X

İletişim kurarken yaptığımız hata: Duygulara düşüncelerle cevap vermek

İletişim, bir ilişkinin en önemli yapı taşlarından birisidir. Romantik ilişki, arkadaş ilişkisi ya da aile ilişkisi, hangi ilişki olursa olsun bir ilişkinin güçlenmesini ya da zayıflayıp kişilerin arasının açılmasını net bir şekilde etkileyen önemli bir faktördür. Ortada herhangi bir sorun dahi yokken, ciddi bir durumla karşılaşılmasa da normal bir zamanda iletişimde yapılan ufak hatalar önemsiz bir konunun büyümesine, içinden çıkılmaz bir hale gelmesine, hatta ilişkinin tıkanmasına neden olabilir.

Duygu odaklı iletişim – Düşünce odaklı iletişim

İlişkilerde çok sık yapılan pek çok farklı iletişim hatası vardır. En sık yapılanlardan ve ilişkiye zarar verenlerden bir tanesi, bir tarafın “duygu odaklı” olup paylaşım amaçlı iletişim kurduğu sırada, karşı tarafın bir çözümle gelmesinden, yani “düşünce odaklı” karşılık vermesinden kaynaklanır. Yani bir taraf yaşadığı durumun kendisi üzerindeki duygusal etkilerinden konuşurken, diğer taraf duyguları görmeyip ya da önemsemeyip duruma odaklanır ve durumu çözmeye çalışır…

Örneğin birinin iş yerinde bir sorun yaşadığını ve iş arkadaşı tarafından haksızlığa uğradığını düşünelim. Bu kişi bu duruma oldukça üzülür ve bir taraftan da kızar. Daha sonra partnerine bu duruma ne kadar üzüldüğünü, kırıldığını ve sinirlendiğini anlatır. Yani duygularını paylaşır. Buna karşılık partneri paylaşılan duyguları es geçerek sorunu çözmeye yönelik cevaplar verir. Yani düşünce odaklı yaklaşır. “İş hayatında bu tarz şeyler hep olur. Kişisel algılama”, “Kendini bunlar için üzme”, “Bu noktada yanlış yapmışsın. Bundan sonra daha dikkatli ol” gibi cevaplar verir. Bütün bunların sonucunda da derdini anlatan kişi duyguları görülmediği için, diğer taraf da yardım etmeye çalıştığı görülmediği için anlaşılmadığını hisseder. Böylece işte yaşanan bir sorun ilişki sorunu halini alır.

Bu tarz sorunlar sadece eşler arasında olmaz. Örneğin okulda arkadaşıyla kavga eden bir ergen, bu durumu annesine ya da babasına anlatır. Ne kadar üzüldüğünü, hayal kırıklığına uğradığını, hatta kendisini önemsiz hissettiğini anlatır. Buna karşılık ebeveyni çocuğun paylaştığı duygulara odaklanmadan direkt değerlendirmeye ve çözüme gider. “Bir daha o arkadaşınla konuşma, olsun bitsin”, “Ben sana o iyi bir arkadaş değil demiştim”, “Arkadaşlarını bundan sonra daha dikkatli seçersin”, “Başka arkadaşlar bul” gibi cümlelerle karşılık verir. Bu cevaplar ergene anlaşılmadığını hissettirmenin yanı sıra ona duygularının önemsiz olduğu ve yanlış terciler yaptığı mesajını verir. Sonuç olarak ergen ve ebeveynler arasında yeni bir tartışma konusu ortaya çıkar.

Önce dinleyip sonra çözüme gidilmeli.

Sevdiğimiz birisi bize bir sorunla geldiğinde ona çözüm sunmak istememiz gayet normal. Aslında bunu onun iyiliği için yaparız. Böylece onu üzen sorunu ortadan kaldırmış ve onun bir daha üzülmesini engellemiş oluruz. Bu hamle ne kadar iyi niyetle yapılsa da karşı tarafa istenilen etkiyi ve mesajı vermez. Çünkü o anda karşımızdaki kişi bizden akıl istemiyor ya da çözüm aramıyor. Sadece olayın kendi üstündeki etkilerinden, duygularından bahsediyor. Aslında o anda ihtiyacı olan tek şey dinlenmek ve anlaşıldığını hissetmek. Bunu aldıktan sonra eğer ihtiyaç duyuyorsa zaten bize “Ne yapabilirim?” diye soracaktır. İşte o zaman bütün çözüm önerilerini, düşünceleri, mantıklı argümanları paylaşabiliriz. Öneriler önceden paylaşıldığında karşı tarafta ters etki yarattığı gibi söylenenlerin hiçbiri de adrese gitmez.

Bu basit ama etkisi büyük olan iletişim hatasının önüne geçmek için öncelikle karşımızdaki kişiyi dinlememiz gerekiyor. Duygularını rahatça dökmesi için alan açmak ve duygularını tanımak yapılacak ilk ve en doğru şey. O rahatlamayı yaşadıktan ve anlaşıldığını hissettikten sonra bizim çözüm önerilerimize bile ihtiyaç duymadan kendi yoluna bulacaktır belki de.

İlginizi çekebilir: Yardım istemek bazı insanlar için neden çok zordur?

Uzman Klinik Psikolog Beliz Ereren: İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamlayarak uzmanlığımı aldım. Hayatın önemli dönüm noktalarından biri olduğuna inandığım ergenlik dönemi problemlerine yoğunlaşarak bu dönemdeki gençler ve aileleriyle çalışmaya başladım. Aynı zamanda yetişkin ve çiftlerle çalışarak sorunlarla başa çıkma becerilerini güçlendirme ve hayat ve ilişki kalitelerini arttırmaya yönelik psikolojik destek veriyorum. Herkesin farklı olduğuna ve çalışılan konulara kişilere özgü yaklaşılması gerektiğine inandığım için farklı terapi yöntemlerini kullanıyorum. EMDR Terapisi, Stratejik Çift ve Aile Terapisi, Psikodinamik Terapi kullandığım psikoterapi yaklaşımlarını kullanıyorum. Okuma ve yazmanın insan üzerindeki iyileştirici etkisine olan inancım beni her zaman araştırma, okuma ve yazmaya yöneltmiştir. Bazen uzun bir yazının bazen de yazının içindeki tek bir cümlenin hayatları çok farklı yönlere çekebilme gücüne inanırım.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale