Hayatımın kullanma kılavuzu; evet seni “ben” yazdım

Ben bu yazımda sizinle hayatta yaptığımız bu sınıflandırmaları biraz inceleyelim istiyorum. Geçtiğimiz günlerde çokça düşündüğüm bir konu oldu bunu yazmadan duramazdım tabi ki… Bilirsiniz bir buzdolabı aldığımızda ve buzdolabımız bir arıza çıkardığında, bir ayarını değiştirmek istediğimizde, veya sadece özelliklerini daha yakından tanımak istediğimizde “kullanma kılavuzu” kurtarıcımız olur. O muhteşem kullanma kılavuzu bize neyin nasıl yapılacağından “yapılmaması” gerekenlere kadar tüm detayları veriyordur.

İşte bizler hayatımız boyunca çokça düşeriz. Örneğin çok sevdiğimiz bir arkadaş kaybederiz, sadece kavga etmişizdir ama gurur vardır arada, dönüp bir özür dilemek her iki taraf için de mümkün olmaz… Başka bir senaryoda aldatılırız örneğin. Canımızdan adeta can kopar, hani derler ya ölüp ölüp diriliriz… Sonra ne olur geçer, ama anısı kalır belki, aldatıldım deriz yıllar sonra bile. Bambaşka bir akışta bir kaza geçirebiliriz, oysa ki ne hayallerimiz vardır, evlenip bir yuva kurmak, yeni bir iş sahibi olmak, belki dünyayı adımlamak… Ama yatağa bağlı kalırız, bunu ben mi istedim neden bu benim başıma geldi diye sorgular dururuz…

Peki hayatımızın bir kullanma kılavuzu var mıdır? Yani sizce hayatımızın bir kullanma kılavuzu olsaydı “bizlerin” nasıl arıza vereceğimizi, nerede “bozulacağımızı” neyi “kabul edemeyeceğimizi” veya ne durumlarda “yeniden başlatmak” gerekeceğini yazıyor olsaydı sizce içerikte neler yer alırdı? Bir düşünelim şimdi. Örneklemeye tabi ki kendim ile başlıyor olacağım. Örneğin benim kullanma kılavuzumda “sistemin kendi kendini yok etmesi” yalan söylendiği durumda olurdu. Evliliğimin son döneminde hayatımın neredeyse bir “yalan” olduğu gerçeği gözlerimin önüne serilmişti. İlişkimde ve hayatımda “dürüst” olmayan; öncelikle benim kendi kendime dürüst olmadığım ve daha sonra bana dürüst yaklaşılmayan birçok durum ile karşı karşıya kalmıştım. Bu süreç beni o derece yıpratmıştı ki tamamen “yürüyen bir sinir topu” olmuştum… Hayatımdaki tüm yalanlara bir son verdim ve o günden bugüne her ne olursa olsun “yalan”, samimiyetsizlik, gerçeğe aykırı bir ifade veya ima gördüğüm durumda evet sistemin gerçekten kendi kendini “yok ediyor”…

Çok önemli olan diğer bir işleme gelelim “yeniden başlat” yani her şeyi sıfırlayıp unutmamız gereken ve adeta “yeniden” doğmuş gibi geri dönmemiz gereken nokta vardır değil mi? Bugüne kadar hiç düşündünüz mü; eğer bir kullanma kılavuzunuz olsaydı gerçekten tam olarak ne yazardı “yeniden başlat” başlığının altında? Ben düşünmemiştim ama bugüne kadar yaşadıklarımdan çok sevdiğinin ihaneti şeklinde özetlenebilirdi, yani aldatılmak olarak yorumlayabilirim. Evet, evliliğimi sonlandırma kararım ertesinde adeta “yeniden başlatamama” durumu içerisindeydim. Yaklaşık üç yıllık bir dönem boyunca ne tuşa basılırsa basılsın “yeniden başlatabilmem” zaten mümkün değildi… Ne oldu sonra bir gün bir sabah bir an her şey yeniden başladı, ben “yeniden başlamak” kararı almıştım…

Bir önemli ayrıntıyı daha içersin kullanma kılavuzumuz “turbo gücü” hani derler ya en muhteşem performansa ulaşmamız istendi örneğin veya ne bizi adeta “ateşler” adeta başka bir gezegene gönderebilirdi? Ben kendi açımdan heyecanla cevaplayabilirim; tutkuyla inanacağım bir iş, tutkuyla yapacağım bir hobi veya tutkuyla başlı olacağım herhangi bir şey… Beni gerçekten “an” olmaya yaklaştıracak, o anda başka hiçbir şey hissettirmeyecek, dünyada en doğru yerde en doğru zamanda olduğumu bileceğim tutkuyla bağlı olacağım gerçek bir şey… Tutkuyla yaptığım işlerde gerçek benim ortaya çıkmasıyla ulaşılan muhteşem performans…

Başka neyi sorabilirsiniz, şimdi bu kullanma kılavuzumuzun “önemli uyarılar” kısmı olmasın mı? Tabi ki de olacaktır, sizinle ilgili o “önemli uyarılarda” sizce ne yazardı? Yani öyle bir bölüm ki sizi anlatması, açıklaması ve tam olarak ifade etmesi gerekirdi değil mi? Benim önemli uyarılarım şöyle olabilir; öncelikle samimiyetsiz bir şekilde yaklaşmayın, bunu hemen fark eder ve sizi asla çevresine yaklaştırmaz. Her ne olursa olsun kendiniz gibi olun, samimi olun, zayıflıklarınızla güçlü yönlerinizle; ne olursa olsun her durumda sadece kendiniz gibi davranın.

Bir diğer önemli bölüm tabi ki “kullanım tavsiyeleri” olurdu değil mi? Benim için tavsiyelerin başında size her yaşta her durumda ve koşulda elinden gelen yardımı yapacaktır yeter ki “kalbinizle” isteyin olurdu… Hayatımın bir anlamı olduğunu hissettiğim zamanlar işte bu kalpten gelen ve gerçekten “kalpten geldiğine” inandığım isteklerin gerçek olduğu zamanlar, bu akışa eşlik edebilmek, bu oluşa katkı verebilmek… Bu yüzden bazı hayallere inanmayanların, “yapılamaz, gerçek olamaz” diyenlerin karşısında durduğum gibi, “nasıl yapacağım” diyenlerin veya bu soruyu sormaya bile korkanların yanındayım… Bir insanın hayatında bir saniyelik bir etki bile bazen hiç bilmediğimiz öngöremeyeceğimiz ve olağanüstü güzellikler yaratacak sonuçları doğurabiliyor.

Evet, belki bugüne kadar üzerinde çokça düşünmek fırsatımız olmadı, fakat hepimizin birer “kullanma kılavuzumuz” vardır. Fakat satın aldığımız buzdolabı, telefon veya bilgisayarların aksine bu kullanma kılavuzlarımızın “yazarı” bizleriz. Bugün bu yazımı okuyorsanız biraz içinizden geçirmenizi isterim, sizi “en güçlü” hale dönüştüren nedir, ne hayatınızda sizinle olsa ne size daha fazla gelse bu hale bürünürsünüz? Bugün neyi kesinlikle kabul edememektesiniz, ya da bu sınırı henüz çizemediğiniz için halen “yeniden başlat” tuşunuz bile bulunmuyor mu? Peki bu bulunmazlık size zarar mı veriyor, çizemediğiniz “tavsiye edilenler” veya “uyarılar” bölümü kendinizden vermenize sürekli hayatınızdan zevklerinizden veya oluşunuzdan feragat etmenize mi sebep oluyor?

İşte tüm bunlar için tekrar tekrar kendimize sormamız gerekiyor, bir kullanma kılavuzum olsaydı nasıl olurdu? Evet, yazar sizsiniz, haydi başlayın…

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam