X

Gloria: Yaşlı bir kadının genç ruhunun hikayesi

Yaşlı bir kadının genç ruhunun hikayesi

Geçtiğimiz yıl Filmekimi seçkisinin en dikkat çekici filmlerinden biri olan Gloria, nihayet bu hafta sinemaseverlerle buluştu. Festivaldeki son gösterimine yetişebilmiş olan ben, film bir an evvel vizyona girse de hakkında iki kalem oynatabilsem diye bekliyordum açıkçası. Çünkü film, tıpkı etkileyici başrol karakteri Gloria gibi ışıldıyor adeta.

Görselliğin haddinden fazla ön planda olduğu -ve büyük bir kısmının yapay olduğu- Hollywood yapımlarının ağzından kayda değer bir laf duymanın hasretini çekenlerin, naif görselliğinin ardında pek çok şey dillendiren “art house”  filmlere düşkünlüğü kimilerince övülür, kimilerince yerilir malum. Sanat sineması düşkünleri bu işe gönüllerini verdiklerinden, taraf tutmaktan ve genellikle yanlı olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Bu taraflılık konuyla pek de ilgisi olmayanların gözünde “yersiz”dir ve savunulan hakkında önyargı oluşmasına sebep olur ne yazık ki.

Varacağım nokta şudur ki; siz şimdilik bırakın önyargılarınızı bir yana (varsa tabii), Gloria ne diyor bir kulak verin. Ellili yaşlarını aşmış, boyunu geçmiş çocukları olan bu kadının yaşam gücüne tanık olun. İzin verin sizi de büyülesin, ilham versin.

Gençliğinde bir kez evlenmiş ve eşinden yıllar evvel ayrılmış olan Gloria’nın tek başına kurduğu bir düzeni vardır. Evlilik çağına gelmiş çocukları olan ve hatta babaanne olan güzel kadın, bir yandan da çalışma hayatına devam etmektedir. Yalnızlık zaman zaman içini sızlatıyordur, zaman zamansa konforlu hissettiriyordur. Bazı geceler, yalnızlığını az da olsa gidermek ve çılgınlar gibi dans etmek için yaşıtlarının takıldığı bir gece kulübüne gider ve bu gecelerden birinde Rodolfo ile tanışır.

Rodolfo’nun hayatına girişi, Gloria’nın konfor alanının güvenilirliğini tehdit edeceği gibi hayat içerisindeki duruşunun sağlamlığını test etmesini sağlayacak bir sınav gibidir adeta. Tanıdığınızda siz de anlayacaksınız; Rodolfo erkek ırkının kadın ırkına Tanrı tarafından gönderilmiş bir sabır testi olma özelliğini layığıyla sergileyebilen bir karakter.

Rodolfo’nun yalnız kalma korkusunu dindirme yöntemi, kızlarının ve onların annesi eski eşinin kendisine duyduğu maddi bağımlılığa sıkı sıkıya tutunması olarak karşımıza çıkıyor. Evet, erkekler bizim gibi toplumlarda hayatlarındaki kadın figürlerinin maddi olarak kendilerine bağlı olması fikrinde huzur bulurlar. Kadınlarsa içten içe bu durumu sindirebilmek için kendilerine sunulan maddi imkanların en doğal hakları olduğunu savunarak mutlak dengenin bulunmasına katkıda bulunurlar.

Yaşamın başından sonuna bir imtihan olduğu inanışından yola çıkacak olursak; Gloria’nın yalnızlık ile baş etme yöntemi her döngüde bir kez daha sınanacaktır. Ve hayat, bu güçlü kadının duygusal mod eğrisinde dibe yaklaştığını hissettiği anda, sokakta gösteri yapan bir kukla aracılığıyla dalga geçercesine suratına gülecektir. Yeterli vaktin geçmesinin ardından bu sinir bozucu duruma Gloria Usta’nın cevabı kocaman bir kahkaha olacaktır.

Geçtiğimiz yıl Şili’nin “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar adayı olan “No”nun yönetmeni Pablo Larraín, bu filmin de yapımcılarından. İki filmin seyri sonrasında insanın içinde yeşerttiği duyguların benzerliği oldukça şaşırtıcı. Gözlemleri, vurguları ve söylemleri sağlam nadide filmlerden her ikisi de.

Son olarak üstüne basa basa belirtmeliyim ki; Gloria karakterini beyaz perdeye, performansı tek kelimeyle mükemmel olan Şilili oyuncu Paulina García taşımasaydı eminim ki biz başka bir film seyretmiş olurduk. Bir oyuncunun filmini nerelere taşıyabileceğinin son dönemdeki en güzel örneği ile karşı karşıyasınız değerli izleyenler, bu fırsatı kaçırmayın.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Şeyda Kartal: Şeyda Kartal, aslen Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü mezunudur. Lisans eğitimi sırasında kontrolden çıkan sinema sevgisi onu bir ekonomist olmaktan alıkoymuş ve kendini film dağıtımcılığı yaparken bulmasına sebep olmuştur. Müzik ve film festivallerinin aktif bir katılımcısı olan ŞK, "ne kitapsız ne kedisiz" yaşamını bir orada bir burada ama ısrarla İstanbul'da sürdürmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale