X

Hayata dair gücümüz

Kendimize İnanmamızın Önemi

Hayatımızda olup bitenlere dair yakınmak çok sık yaptığımız bir şeydir. Sık sık ‘‘Neden bu başıma geldi ki şimdi?’’, ‘‘Şansızlığa bak’’, ‘‘Hep de böyle oluyor zaten’’ şeklinde cümleler kurarız. Kişi bunu duruma dair hiçbir gücünün ya da kontrolünün olmadığını hissettiği için yapar. Oysa kişinin hayatındaki hoşnut olmadığı durumun değişmesine dair en fazla gücü olan yine kişinin kendisidir.

Kendiniz için bir şeyi değiştirmeye karar verdiğiniz an değişim süreci başlamış olur. ‘‘Ben hoşnut olmadığım bu durumu değiştirmek için ne yapıyorum?’’ sorusunu sormak duruma başka bir açıdan bakmanızı sağlar, duruma başka bir gözle bakmaya başladığınız an ne şekilde hareket edeceğinizi de belirlemiş olursunuz.

Kendimize İnanmanın Önemi

Bir durumun değişmesi sizin hareketlerinizin değişmesine bağlıdır. Sizin hareketleriniz değişmediği sürece durumun değişmesi mümkün değildir. Hareketlerin değişmesi de kendinize olan inancınıza ve özgüveninize bağlıdır. Bir olayı değiştirebileceğinize inanmazsanız değiştirmek için harekete geçecek motivasyonu da bulamazsınız. Olumsuz düşünce yapısı ve kendinize dair inancınızın olmaması davranışlarınızı doğrudan etkiler. Düşüncelerimizin, duygularımız ve davranışlarımız üzerindeki etkisi çok büyüktür. Bir konu ile ilgili olumsuz bir düşünce yapısına sahip isek var olan potansiyelimizi de kullanamayız.

Ne kadar donanımlı, yetenekli, becerikli olursak olalım ‘‘ben bunu yapamam ki’’, ‘‘istesem de başaramam’’ şeklinde bir düşünce yapısına sahip isek o potansiyeli kullanamayız. Doğru zamanda ve doğru şekilde kullanılmadığı sürece sahip olduğunuz potansiyel bilgi ve güç hiçbir işe yaramaz.

Duygularınızı şekillendirecek kararları siz alırsınız. Kızgın ya da sakin olmak, mutlu ya da mutsuz olmak, umutlu ya da çaresiz olmak verdiğiniz kararlara ve seçimlerinize bağlıdır. Olumlu ve işe yarar davranışlar ya da olumsuz davranışları tercih etmek tamamen sizin elinizdedir. İnsanlar kendi farkındalıklarıyla seçimler yapabilirler. Bu nedenle de davranışlarından sorumludurlar. Bunun farkında olmak, olumlu durum için ‘’bunu ben istedim, ben seçtim’’ diyerek sonucun tadını çıkartmanıza, olumsuz durum için ise ‘’bunu ben seçtim ama artık istemiyorum’’ diyerek durumu değiştirebilme gücünüzü hatırlamanızı sağlar.

Sahip Olduğumuz Değişim Gücü

Bazı insanlar, kendi durumlarının sorumlusu olarak hep koşulları ya da başka insanları suçlar. Kendi içinde bulunduğumuz durumun sorumlusu olarak koşulları ya da başkalarını sorumlu tutarsak yaşadığımız hiçbir şeyin kontrolünü elimizde hissetmeyiz. Şu durumda yaşanan olumsuzlukları değiştirebilme gücümüz olduğunu da yok saymış oluruz. Oysaki yaşadığımız her şeyi değiştirebilme gücüne sahibiz. Hayatımıza tercihlerimizle, seçimlerimizle ve aldığımız kararlarla biz yön veririz. Bunu kabul etmek yaşamamızın sorumluluğunu almamız demektir. Kendinden başkasını sorumlu tutmak kişinin duygusal olarak daha az yaralanmasını sağlar ve kişi kendini bu şekilde koruduğunu düşünür. Ancak bu kişiler hiçbir zaman ‘‘bunu ben seçtim, ben istedim, ben bunu istemediğim için yapmadım’’ deme özgürlüğüne sahip olamazlar. Sorumluluk almak zordur ve cesaret ister ama bireyselleşmek ve özgürleşmek için sahip olunması gereken en önemli özelliktir.

Korku ve kaygılarınızın hayatınızı etkilemesi kendinizle, çevrenizle ve geleceğinizle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olduğunuzu gösterir. Daha tatmin edici ve istediğiniz gibi bir yaşama sahip olmak için bakış açınızı değiştirmeniz gerekir. Bakış açınızın değişmesi ile yaşamınız da değişmeye başlar.

Uzman Klinik Psikolog Romina Kuyumcuoğlu: Romina Kuyumcuoğlu // Uzman Klinik Psikolog - Haliç Üniversitesi Psikoloji lisans eğitiminin ardından aynı üniversitede Klinik (Uygulamalı) Psikoloji yüksek lisansı yaparak uzmanlık eğitimini tamamladı. Akademik eğitimlerin yanı sıra çeşitli kurum ve enstitülerden mesleki eğitimler aldı. Bunlar arasında Bilişsel Davranışçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi eğitimleri bulunmakta. Kuyumcuoğlu, bireysel psikoterapilerin yanı sıra çeşitli grup çalışmalarında yardımcı terapistlik yapmaktadır. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. http://www.rominakuyumcuoglu.com/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale