X

Homofobi, gizli bir homoseksüellik göstergesi olabilir mi?

“2012’de yapılan bir araştırma, homofobik insanların yüksek olasılıkla homoseksüel olduğunu ortaya koydu.” Nasıl da sansasyonel bir yazı konusu! Fakat tık alma uğruna eğilip bükülen araştırma sonuçlarının çoğu gibi, tam olarak doğru sayılmaz. Geçen yıldan bu yana türlü çeşit haber kaynağında boy gösteren bu araştırmanın aslını ve homofobi ile homoseksüellik konusunda yazılmış başka makaleleri sizler için inceledik.

Homofobinin, kişinin kendi cinsine olan cinsel ilgisini bastırmak için bir araç olarak kullanıldığı teorisi Avusturyalı psikiyatr Sigmund Freud’a dayanıyor. Freud, bazı homofobik eğilimlerin, homoseksüel arzuları görmezden gelmeye ya da bastırmaya çalışan kişiler tarafından ortaya konduğunu iddia ediyordu. 19. yüzyılın sonlarında ortaya atılan bu görüş için, aradan bir asır geçtikten sonra bile yapılmış çalışmaların öyle çok da fazla sayıda olmadığını söylemekle başlayalım. “Konu araştırmaktan kaçınılıyor” demek istemiyoruz elbette. Ortada olmayan ya da gizlenmiş bir cinsel ilgiyi araştırmak ve bu konuda, kendilerine karşı dürüst olmadıklarını düşünülen katılımcıların homoseksüel eğilimlerini ortaya çıkarmak pek kolay değil. Yani bu, oldukça zor bir çalışma tasarımı gerektiriyor.

Bu konuda yapılmış en yaygın olarak bilinen araştırmalardan biri 1996’da Journal of Abnormal Psychology’de yayınlandı. Homofobik olan ve olmayan erkeklerden oluşan iki gruba heteroseksüel, lezbiyen ve homoseksüel erkek ilişkilerini gösteren pornografik videolar izletildi ve cinsel olarak uyarılma seviyeleri penisteki değişime bakılarak ölçüldü. Sonuç oldukça ilginçti: Her iki grup da heteroseksüel ve lezbiyen videolarıyla uyarılırken, sadece homofobik olan grupta erkek homoseksüel ilişkisine karşı uyarılma görüldü. Çalışmanın örneklem büyüklüğü, yani katılımcı sayısı kimilerine göre yeterli olmasa da, yapıldığı zaman için bilimsel olarak kabul edilebilir oldu.

“Büyük oranda heteroseksüel olan bir dünyada kendini bilmek ve azınlık olmak kolay değil.”

2012’de yapılan ve dünya çapında haberlere konu olan araştırmaya gelelim… Öncelikle, bu araştırmanın asıl merak konusu, ebeveyn davranışının çocuğun cinselliği üzerindeki etkisi. Makale diyor ki: Çocuğa özgürlük alanı bırakmayan, kendi kararlarını vermesine izin vermeyen baskıcı ailelerde yetişen çocukların, şayet homoseksüel eğilimleri varsa, bunları gizlemeleri çok olası. 4 farklı çalışmayı içinde barındıran araştırmanın bir diğer çıktısı da, kendini heteroseksüel olarak tanımlayan fakat psikolojik testlere göre homoseksüel eğilimler gösteren kişilerin, bastırdıkları bu duyguları gay/lezbiyen gördüklerinde hatırlamaları ve tehdit altında hissetmeleri.

Baş araştırmacı, Essex Üniversitesi’nden Netta Weinstein’ın dediği gibi: “Büyük oranda heteroseksüel olan bir dünyada kendini bilmek ve azınlık olmak kolay değil”. Diğer araştırmacılardan, Rochester Üniversitesi psikoloji profesörü Richard Ryan “Çoğunlukla kendileriyle savaş halinde olan bu kişiler, iç çatışmalarını dışarı bu şekilde yansıtıyor” diyor. İşte bu iç çatışmada, yanlış bir şey yapıyorum düşüncesi, ailede görülen muhafazakar ve baskıcı tavırların etkisi büyük. Ryan devam ediyor: “Bir insan grubuna karşı içinizden gelen bir öfke ve tepki isteği varsa, durup kendinize nedenini sormalısınız.”

Konuyla ilgili olarak karşımıza çıkan bir makale de 2013’te yayınlanmış olan ve homofobiyle gizli cinsel dürtülerin ilişkili olup olmadığını sorgulayan bir çalışmaya ait. Beklenenin aksine araştırmacılar, “cinsel ilgi ya da etkileşime bağlı homofobi görmediklerini” söylediler. Aksine, hemcinslere karşı duyulan gizli ya da açık ilgi, hem erkeklerde hem de kadınlarda homoseksüelliğe övgü olarak dışavurulmuş. Bir diğer deyişle, benzerlikten doğan bir sempati söz konusu. Eski çalışma sonuçlarıyla çelişiyor gibi görünen bu çalışmanın daha modern kişisel tanı ve anketler ile yapıldığını, dolayısıyla daha güncel ve güvenilir olduğunu söyleyebiliriz.

Hemcinslere karşı duyulan gizli ya da açık ilgi, homoseksüelliğe övgü olarak dışavuruluyor.

Sonuç olarak, homofobiklerin gizliden gizliye homoseksüel olduğunu iddia etmek doğru olmaz. Bastırılmış duyguların ortaya ters ve düşmanca şekilde çıkması olası, ancak araştırmalar gösteriyor ki bu kanıyı genellemek doğru değil. Homofobi ile savaşta, bu düşmanlığı barındıran kişilerin cinsel kimliğini ön plana çıkarmak onları sadece sinirlendiren, üstelik gerçeği çoğunlukla yansıtmayan bir taktik gibi görünüyor.

İlginizi çekebilir: Toplumsal baskı altında kurulan ve sürdürülen ilişkiler: Eşcinsel ilişkiler

Kaynaklar:

KitschMix

Science Daily

Psychology Today

Pop Psychology

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale