşık hale geliyor. Bazılarımız ne kadar çok beslenmesine dikkat etse ve egzersiz yapsa dahi kilo vermeyi başaramaz veya kilo alımını durduramaz.

Aslında beslenme ve egzersiz kilo verme denkleminin yalnızca bir parçası, diğer parçası ise hormonlarımızı dengelemektir. Vücudumuzda iştahımızı kontrol eden hormonlar uyumlu çalışırsa, birbirlerini dengeler ve kan şekeri dengesini korurlar; bu yüzden kendimizi daha fazla aç hissetmeyiz ve vücudumuzun düzenli işleyişi için gerekli olan besinden fazlasını tüketmeyiz. Eğer iştah hormonlarımız düzgün çalışmazsa, beynimiz ve midemiz arasındaki bağlantı kopar. Bu da bizi aç olmadığımız halde aç olduğumuza inandırır. Böylelikle kendimizi karşı konulması çok zor hale gelen açlık krizlerine ve yağ depolama sürecine sürükleriz.

Peki, iştah hormonları açlığımızı ve kilomuzu nasıl etkiliyor?

Leptin, beynimize “ben tokum” sinyalini gönderen hormondur.
İştahımızın “off” düğmesi: Leptin

Leptin, beynimize “ben tokum” sinyalini gönderen hormondur. Yani, doyduğumuz zaman yağ hücrelerimiz leptin salgılayarak beynimize yemeyi bırakmamızı söyler. Leptin acıkıp acıkmayacağımıza, yağ yakılması veya yağ depolanması gerektiğine karar verir. Yağ hücrelerimizde depolanan ve üretilen leptin hormonun miktarı, vücut yağ depolarımızla orantılıdır. Ancak araştırmalar, yağ miktarının artması ile leptin seviyelerinin yükselmesine rağmen obez bireylerin aşırı yemeğe devam ettiklerini ve enerji harcamalarını arttırmadığını göstermiştir. Kısacası kilolu bireylerde leptin seviyeleri yükselse bile sinyalini göndermemeye başlar ve leptin direnci ortaya çıkar. Böylelikle tokluk hissi sağlanamaz ve sürekli bir yeme isteğine neden olur.

İştahımızın “on” düğmesi: Ghrelin

Ghrelin, beynimize “ben açım” sinyalini gönderen hormondur. Yani, midemiz boş olduğu zaman mide tarafından salgılanır ve bize bir şeyler yememiz gerektiği mesajını gönderir. Vücudumuzdaki ghrelin seviyeleri yemek yedikten sonra açlığın ne kadar çabuk ilerlediğini gösterir. Ghrelin düzeyleri yemekten önce yükselmekte; besin alımından sonra yaklaşık 3 saat içerisinde düşmektedir. Hızlı veya çok düşük kalorili diyetler uyguladığımız zaman aç kalan vücudumuz iştahımızı arttırmak için ghrelin salgılar. Böylelikle hormonlara karşı direnemeyen iştahımız kontrolden çıkıyor ve bel ölçümüz tamamen değişiyor. 

Leptin ve ghrelin arasındaki denge bozulursa sürekli atıştırma isteğimiz, tokluk hissimiz, keyif verici yiyeceklere karşı koyma gücümüz ve vücudumuzdaki yağ miktarımız kontrolden çıkacaktır. Dengeyi sağlamanın yolu ise doğru beslenme ek olarak egzersiz ve uyku düzeni oluşturmaktır.

İştah hormonlarını dengeleme yolları
  • Yüksek lifli besinler tüketin: Tahıllar, baklagiller, sebze ve meyve gibi besinler doygunluk hissi sağlayarak, vücudumuzun daha fazla leptin salgılaması için beynimize sinyal göndermesini neden olur. Ayrıca ghrelin seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olur.
  • Monosodyum glutamat (MSG) içeren gıdalardan kaçının: MSG vücudumuzdaki leptin seviyelerini bastırır ve iştahımızı kontrolsüz hale getirir.
  • Her öğünde protein içeren besinlere yer verin: Proteinler leptin duyarlılığını arttırmaktadır. Ayrıca sindirim süresi daha uzun sürdüğü için ghrelin seviyelerini düşürmede ve kilo vermede etkilidir.
  • Yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFCS) içeren gıdaları tüketmeyin: HFCS leptin seviyelerini düşürür ve ghrelin seviyelerini arttırır.
Ghrelin, beynimize “ben açım” sinyalini gönderen hormondur.
  • Daha yavaş yemek yiyin: Yavaş yemek yemek leptin sinyallerinin düzgün çalışmasına ve leptin direncini önlemeye yardımcı olur.
  • Omega-3 yağ asidi tüketimini arttırın: Omega-3 yağ asitleri, özellikle obez bireylerde, leptin direncinin gelişmesinin nedeni olan iltihaplanma molekülleri ile mücadele ederek leptin duyarlılığını iyileştirmeye yardımcı olur. Omega-3 ya asitleri yüksek besinler; somon, sardalya, uskumru, ceviz, keten tohumu, chia tohumudur.
  • Günde en az 8 saat uyuyun: Yetersiz uyku, iştah kontrolünde etkili olan leptinin üretimini azaltmaktadır. Bu yüzden yeterli uyuyamayan bireyler daha fazla yemek yiyor.
  • Düzenli egzersiz yapın: Fiziksel aktivite sadece kalori yakmakla kalmaz aynı zamanda leptin düzeylerinin iyi çalışmasına yardımcı olur.
  • Stresi yönetimini öğrenin: Aşırı stres hormon dengesini, iştahınızı ve enerji seviyenizi etkileyebilir. Stresinizi azaltmak leptin seviyelerinizin düzenlenmesi için önemlidir.

İlginizi çekebilir: İştahıyla başı dertte olanlar için iştah canavarı ile baş etmenin 10 etkili yolu

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Diyetisyen Selvi Akman: Kurucusu olduğu Beşiktaş Dietista Diyet Merkezi'nde diyetisyen. Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde yüksek lisansına devam etmekte. Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2014’te mezun oldu. Kilo verme, kilo alma, ideal kiloyu koruma, sporcu beslenmesi, anne-çocuk beslenmesi, hastalıklarda beslenme, vegan-vejetaryen beslenme, iyi yaşam gibi birçok konuda bireysel ve kurumsal beslenme danışmanlığı veriyor. Bir diyetisyen olarak sağlıklı ve bilinçli beslenme ile ilgili bilimsel verilerin doğrultusunda yazılar yazıyor. Farklı lezzetler denemeyi, sağlıklı tarifler oluşturmayı, farklı şehirler ve ülkeler görmeyi ve yüzmeyi seviyor. Daha detaylı bilgi için kendisine diyetisyenselviakman.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale