X

İşinizle olan ilişkinizi geliştirmenin ve mesleğinize olan bakış açınızı değiştirmenin formülü

İş kavramı özellikle yetişkinlik hayatımızda farkında olduğumuzdan çok daha büyük bir yer kaplar. Haftanın beş günü günde en az sekiz saati bu işte geçiririz. Bu haftada toplam ayırdığımız saatlerin yanında yıl hesabı yaptığımızda ve bunu da yaklaşık 20 veya 25 yıl sürecine yansıttığımızda neredeyse bir ömrü aslında “her gün gittiğimiz iş işte”ye ayırırız.

Bir kere düşünelim, şu anda yapmış olduğumuz işi değil bugün itibarıyla örneğin cam sanatını öğrenmeye başlayalım, bundan 20 yıl sonra gerçek bir sanatkar olurduk ve bu birikimin değeri ve tecrübenin pahasına eş bir şey bulunamazdı. Bugün bir spor dalı ile uğraşmaya başlayalım veya bir müzik aleti çalmayı öğrenmeye niyet edelim ve bu öğrenim sürecine her gün en az 8 saat ayırdığımızı düşünelim. Belki 20 yıl gibi uzun bir zaman da koymaya gerek yok, bundan 5 yıl sonra ne kadar profesyonel olurduk değil mi? Yani bizler aslında her gün emek vermekte olduğumuz işimize gerçekten çok değerli bir zaman ayırmaktayız.

Çevremde sıkça görüyorum ki bu can-ım zamanın harcanan gayretin ve ömrümüzden verdiklerimizin kıymeti bilinmiyor. Öncelikle bizler yani çalışanlar tarafından (iş veren konusuna burada girmeyeceğim onların bu değeri anlayabilmeleri için öncelikle çalışanların, kendi kendimizin değerimizi bilmemiz gerekiyor) her gün sabah en geç 9’da başladığımız işimizi akşam belirli olmayan saatlere kadar sürdürüyoruz. Ardı arkası kesilmeyen toplantılara giriyoruz, kararlar alıyoruz, riskler alıyoruz ve en önemlisi “hedeflerimizin” peşinden koşuyoruz.

Ben bu yazımı okuyan sizlerle bugün, şu anda bir an durup kendimize dışarıdan bakalım istiyorum. Hani adeta hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden akıp geçti derler, aynen onun gibi. Şimdi geçtiğimiz 5 yılımızı bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçireceğiz. Kimilerimiz ofisten gece çıktıkları geç saatleri hatırlayacak, kimileri değiştirdikleri iş yerini, kimilerimiz hala aynı pozisyonda aynı yerde olmaktan yakınacaklar belki, kimilerimiz ‘yeterince kazanamıyorum ama iş de bulamıyorum’ diyecekler veya kimilerimiz aldıkları terfi ile çok mutlu olduklarını paylaşacak…

Peki tüm bunlar “gerçekten” bizi yansıtıyor mu?

Şimdi son 5 yılımıza şunu soralım, dünyada bir seçeneğiniz daha olsaydı, size sihirli bir değnek değseydi yine aynı işi mi yapıyor olurdunuz? Veya şu anda içinizde kopan fırtınalar olmasına rağmen o “güvenli” limanlarda seyretmeye devam mı ediyorsunuz? Ne yapmak veya ne olmak isterdiniz bu konuda bir hayaliniz var mı? Bugün değişmenize gerek olmayabilir ama bundan 10-15 yıl sonra olmak istediğiniz bir meslek var ise bunun için çaba göstermekte misiniz? O hafife aldığımız binlerce saat aslında biz everilmiş “ilahi” bir hediyedir ve bizler bu dünyada gerçekten “olmak istediğimiz şeyleri” gerçekleştirmek için ve gerçekten kendimizi tam anlamıyla yansıtabilmek için varız…

Bakın sevgili Louise Hay muhteşem eseri Pozitif Gücün Büyüsü ile iş yaşamımızı gerçekten çok “ciddiye” almamız gerektiğini nasıl açıklıyor:

“…İşiniz yaratıcılığınızı ifade edebileceğiniz biçimde size hizmet eder. Yeterince iyi ya da yeterince bilgili olmadığınıza dair inançlarınızın ötesine geçmelisiniz. Evrenin yaratıcı enerjisinin sizi derinden tatmin edecek şeylere doğru yönlendirmesine izin verin. Var oluşunuzu tatmin ettiği ve sizi tamamladığı sürece, ne yaptığınız hiç fark etmez.”

Eğer çalıştığınız yerden veya yaptığınız şeyden nefret ediyorsanız, işinizi değiştirmediğiniz sürece mesleğinizden yine nefret edeceksiniz. Eğer geçmiş iş inançlarınızla yeni bir işe girseniz bile, zamanla yine aynı şeyleri hissedeceksiniz.

Sorunun bir kısmı da, insanların taleplerini negatif bir biçimde istemeleridir. Bir kadın ne istediğini pozitif bir dille ifade etmekte çok zorlanıyordu. Durmadan, ‘bunun, işimin bir parçası olmasını istemiyorum’ ya da ‘bunun olmasını istemiyorum’, ‘oradaki negatif enerjiyi hissetmek istemiyorum’ gibi şeyler söylüyordu. Aslında ne istediğini açıklamadığını görebiliyor musunuz? Ne istediğimiz konusunda net olmalıyız!

Bazen bir şey istemek oldukça zordur. İstemediklerimizi söylemek daha kolay olur. İşinizin nasıl olmasını istediğinizi açıklamaya başlayın ‘Benim işim son derece tamamlayıcıdır. İnsanlara yardım ediyorum. Onların ihtiyaçlarını fark edebiliyorum. Beni seven insanlarla çalışıyorum. Her zaman kendimi güvende hissediyorum’. Ya da belki ‘işim yaratıcılığımı özgürce ifade etmemi sağlıyor. Sevdiğim şeyleri yaparak çok iyi para kazanıyorum’’. Veya ‘iş yerimde daima mutluyum. Kariyerim neşe, kahkaha ve bereket dolu”.

Bu yüzden iş hayatımızda, kariyer ve meslek seçimlerimizde parasal şartlarının yanında mutlaka duygusal düzeyde ne istediğimizi bilmemiz ve her gün saatlerce zaman ayırmakta olduğumuz, emek verdiğimiz bu iş hakkında düşüncelerimizi hislerimizi ve bizde oluşturduğu mutluluk algısını çok derinden düşünmemiz gerekir. Özellikle son dönemde ortaya çıkan sinir bozukluğu, yoğun stres, yorgunluk ve bunalmışlık algısı ve çevremizde sıkça karşılaştığımız “sürekli şikayet hali” aslında bunlardan bizi tamamıyla uzaklaştırmaktadır ve bu konudaki “negatif” inançlarımızın sonuçlarıdır.

Bu yüzden bugün bu yazımı okuyan sizler, ne ile uğraşmaktaysanız, bugün itibariyle “ne istediğinizi”, nasıl bir his ile iş yerinizde olmak istediğinizi, kariyerinizde ne amaçladığınızı “pozitif” ve gerçekten olmasını istediğiniz şekilde ifade etmeye ve buna inanmaya başlayın. Göreceksiniz çevreniz ve siz ayrıca iş ile olan ilişkiniz gerçekten çok daha farklı olacak…

Bu dünya üzerinde geçirmekte olduğunuz her saatiniz muhteşem bir değerdedir, bunun kıymetini bilmeniz sizin gerçek “işiniz”…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale