X

Hikayesi nedir acaba: Harry Lenas, Baylan Pastanesi’ni nasıl kurdu?

İstanbul’da yaşayan neredeyse herkes, gün içinde çoğu zaman bir yerlere yetişirken onlarca unutulmaya yüz tutmuş ya da hikayesini bilmediği birçok tarihi yerin önünden geçiyor. Kimi zaman çok acelemiz oluyor, kimi zaman acelemiz olmasa da beynimiz çok meşgul oluyor ve yaşanmışlıklarla dolu birçok hikayeyi es geçiyoruz. İşte bu yazımda paylaşacağım hikaye de tam olarak böyle bir değere sahip. Bu hikayelerin eşi benzeri olmayan şehir İstanbul’da hayat bulması birçoğumuzu daha çok cezbediyor, etmeli de çünkü gerçekten yerine geçebilecek başka bir şehir yok. Aslına bakılırsa İstanbul’u İstanbul yapan da onun hikayeleri zaten diyebiliriz.

Türkiye’nin ilk diplomalı pastacısı akademisyen pastacı Harry Lenas’ın İstanbul’da geçen hayatı bu şehrin önemli hikayelerinden… 1923’te Beyoğlu’nda Deva Çıkmazı’nda babası Filip Lenas tarafından Fransızca “Doğu” anlamına gelen “L’orient” kelimesinden gelen “Loryan” adlı bir çikolatacı açar. 1939’da işleri ilerleterek çikolata fabrikası da açar ve 1984’e kadar hizmet verir. O zamanlar çikolata denince akla gelen Rum kökenli Lenas ailesi şimdilerde çok hatırlanmasa da gerçek çikolatayı Türkiye ile tanıştıran önemli ailelerden biridir. Kısa sürede Moskova, Markiz, Lebon pastaneleri ile birlikte İstanbul’un önde gelen pastaneleri arasına girer ve hatta Dolmabahçe Sarayı’nda bu pastanelerle birlikte çalışmaya başlar.

Harry Lenas önce Beyoğlu’ndaki dükkanda mesleği öğrenir, sonra soluğu farklı ülkelerde alır. Avusturya, İsviçre ve Almanya’da pastacılık eğitimine devam eder. Harry Lenas Türkiye’ye ilk espressoyu, hepimizin çok sevdiği milkshake’i ve en önemlisi de İtalyan dondurmasını getiren kişidir.

1934’te soyadı kanunuyla beraber yabancı isimlere Türkçeleştirilme zorunluluğu getirilir. Dolayısıyla Loryan olur Baylan… Baylan Pastaneleri günümüze kadar gelebilmiş, ünü belki eski günlerdeki gibi olamasa da hala marka değeri çok yüksek bir pastane zinciridir. Baylan’ın kelime anlamı ise eski Türkçede kusursuz, mükemmel anlamlarına gelir. Gerçekten de kusursuz tatlılara ev sahipliği ile bilinir.

Harry Lenas, Karaköy meydanı çalışmalarından dolayı 1925’te kapattığı Karaköy şubesi yerine yine Karaköy’de 1954’te tekrar bir şube açar ve şubenin müdavimleri özellikle buraya gündüzleri işe gitmeden önce uğrayıp bir şeyler içmek için buluştuklarını ifade ediyorlar. İşte bu pastane sayesinde de İstanbul, hatta Türkiye espresso ile tanışır. Attila İlhan, Haldun Taner, Cemal Süreya, Orhan Kemal gibi çok tanınan isimler de kısa bir süre içinde pastanenin müdavimi olmuştur.

Birçoğumuzun çok iyi bildiği Harry Lenas’a ait “Kup Griye” tatlısı uluslararası tatlı literatürüne girmeyi başardı bile. Kendisi bu tatlıyı Türkiye’de yaşayan insanların karamele olan ilgisinden esinlenerek ortaya çıkardığını belirtmiştir. Lenas bunlarla kalmaz, yılbaşı konseptini, sevgililer günü konseptini de Türkiye’de ilk uygulayanlardandır. Vitrin süslemeleriyle oldukça yankı getirir o dönemlerde.

Harry Lenas pastacılığı bu topraklarda ciddiye alan ve aileden gelen bu birikimi profesyonel bir noktaya taşıyan diplomalı bir pastacıdır. Çok geçmişe gitmeye gerek yok, çok kısa bir süre önce bile bu insanlar bir meslek erbabı olarak sayılsa da gerekli değer verilmiyordu, gittikçe bu sektöre duyulan meraktan kaynaklanan talep artmaya başladığı için Harry Lenas’ı tam da bu zamanlar bir kez daha anmak yerinde olacaktır. Huzurla uyu Harry Lenas.

İlginizi çekebilir: Hikayesi nedir acaba: Finlandiya, eğitimdeki başarısını neye borçlu?

Pınar Özpak: Selam, ben Pınar! 2017 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra meşgul olacağım her şeyin sevdiğim, istediğim, en önemlisi inandığım şeylerin olmasına özen gösterdim ve hala da bunu başarmaya çalışıyorum. Farkında olduklarımı paylaşmak, araştırmak, yeni bir şeyler öğrenmek en büyük motivasyonum. Hep birlikte fark ettiğimiz günlere! :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale