X

Gücümüze odaklandığımız bir Kadınlar Günü kutlaması

Bugün 8 Mart. Kimine göre “Dünya Kadınlar Günü”, kimine göreyse “Dünya Emekçi Kadınlar Günü.” Hangi isimle kutlarsanız kutlayın bugün biz kadınlara ait bir gün. Artık çoğumuz biliyoruz, ama bugünün çıkış öyküsünü yine tekrar etmekte fayda var. 8 Mart 1857 tarihinde New York’taki bir tekstil fabrikasındaki işçiler daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başlarlar. Fabrikada çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi hayatını kaybeder. 1910 tarihinde Danimarka’da gerçekleştirilen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına, 8 Mart’ın “International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması önerisi getirilir ve öneri oy birliğiyle kabul edilir.

Kadın hareketinin önde gelen isimlerinden Simone de Beauvoir “Kadın doğulmaz, kadın olunur” demiş. Yani Beauvoir’a göre kadın olmak biyolojik bir durumdur ama kadınlık hali, içine doğulan toplum tarafından inşa edilir. Makyaj yapmak, topuklu ayakkabı giymek gibi kadın denince akla gelen bir takım dışsal özellikler tabii ki genetik değildir. Bunlar kız çocuğunun ailesi başta olmak üzere, etrafındaki ve medyadaki kadınları görerek öğrendiği davranışlardır.

Cinsiyet kimliğinin oluşması çocuk gelişiminin önemli evrelerinden biridir. Toplum, doğdukları andan itibaren çocukları cinsiyetlerine göre şekillendirmeye başlar. Hastahaneden eve getirilen kız bebek odasında pembe renkle tanışır, erkek bebek de mavi renkle. Kızları farklı, erkekleri farklı yetiştirme tabii ki renklerle sınırlı kalmaz. Çocuklar büyürken “Kızlar koşmazlar”, “Erkek adam ağlamaz”, “Kızlar matematikten anlamazlar” gibi sayısız söylemler duyarlar, ve hareketleri bu laflar doğrultusuyla şekillenmeye başlar.

Çocukların 5 yaşına geldiğinde, toplumsal cinsiyetçi kalıpyargılar setini edindiği; bu kalıpyargıları diğerleri hakkında izlenimlerinin şekillendirmek, kendi davranışlarına rehberlik etmek, dikkat çekmek ve hatıraları organize etmek için kullandığı ifade edilmektedir (Martin ve Ruble, 2004, Akt.Kılıç, 2013). Önce ailede başlayan sonra toplum tarafından dayatılan cinsiyetçi rol paylaşımı, kadınlar ve erkekler arasında eşitsizlik ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve hizmet alımında bireyin cinsiyeti nedeniyle ayrımcılık yapılması olarak tanımlanmaktadır (Ataklı, 2016).

Amerika’da üniversite eğitimi alırken birçok “Kadın Çalışmaları” dersleri almış biri olarak, kadın olma durumunun ve cinsiyet rollerinin tek bir yazıya sığmayacak kadar derin konular olduğunu biliyorum. Ama bu konuların bazı kavramlarına kısaca değinelim.

Toplumsal cinsiyet terimi ilk kez 1970’lerde İngiliz sosyolog, yazar, feminist Ann Oakley tarafından kullanılmıştır. Oakley, “cinsiyet”le (sex) biyolojik erkek-kadın ayrımını anlatırken, “toplumsal cinsiyet”le (gender), biyolojik ayrıma paralel olarak toplumsal bakımdan eşitsiz bölünmeye gönderme yapmaktadır (Marshall 1998, Akt, Keskin ve Ulusan, 2016). Toplumsal cinsiyet kavramının tanımında biyolojik farklılıklar değil, kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili değerler, beklentiler, yargılar ve roller bulunmaktadır (Çoşkun ve Özdilek, 2012). Toplumsal cinsiyet kültürden kültüre değişen bir kavram olup, toplumsal cinsiyete ilişkin birçok kuram mevcuttur. Bu kuramlardan bazıları doğuştan gelen cinsiyet farklılıklarına vurgu yapmakta, bazıları da toplumsal cinsiyete ilişkin davranışların sonradan öğrenilerek kazanıldığı üzerinde durmaktadır.

Her ne kadar kadın ve eşitlik kelimeleri yan yana geldiğinde akla gelen ilk terimin feminizm olması gerekse de, feminizm kadınlar da dahil olmak üzere bir çok insan tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Eğer siz de feminizm hakkında ön yargılara sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, Amerikalı yazar bell hooks (büyük anneannesinin adını kullanan yazar, adının ve soyadının baş harflerini küçük yazıyor) tarafından kaleme alınmış “Feminism Is for Everybody” (Feminizm Herkes İçindir) kitabını okuyarak feminizmin “erkek karşıtlığı” olduğu yönündeki ön yargılarınızı kırabilirsiniz.

Feminizm belle hooks’un da belirttiği gibi cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ve baskıyı sona erdirmeye çalışan bir harekettir ve erkek düşmanlığıyla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Artık “dördüncü dalga feminizme” gelmiş durumdayız. Bu dalga internetin de gücünü arkasına alarak, kadınların daha güçlü bir hale gelmesine odaklanmaktadır. Örneğin cinsel saldırı ve tacizi sosyal medya üzerinden protesto eden #MeToo hareketinin başarısı, internetin kadın hakları için ne kadar önemli bir mecra olduğunu gözler önüne sermiştir.

Dünya Kadınlar Günü kadınların karşı karşıya kaldıkları sosyal, ekonomik eşitsizliklere ve kadınların uğradığı şiddete dikkatlerin çekildiği bir gündür.

Tüm bunlardan bahsetmenin yanı sıra, 8 Mart’ı kadın olmanın kutlandığı ve içimizdeki gücün farkına vardığımız bir gün olarak da geçirmeliyiz. Bu arada kadınlara karşı uygulanan cinsiyet ayrımcılığının tek sorumlusunun erkekler olmadığının ayırdına varmalıyız. Biz kadınlar da bazen hemcinslerimize cinsiyet ayrımcılığı uyguluyoruz. Bugün diğer kadınlara ve kendimize karşı olan hareketlerimize objektif bir şekilde bakıp, cinsiyet ayrımcılığı yapıp yapmadığımızı da iyice analiz edebiliriz. Ve yine biz kadınlar bugünden itibaren “Kadın kadının kurdudur” gibi ayrımcı laflar kullanmayacağımıza, birbirimize kilo, annelik, yaş gibi konular üzerinden baskı uygulamayacağımıza dair söz verebiliriz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini düzeltmek hem biz kadınların hem de erkeklerin sorumluluğunda. Bunu da ancak ve ancak kendimizi bu konularda bilinçlendirerek, eğiterek yapabiliriz.

Cinsiyet ayrımcılığının yapılmadığı, kadınların her alanda erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, kadın ya da erkek olmanın değil önce insan olmanın önemli olduğu, kadınlara karşı uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetin son bulduğu, kız çocuklarının erkek çocuklarıyla eşit şekilde yetiştirildiği, doğaya ve doğadaki tüm canlılara saygılı insanlarla dolu bir dünya hayal edelim bu 8 Mart’ta. Kim bilir belki bir gün hayalimiz gerçek olur. 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.

2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Ataklı Yavuz, R . (2016). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Ekseninde Kadın İstihdamı Ve Ekonomik Şiddet . Journal of Life Economics , 3 (3) , 77-100 . DOI: 10.15637/jlecon.132
Çoşkun, A., Özdilek, R. (2012). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Sağlığa Yansıması ve Kadın Sağlığı Hemşiresinin Rolü. Hemşirelikte Eğitim Ve Araştırma Dergisi 2012;n9 (3): 30-39.
Keskin, F. , Ulusan, A . (2016). Kadının Toplumsal İnşasına Yönelik Kuramsal Yaklaşımlara Dair Bir Değerlendirme . Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi , (26) , 47-68 . DOI: 10.31123/akil.438558
Kılıç, A. Z. (2013). Ebeveynlerin Toplumsal Cinsiyet Algısı Ve Çocuk Yetiştirmeye Etkileri. Araştırma Raporu.
Marshall, G. (1998). Sosyoloji Sözlüğü (Çev: Osman Akınhay, Derya Kömürcü), Ankara, Bilim ve Sanat Yayınları.
Martin, C. L. ve Ruble, D. (2004). Children Search for Gender Cues: Cognitive
Perspectives on Gender Development; Current Directions in Psychological Science, Vol:13/2, pp. 67-70

İlginizi çekebilir: Yaşamınızı şekillendirin: Kendinize yaşatmak istediğiniz gerçekliği iyi seçin

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale