X

Hayatınızın başrolü siz misiniz: Main character energy ile kendinize alan açın

Bazen hayat akıp giderken kendimizi yan koltukta oturmuş onu izlerken bulabiliyoruz. Oysa hayatının ana kahramanı olmak ve kendi hikayesini yazmak herkesin hakkı. Kontrolü eline geçirerek hayatının merkezinde yer alma ve yaptığı seçimleri sahiplenme anlamına gelen ‘main character energy’ de bazen kendimizde bulmakta zorlandığımız bu hakkı savunuyor. Hayatta kendinize yatırım yaparak isteklerinize öncelik vermek ve hayatı, kendi bakış açınızla parlatmak çok kötü bir şey olmayabilir. Elbette ana karakter enerjisini kucaklarken potansiyel tehlikelerin farkında olmak ve dengelenmeye odaklanmak da gerekiyor.

Main character energy kişilik özellikleri

Main character energy veya diğer adıyla ana karakter enerjisi, son yıllarda özellikle kendi fikrini sonuna kadar savunan Z kuşağına ilham olmuş durumda. TikTok’ta viral olduktan sonra hayatımıza giren bu enerji aslında doğru kullanıldığında motivasyon, mutluluk ve öz güven dolu bir yaşam vaat ediyor. Bu enerjiye sahip bireyler de hayatın tüm kontrolünü ve aynı zamanda sorumluluğunu elinde tutan, dışa dönük, konuşkan, iddialı kişiler olarak tanımlanıyor.

Bir odaya girdiğinde dikkatleri üzerine çekmekten sıkılmayan ve ilgi odağı olmaktan rahatsızlık duymayan herkesin, ana karakter enerjisine sahip olduğu söylenebilir. Hayatta gitmek istediğiniz yol konusunda son derece netseniz ve gün sonunda kendi fikirlerinize önem veriyorsanız, sizde de ana karakter enerjisi olabilir. 

Hayatının başrolü olmanın iyi ve kötü yanları neler?

Ana karakter enerjisinin sağladığı en büyük faydalardan biri, kişinin kendi ihtiyaçlarına önem vermesi ve öz bakımını aksatmaması. İsteklerini gerçekleştirme konusunda yeterli motivasyonu bulamayanlar veya sürekli başkalarını önemsedikleri için kendi gereksinimlerini ikinci plana atanlar, ana karakter enerjisinden kolaylıkla faydalanabilir. Diğer faydalar arasında ise şunlar var:

  • Motivasyon artışı
  • Öz güven gelişimi
  • “Hayır” diyebilme özgürlüğü
  • Kendi adına konuşma
  • Fikirlerine sahip çıkma
  • İlişkilerde sınırlar belirleme
  • Kendini mutlu eden şeylere odaklanma

Bütün bunların dışında; hayatının ana karakteri gibi hisseden bireyler, birden çok hobiye sahip olma eğilimindedir ve genellikle sosyal çevrelerine ilham olurlar. Arkadaş çevreleri sadece vakit geçirmekten hoşlandıkları kişilerden oluşur, iş ve arkadaşlık sınırları net şekilde belirlenir, tek başına bir şeyler yapmak neşe kaynağına dönüşür. 

Kendine odaklanarak ne istediğini bilmek ve tüm yaşamını buna göre şekillendirmek şüphesiz, hayattaki en tatmin edici şeylerden biri. Ancak bu kadar yüksek bir öz farkındalık ve söz hakkı, başkalarının ihtiyaçlarına daha az duyarlı olma handikapına da sahip. Eğer bu karakter özelliği sayesinde fikirlerinizi başkalarının dediklerine kulak asmadan gerçekleştirebiliyor ve ihtiyaçlarınızın gölgede bırakılmasına izin vermiyorsanız, bu sizin için gayet yapıcı bir şey olabilir. Fakat eğer benzer karakter özellikleri sebebiyle hayatınızdaki insanlar kendilerini dışlanmış, yeterince duyulmamış veya önemsenmemiş hissediyorsa enerjiniz bir yerde benmerkezci veya narsistöz farkındalık ve söz hakkı, başkalarının ihtiyaçlarına daha az duyarlı olma handikapına da sahip. Eğer bu karakter özelliği sayesinde fikirlerinizi başkalarının dediklerine kulak asmadan gerçekleştirebiliyor ve ihtiyaçlarınızın gölgede bırakılmasına izin vermiyorsanız, bu sizin için gayet yapıcı bir şey olabilir. Fakat eğer benzer karakter özellikleri sebebiyle hayatınızdaki insanlar kendilerini dışlanmış, yeterince duyulmamış veya önemsenmemiş hissediyorsa enerjiniz bir yerde benmerkezci veya bir çizgiye kayıyor olabilir. Ve tahmin edersiniz ki, bu durum biraz kontrol altına alınmayı gerektirir.

Hayatınızı main character energy ile nasıl geliştirirsiniz?

Hayatta kendi bakımına ve isteklerine öncelik vermenin ne kadar iyi bir his olduğunu herkes bilir, ancak aşırıya kaçmak da aynı ölçüde tehlikelidir. Eğer kendinizi doğası gereği içine kapanık veya biraz utangaç biri olarak tanımlıyorsanız, bu kadar güçlü bir kişiliğe sahip olmak size hayal gibi geliyor olmalı. Aslında birkaç basit öneriyle iç sesinizi ve karakterinizi öne çıkarmanız, hem de bu sırada kimseyi gücendirmeden hareket etmeniz mümkün. İşte ana karakter enerjisini hayatınıza dengeli şekilde almak için deneyebileceğiniz birkaç teknik:

  • Kendi başınıza aktiviteler yapmayı alışkanlık haline getirin. Arada bir tek başınıza dışarıda yemek yiyin, tiyatroya veya sinemaya gidin, kentteki sergileri ziyaret edin veya sehayate çıkın. İstediklerini yapmak için başkalarına ihtiyacı olmadığını öğrenmek, bu enerjiyi geliştirmenin en kolay yoludur.
  • Kendinizi savunmayı ve sınırlar belirlemeyi öğrenin. Örneğin; karşınızdaki ne kadar yakınınız olsa da sizi istemediğiniz bir şeye zorluyorsa, ona “Hayır” demeyi öğrenin. Bu, karşınızdakini kırdığınız anlamına gelmez. Aksine kendinize olan saygınızı gösterir.
  • Samimi ve açık olun. Verdiğiniz bir kararın arkasında dururken karşı tarafı kırmadan hareket edin. Genellikle bir şeyi neden istemediğini net şekilde açıklamak her iki taraf için de yeterince aydınlatıcıdır.
  • Küçük anların değerini bilin. Main character energy küçük anları bulmak ve onlarla mutlu olmak anlamına gelir. Bir nevi mindfulness pratiği olarak uygulanabilecek bu yöntem sayesinde, hayatta her gün size motivasyon veren ufak bir adım atabilirsiniz. Örneğin; bir an durup kuşları izlemek, ailenize onları sevdiğinizi söylemek veya farkındalıklarınızı not etmek bu enerjiyle bütünleşmenizi sağlayabilir.
  • Hatalarınızdan ders çıkarmayı öğrenin. Çünkü ana karakter enerjisi, fikirlerin ve başarıların yanı sıra yanlışların da sorumluluğunu üstlenmeyi gerektirir. Hatalarınızdan kaçmak yerine onlarla kucaklaşın, almanız gereken notları alın ve en önemlisi de olabildiğince öğrenmeye bakın. Kendinizi ancak bu şekilde geliştirebilirsiniz.

Bütün bunları yaparken enerjinizi dengelemeyi de unutmayın. Çünkü kendi fikirlerinin arkasında durmak güçlü karakterinizi simgeleyebilir. Ama hayattaki her şeyi kendinizle ilgili hale getirmenizi gerektirmez. Siz kendi hikayenizin kahramanı olurken bırakın başkaları da sizinle birlikte parlasın ve kendine istediği yolu çizsin.

İlginizi çekebilir: Motivasyonunuzu geri getirecek 8 öneriKaynak: verywellmind, vogue

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale