İlişkide uzun süreli heyecan ve mutluluk için yatak odanızdan önce duygularınızı renklendirin

Birlikte olduğunuz kişiyi seviyorsunuz, ki bu engel olabileceğiniz ya da isteyerek sahip olabileceğiniz bir duygu değil. Ancak ona hala aşık olduğunuzu düşünüyor musunuz? Sevgilinize sarıldığınızda hala ilk günkü heyecanla kalp atışlarınızın hızlandığını hissediyor musunuz? En önemlisi de, bu soruları cevaplarken hem kendinize hem de partnerinize karşı ne kadar dürüst olabiliyorsunuz?

ask

Uzun süredir birlikte olduğunuz kişiyle birbirinizi çok seviyor, mutlu ve kaliteli zaman geçiriyor olmanız ona hala ilk günkü gibi aşık olduğunuz anlamına gelmiyor. Günümüzde uzun süreli ilişkilerin bir çoğu bir süre sonra heyecanın kaybedilmesi ve duygusal ihtiyaçların karşılanamaması sebebiyle sonlanabiliyor. Birlikte güzel zaman geçiren ve çok iyi iletişim kurabilen çiftlerde bile, duygusal ihtiyaçların karşılanmaması ve ilk günkü heyecanın korunamaması büyük problemler yaratabiliyor.

Evliliklerin ya da ilişkilerin canlı tutulabilmesi için verilen romantik akşam yemekleri, güzel sözler yazılmış not kağıtları, otel odaları, kokulu mumlar gibi bir çok tavsiye, temelde cinsel yaşamı renklendirmenin ötesine geçemiyor. Oysa uzun vadede ilişkideki heyecanı canlı tutmanın yolu, iki tarafın da fiziksel değil duygusal açlığının bastırılmasıyla ilgili bir durum. Bu nedenle bu sefer yatak odanızı değil, duygularınızı renklendirmenin yollarını sizler için derledik.

Doğruluk mu cesaret mi?

soru sorun

Partnerinizle olan ilişkinizi ve iletişiminizi güven çerçevesinde yürütebilmek için ilk şart, birbirinize karşı dürüst olmanız. Bu nedenle zaman zaman kafanıza takılan konuları, merak ettiklerinizi partnerinize sormaktan asla çekinmeyin. Soru sorarken ses tonunuzun, mimiklerinizin ve üslubunuzun kırıcı değil, eğlenceli olmasına dikkat edin. Beklemediği zamanlarda soracağınız şaşırtıcı sorularla birbirinizi tanımaya ve anlamaya çalışın. Bu oyunun en zor yanı, karşınızdaki kişiyi incitmemek ve soracağınız sorularla kişiliğine herhangi bir saldırıda bulunmamak. Dikkatli olduğunuz sürece birbirinize sorular sorarak iletişiminizi güçlendirebilir ve duygusal bağlantınızı artırabilirsiniz.

Susarak konuşun

sessizliği dinleyin

Partnerinizle sessiz ve sakin bir ortamda yere oturun. Gözlerinizi kapatın ve 15 dakika boyunca birbirinizle konuşmadan ve birbirinize dokunmadan yalnızca onun varlığını hissetmeye çalışın.  Partnerinizin nefes alış verişini dinleyin. Ne düşündüğünü hayal etmeye çalışın. Onunla geçirdiğiniz güzel dakikaların hayalini kurun. Son dakikalara yaklaştıkça, partnerinizin bir anda ortadan kaybolduğunu hayal edin. Yalnızlığın ve izolasyonun getirdiği hissi fark etmeye çalışın. Zaman dolduğunda gözlerinizi açın, partnerinizi bir süre hiç bir şey yapmadan izleyin ve ona sımsıkı sarılın.

Çocukluk anılarınızı paylaşın

cocukluk

Partnerinizle olan duygusal bağlantınızı geliştirmenin en güzel yollarından biri de, onunla kimsenin bilmediği çocukluk yıllarından kalan anılarınızı paylaşmak olacaktır. Çocukluğunuzla ilgili hatırladığınız güzel anıları, o anıların sizde uyandırdığı duyguları, sevdiğiniz tatları ve kokuları sevdiğiniz kişiye anlatın. Bu, içinizdeki masum çocuğu ortaya çıkarmanıza ve partnerinizin hem fiziksel hem de duygusal olarak kendisini size daha yakın ve bağlı hissetmesine yardımcı olacaktır.

Aynı şekilde çocukluğunuzla ilgili kötü anılarınızı ve travmalarınızı paylaşmak da, partnerinizin size daha koruyucu ve yakın davranmasına olanak sağlayacaktır.

İlk tanıştığınız anda yaşadıklarınızı kağıda dökün ve karşılaştırın

mektup

Bu egzersiz için iyi bir yazar olmanıza gerek yok. Yalnızca elinize kalem ve kağıt alın ve ilk tanıştığınız günü hatırladığınız kadarıyla kelimelere dökmeye çalışın. Tanışma hikayenizi arkadaşlarınıza ve ailenize defalarca kez anlatmış olabilirsiniz. Bu sefer kendi hikayenizi yazıyorsunuz. Sevdiğiniz kişiye kendini özel hissettirebilmek için bu hikayeyi biraz daha özel ve benzersiz kılmanız gerekiyor. Bu noktada biraz daha detaylı düşünmeye ve partnerinizi şaşırtacak küçük detaylar yakalamaya çalışın. Olaylardan çok duygulara odaklanın ve hislerinizi tüm açıklığıyla sevdiğiniz kişiyle paylaşın.

Birlikte güneşin doğuşunu izleyin 

gunesin dogusu

Gün doğumu, mistik ve duyguları harekete geçiren bir olaydır. Güneşin doğuşu yeni bir günü, yeni heyecanları, yeni olayları ve yeni başlangıçları anımsatır.  Telefonlarınızı kapatın ya da evde bırakın. Bu anı fotoğraf çekerek, sosyal medyada paylaşarak değil, o anda var olarak değerlendirin. Yeni günün doğuşuna sevdiğiniz kişiyle birlikte tanıklık edin. Evrenin aydınlandığına birlikte şahit olmak ve bu mucize anda yan yana olmak, duygusal olarak birbirinize daha yakın olmanıza yardımcı olacaktır.

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!