X

İlişkide uzun süreli heyecan ve mutluluk için yatak odanızdan önce duygularınızı renklendirin

Birlikte olduğunuz kişiyi seviyorsunuz, ki bu engel olabileceğiniz ya da isteyerek sahip olabileceğiniz bir duygu değil. Ancak ona hala aşık olduğunuzu düşünüyor musunuz? Sevgilinize sarıldığınızda hala ilk günkü heyecanla kalp atışlarınızın hızlandığını hissediyor musunuz? En önemlisi de, bu soruları cevaplarken hem kendinize hem de partnerinize karşı ne kadar dürüst olabiliyorsunuz?

Uzun süredir birlikte olduğunuz kişiyle birbirinizi çok seviyor, mutlu ve kaliteli zaman geçiriyor olmanız ona hala ilk günkü gibi aşık olduğunuz anlamına gelmiyor. Günümüzde uzun süreli ilişkilerin bir çoğu bir süre sonra heyecanın kaybedilmesi ve duygusal ihtiyaçların karşılanamaması sebebiyle sonlanabiliyor. Birlikte güzel zaman geçiren ve çok iyi iletişim kurabilen çiftlerde bile, duygusal ihtiyaçların karşılanmaması ve ilk günkü heyecanın korunamaması büyük problemler yaratabiliyor.

Evliliklerin ya da ilişkilerin canlı tutulabilmesi için verilen romantik akşam yemekleri, güzel sözler yazılmış not kağıtları, otel odaları, kokulu mumlar gibi bir çok tavsiye, temelde cinsel yaşamı renklendirmenin ötesine geçemiyor. Oysa uzun vadede ilişkideki heyecanı canlı tutmanın yolu, iki tarafın da fiziksel değil duygusal açlığının bastırılmasıyla ilgili bir durum. Bu nedenle bu sefer yatak odanızı değil, duygularınızı renklendirmenin yollarını sizler için derledik.

Doğruluk mu cesaret mi?

Partnerinizle olan ilişkinizi ve iletişiminizi güven çerçevesinde yürütebilmek için ilk şart, birbirinize karşı dürüst olmanız. Bu nedenle zaman zaman kafanıza takılan konuları, merak ettiklerinizi partnerinize sormaktan asla çekinmeyin. Soru sorarken ses tonunuzun, mimiklerinizin ve üslubunuzun kırıcı değil, eğlenceli olmasına dikkat edin. Beklemediği zamanlarda soracağınız şaşırtıcı sorularla birbirinizi tanımaya ve anlamaya çalışın. Bu oyunun en zor yanı, karşınızdaki kişiyi incitmemek ve soracağınız sorularla kişiliğine herhangi bir saldırıda bulunmamak. Dikkatli olduğunuz sürece birbirinize sorular sorarak iletişiminizi güçlendirebilir ve duygusal bağlantınızı artırabilirsiniz.

Susarak konuşun

Partnerinizle sessiz ve sakin bir ortamda yere oturun. Gözlerinizi kapatın ve 15 dakika boyunca birbirinizle konuşmadan ve birbirinize dokunmadan yalnızca onun varlığını hissetmeye çalışın.  Partnerinizin nefes alış verişini dinleyin. Ne düşündüğünü hayal etmeye çalışın. Onunla geçirdiğiniz güzel dakikaların hayalini kurun. Son dakikalara yaklaştıkça, partnerinizin bir anda ortadan kaybolduğunu hayal edin. Yalnızlığın ve izolasyonun getirdiği hissi fark etmeye çalışın. Zaman dolduğunda gözlerinizi açın, partnerinizi bir süre hiç bir şey yapmadan izleyin ve ona sımsıkı sarılın.

Çocukluk anılarınızı paylaşın

Partnerinizle olan duygusal bağlantınızı geliştirmenin en güzel yollarından biri de, onunla kimsenin bilmediği çocukluk yıllarından kalan anılarınızı paylaşmak olacaktır. Çocukluğunuzla ilgili hatırladığınız güzel anıları, o anıların sizde uyandırdığı duyguları, sevdiğiniz tatları ve kokuları sevdiğiniz kişiye anlatın. Bu, içinizdeki masum çocuğu ortaya çıkarmanıza ve partnerinizin hem fiziksel hem de duygusal olarak kendisini size daha yakın ve bağlı hissetmesine yardımcı olacaktır.

Aynı şekilde çocukluğunuzla ilgili kötü anılarınızı ve travmalarınızı paylaşmak da, partnerinizin size daha koruyucu ve yakın davranmasına olanak sağlayacaktır.

İlk tanıştığınız anda yaşadıklarınızı kağıda dökün ve karşılaştırın

Bu egzersiz için iyi bir yazar olmanıza gerek yok. Yalnızca elinize kalem ve kağıt alın ve ilk tanıştığınız günü hatırladığınız kadarıyla kelimelere dökmeye çalışın. Tanışma hikayenizi arkadaşlarınıza ve ailenize defalarca kez anlatmış olabilirsiniz. Bu sefer kendi hikayenizi yazıyorsunuz. Sevdiğiniz kişiye kendini özel hissettirebilmek için bu hikayeyi biraz daha özel ve benzersiz kılmanız gerekiyor. Bu noktada biraz daha detaylı düşünmeye ve partnerinizi şaşırtacak küçük detaylar yakalamaya çalışın. Olaylardan çok duygulara odaklanın ve hislerinizi tüm açıklığıyla sevdiğiniz kişiyle paylaşın.

Birlikte güneşin doğuşunu izleyin 

Gün doğumu, mistik ve duyguları harekete geçiren bir olaydır. Güneşin doğuşu yeni bir günü, yeni heyecanları, yeni olayları ve yeni başlangıçları anımsatır.  Telefonlarınızı kapatın ya da evde bırakın. Bu anı fotoğraf çekerek, sosyal medyada paylaşarak değil, o anda var olarak değerlendirin. Yeni günün doğuşuna sevdiğiniz kişiyle birlikte tanıklık edin. Evrenin aydınlandığına birlikte şahit olmak ve bu mucize anda yan yana olmak, duygusal olarak birbirinize daha yakın olmanıza yardımcı olacaktır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale