Herkesi memnun etme hastalığının 3 belirtisi

  • İlişkilerinde kendinden önce başkalarının mutluluğunu düşünüyorsan,
  • Yaptığın davranışlarda ancak dışarıdan beğenildiğin takdirde kendini iyi hissediyorsan,
  • Hayır demek istediğin anlarda çoğunlukla insanlar kırılmasın diye evet diyorsan,
  • Çok sık özür diliyor ve haklı olduğun durumlarda bile, kırgınlık olmasın diye hep sen geri adım atıyorsan,
  • “Herkesi memnun etme hastalığı” çoktan kapını çalmış ve sen de onu güzel bir şekilde hayatında ağırlIyorsun demektir.

Tabii ki hepimiz zaman zaman hayatımızdaki insanları mutlu etmek isteriz, bu bir nevi motivasyon sebebidir. Fakat uzmanlar bu konuda ölçüyü kaçırdığımızda “pleasing disease”, yani başkalarını memnun etme hastalığının ortaya çıkabileceğini belirtiyorlar.

En baskın 3 belirtisine gelin beraber bakalım…

Başkalarından onay almak istemek

Sosyal medyaya yüklediğimiz resimden, hoşlandığımız kişiye atacağımız mesaja kadar başkalarının fikrine danışıyoruz. Öyle ki hayatımızla ilgili vereceğimiz önemli kararlarda bile başkalarının fikrini kendi fikrimizden önde tutuyoruz. Bu beynin bir nevi başkalarıyla aynı fikirde olmamaktan doğacak stresten kaçınma yolu olarak belirtiliyor. Bunun sebebinin de herkesin bizi sevmesi, beğenmesi, onaylaması için onların isteklerini ön plana koymamız olduğu söyleniyor. Oysa öncelikli olarak kendi memnuniyetimizi ilk sırada tutarsak, vereceğimiz kararlar, atacağımız mesaj ya da hareketlerimiz bizi tam anlamıyla yansıtacak, bu da doyumu yüksek ve kendimizden memnun bir hayat yaşatacaktır.

Hayır diyememek

Birçoğumuz düşmüştür bu duruma. Gün içinde ya da hayatın kendi akışında katılmak istemediğimiz davetler, onay vermediğimiz durumlar ya da öyle düşünmesek de sanki öyle düşünüyormuşuz gibi yaptığımız durumlar olmuştur. Hayatımızın merkezine başkalarının mutluluğunu koyduğumuzda başkalarına istemeyerek “evet” diyoruz ama kendimize kocaman bir haksızlık yapıyoruz. Oysa hayatın bir denge üzerine kurulu olduğunu unutmamalı, kendi isteklerimize de öncelik tanımalıyız.

Kendimizin farkına varmamak

Başkalarını memnun ederek mutlu olduğunu iddia eden insanlara baktığımızda, karşımıza genelde 2 tip insan profili çıkar. İlki gerçekten kendini bilmeden, tanımadan başkalarının kendisine dair düşüncelerinden kendini anlamlı kılanlar… İkincisi kendine hakettiği değeri vermediği için, memnun olma önceliğini başkalarına tanıyanlar. Her ikisinde de kişi tam anlamıyla kendini bilmediğinden günün sonunda başkalarını mutlu edip kendini yalnızlığa bırakır. Çünkü çevresinin öyle bir öncelik kaygısı olmaz genellikle. Bu da kişiyi “Ben herkesi memnun etmeye çalışırken, neden kimse beni önemsemiyor?” yargısına götürür ve demotive eder.

Eğer bu saydıklarımdan biri bile önemli ölçüde sizi tanımlıyor ya da size tanıdık geliyorsa, hayatınızda önceliği kendinize verme zamanınız gelmiş demektir. Bunun için de önce kendinizi tanıma yolculuğuna çıkmalı ve sizi gerçek anlamda mutlu eden şeylerin farkına varmalısınız. Siz kendinizin farkına vardığınız an, hayatınızın olduğu haliyle memnuniyet verici olduğunu keşfedeceksiniz.

İlginizi çekebilir: Başarılı ilişkilerin formülü: Kirpi ikilemi

Şeyma Gizem Taşar Yaşam ve Kariyer Koçu
Şeyma Gizem TAŞAR 1984 yılında İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ortadoğu Koleji’nde tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği’nden mezun oldu. Yüksek lisans ... Devam