İki adım ileri bir adım geri giden insanoğlu, birbirinin derdini anlamaktan yine çok uzakta

Lisedeydim hatırlıyorum. Amerika Irak’a girmişti, demokrasi de demokrasi diyordu. Her yerde demokrasi nutukları, tiratlar atılıyor, gelecek baharlardan söz ediliyordu. Biz destek vereceğiz korkmayın, abiniz, sizi kurtarmaya geldi diyorlardı. Daha önce batı devletleri de aynı vaatlerle kucak açmıştı birçok devlete, kurtuluş savaşında da öyle… Lise zamanlarımda İngilizce dizi izleme alışkanlığım yoktu, ‘Homeland’ ya da ‘House of Cards’ gibi diziler işlerin nasıl yürüdüğüne dair öngörü sahibi olabilmemize yardımcı olabiliyor bir nebze de olsa, izlememiş olanlar için tavsiye ederim. Böyle dizilerin yapılabiliyor ve yayınlanabiliyor olmasının da en azından özenilesi bir durum olduğunu ve eleştirebilme özgürlüğünün uygulanabilmesi bakımından iyi bir şey olduğunu da belirtmeden geçemiyorum. O yıllarda, bütün olup bitenleri, haberlerin bize yansıttığı kadarını takip ederken, üniversiteye hazırlanan her genç gibi önümdeki çoktan seçmeli sorulara A mı B mi C mi desem de geleceğime yön verebilsem telaşı içindeydim ama ara ara bir şeyler yazıp çizip karalarken buluyordum kendimi, çünkü samimiyetsizliği ve pragmatizmi görünce tanıyabilen hislerim vardı, belki de daha çarkın içine henüz girmemiş olmanın verdiği bir cesaretti düşündüklerimi yazmaya teşvik eden.

Bugün yine Mehter Marşı gibi iki adım ileri bir adım geri giden insanoğlu, ayrıştırıcı ve zarar verici dili parlatmaya çalışıyor. Uzayı anlama yolunda mücadele verirken; birbirinin derdini anlamaktan uzak, içindeki renklerle; gökkuşağıyla kavga eden bir görüntü çiziyor yine, yeni kıyımlarına dayanaklar yaratabilmek için ve ben o şiiri hatırlıyorum:

Bir yerlerde insanlar acı çekiyor
Ne uğruna çektiğini bilmeden,
Bir yerlerde insanlar ölüyor
Ne uğruna öldüğünü bilmeden
Bir yerlerde ‘gelişmişlik’ diyorlar insanlar.
Öldürüyorlar.
Demokrasi adına bu olanlar deyip
Bizi güldürüyorlar.
Salça yapan kadın edasıyla, 
Domates suyuymuşçasına dökülen
Ruhlarını kolayca arındırabiliyorlar.
Bir yerlerde caf caflı çarşaflarda yatıyor insanlar
Düşünmüyorlar,
Düşüneni de hiç sevmiyorlar!

İlginizi çekebilir: Yeşil doğası, buz gibi akan nehirleri, tarihi dokusu ve kültürel çeşitliliğiyle Balkanlar

Duygu Meriç
Ben Duygu Meriç, 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Bir yıl özel bir okulda çalıştıktan sonra atanarak doğu göreviyle köy ... Devam