X

Hayatın, evrenin, her şeyin nihai sorusunun cevabı nedir?

Douglas Adams, Otostopçu’nun Galaksi Rehberi kitabında bu cevabı bulmak için Derin Düşünce isimli süper bilgisayarı görevlendirir. Derin Düşünce yedi buçuk milyon yılda sorunun yanıtını verir. Ancak cevap; herkesi dehşete düşürecek kadar anlamsızdır. Derin Düşünce ise oralı olmaz ve sakince cevabı açıklar: “Şimdi hayatın, evrenin, her şeyin nihai sorusunun cevabını bildiğinize göre yapmanız gereken tek şey nihai sorunun ne olduğunu bulmak.

Nihai soruyu bulması için onu görevlendirmek isteyenlere kendisinin bu tarz bir hesaplamayı yapamayacağını söyleyen Derin Düşünce, ancak operasyonel işlemcileri içinde organik yaşamın ta kendisinin olacağı bir bilgisayarın bu sonsuz ve ciddi karmaşıklığı çözebileceğini ifade eder. Bu bilgisayarı yapmaya karar veren fareler ise yarattıkları bilgisayara “Dünya” adını verirler. Kitap deyip geçebilir ya da yaratıcılığına hayran olabilirsiniz. Ama gerçeklerden kaçış yok.

Okulda öğrendiğimiz hayat bilgisi, fizik, matematik ve kimya çok değişti. Hayatımıza kuantum çılgınlığı girdi. Newton’un bize tatlı tatlı anlattığı düzlem; yerini yepyeni, cevabı öyle romanlarda bulunmayan bir avuç soruya bıraktı.

Kuantum fiziğine göre bir atom aynı anda iki yerde bulunabilir

Bu soruların belki de en karmaşığı tek bir atomun ergenvari başkaldırısı ile başlıyor. Kuantum fiziğine göre bir atom aynı anda iki yerde ya da iki durumda bulunabiliyor. Evet, fizikçileri çıldırtan cümlenin ta kendisini okudunuz. Bizim tüm mantığımızın tersine çalışan bu cümleye göre aynı atom bölünmeden ya da parçalanmadan aynı anda farklı yerlerde ve durumlarda bulunuyor. Peki ama yıllardır fizikçiler nasıl olmuş da bunu anlayamamış da ancak şimdi atomların bu durumunu keşfetmişler? Sonuçta fizikçiler yıllardır atomlarla deney yapmıyorlar mıydı?

Olayın kopmaya başladığı noktalardan bir tanesi bu. Atoma çıplak gözle baktığınızda onu olasılıklardan sadece bir tanesinde; yani tek bir yerde ya da durumda görebiliyorsunuz. Ancak –basitçe özetleyecek olursak- parçacığın üstüne elektromanyetik bir dalga gönderdiğinizde onun bu özel durumunu ölçümleyebiliyorsunuz. Bu deneyin kısa bir videosunu buradan görebilirsiniz:

Tabii ki bu durum hemen bir sonraki sorunun kapısını açıyor. Eğer tek bir atom böyle davranıyorsa o zaman neden daha büyük nesneleri de aynı şekilde gözlemlemiyoruz? Misal; neden senden iki tane yok? Eğer varsa ve aynen atom örneğinde olduğu gibi sadece gözlemlendiğinde tek bir yerde ve durumda gözüküyorsan; öteki sen nerede? Yoksa öteki sen gözlemlendiğinde yok olup tekrar tek kişi mi oluyorsun?

Bu soruyla ilgili fizikçilerin en çok konuştuğu şahsiyet ise meşhur bir kedi; Schrödinger’in kedisi! Atomların Newton’a göre değil de kendi denklemine göre hareket ettiklerini kanıtlayan Schrödinger, meşhur kedi deneyinde –özetle ve basitçe ve çok kafa karıştırmadan- şunu söylüyor:

Bir kediyi çok az miktarda radyoaktif madde ile bir kutuya koyun. Radyoaktif atomlar aynı anda bölünmüş ve bölünmemiş olarak bu kutuda bulunacaklar. Zira bir atom aynı anda iki durumda ve konumda bulunabilir. Atomda bölünmenin olduğu versiyonda kutudaki hidrosiyanik asit tüpü patlayarak kediyi öldürecek; bölünmenin olmadığı versiyonda kedi hayatta kalacaktır. Schrödinger der ki; kutuyu açıp gözlemleyene kadar kedi her iki durumda da bulunacaktır. Kedi hem ölü hem de canlıdır. Kutuyu açtığınızda, aynen tek bir atomun gözlemlendiği gibi, o andaki olasılıklardan birini gözlemliyor olacaksınız.

decryptedmatrix.com

Bu deney tabii ki hiçbir zaman gerçekleşmemiş. Ancak gerçekleşmese de ateşli tartışmalar devam ediyor. Fizikçiler genelde iki kamptan birinde çadırlarını kuruyorlar. Bir kamp diyor ki gözlemci kutuya bakana kadar kedi hem ölü hem canlı olsa da gözlemci kutuya baktığı anda iki olasılıktan sadece biri oluyor ve gerçeklik o olasılıkla devam ediyor. Diğer kamp ise gözlemciden bağımsız olarak her yol ayrımına gelindiğinde yeni bir paralel evrende diğer olasılığın devam ettiğini iddia ediyor.

Paralel evrenler teorisi önem kazanmaya başlıyor

MIT profesörü meşhur fizikçi Tegelmark’a göre paralel evrenler (çoğul, dikkatinizi çekerim!) teorisine güncel fizikte artık bir deli saçması olarak bakılmıyor. Tegelmark’a göre fizikçiler yeterince bilimsel olmadığını düşündükleri için nefret etseler de paralel evren teorisi, kabul gören bir çok kozmoloji teorisinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

nationofchange.org

Tegelmark Schröder’e inat kuantum intiharı deneyimini öne sürüyor. Bu deneyde biz, kediyi gözlemleyen bir kişi olarak değil, bizzat kedinin yerinde bulunan denekler olarak yer alıyoruz. Kedi deneyinden biraz daha farklı kurulan düzenekle paralel evrenler teorisini kanıtlamak ya da doğru olmadığını göstermek mümkün. Özetle ve basitçe ve çok kafa karıştırmadan anlatmak gerekirse eğer kişi mucizevi olaylar zinciri sonucunda deney her tekrarlandığında hayatta kalırsa biliyoruz ki paralel evrenler gerçek ve biz bu evrenlerin bir tanesinde ölümsüz olarak sonsuzluğa kadar devam ediyoruz ve diğerlerinde ölüyoruz. Eğer kişi tekrarlanan deneyler sonunda ölürse o halde ilk kampın doğru söylediğini anlıyoruz.

Tabii ki bu deneyde de Schrödinger kedisinde de olduğu gibi korkunç tartışmalar sürüyor. Ya gerçekten paralel evrenler varsa ancak deney sonunda biz adamın öldüğü evrenlerden birinde kalmışsak ve bu nedenle de yanlışlıkla paralel evrenler olmadığına karar verirsek? Bu ve bunun gibi sorular bir çok bilim adamını geceleri uyutmamaya devam ediyor.

Tegelmark ne yazık ki ya da iyi ki bununla kalmayıp bir adım daha ileri gidiyor. Kitabı Matematiksel Evrenimiz’de hayatın, evrenin, her şeyin kendisine göre nihai cevabını veriyor. Tegelmark’a göre yaşadığımız dünya, paralel evrenlerden sadece bir tanesi. Bu evrende her şey; hatta biz bile matematiksel formasyonlar yani basit koordinatlar ve onların ilişkileri olarak açıklanabiliyoruz. Onun deyimine göre gerçeklik matematikle anlatılmıyor; gerçeklik matematiğin ta kendisi.

Paralel başka bir evrende bu yazı devam ediyor. Yazıda Adams’ın meşhur Otostopçu’nun Galaksi Rehberi kitabında dünyanın bir bilgisayara benzetilmesi ile Tegelmark’ın teorisinin benzerliğinden bahsediliyor. Yazı çok ünlü oluyor. Sonrasında ben bu konuyla ilgili Tegelmark’la bir araya gelip Elon Musk’ı da yatırımcı olarak alıp hayatın, evrenin, her şeyin nihai sorusunu bulmak için bir süper bilgisayar geliştiriyoruz. Sonsuza dek yaşıyoruz.

Bu evrende ise Adams ile Tegelmark’ın dramatik olarak buluştuğu bu noktada sona geliyoruz. Deneysiz kalınız ve Otostopçu’nun Galaksi Rehberi kapağında açıkça ifade edildiği gibi: Panik Yapmayınız!

Melis Abacıoğlu Sezener: Melis Alman Lisesi'nden mezun olduktan sonra Columbia Üniversitesi'nde Matematik ve Sanat Tarihi bölümlerini bitirdi. Hummalı bir kişisel gelişim yolculuğu sonunda kendisine en çok ilham veren uğraşının insanları sporla harekete geçirmek olduğunu fark etti. Geçtiğimiz üç sene içinde eşiyle birlikte 5500'ün üzerinde üyesi, altı farklı şehirde şubeleri olan ve şimdiye kadar 500 bin Türk Lirası'na yakın bağış toplanmasına vesile olan Hareket Candır platformunu kurdu. 2012 yılında kendi şirketi Actifit'i kurdu ve ekibiyle birlikte farklı projelerle kurumsal firma çalışanlarını sağlıklı bir hayata adım atmaları için motive etti. Melis aynı zamanda kadını futbolun içindeki takım ruhu ile güçlendiren Kızlar Sahada projesinin de yaratıcısı. Kızlar Sahada ile 2012 yılından bu yana 7'den 77'e toplam 2000'i aşkın kadın sahaya çıktı ve 25 bin Türk Lirası üzerinde bağış sosyal sorumluluk kuruluşlarına yönlendirildi.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale