X

Gitme isteği: İnişlerim çıkışlarım, o kendimden kaçışlarım

Yıllar öncesine dayanır hep gitmek istemem. Bir yandan mülakatta sorulsa güçlü yönlerim listesindedir girdiğim ortama hızlı adaptasyonum, ama bir yandan da içimde hep oradan ayrılma isteğini filizlendirip, büyütüp, beslerim. Bu ironik döngüde yaşarken, kendimi tahterevallideki küçük bir kız çocuğu gibi resmetmişimdir zihnimde. İnen de ben, çıkan da ben.

Maras, Peru. 2015

Nereye gitmek istersin deseler uzaya fırlat seçeneğini seçer, lakin Carl Sagan’ın işaretlediği küçük mavi noktaya tekrar dönme ihtimalimi de bulundurmak isterim. İnsan alışkanlıkları ile şekilleniyor işte. Onlardan birer birer sıyrıldığında içindeki özgürlüğü yeşertiyor da bazen sulamayı unutuyor nedense.

Amacım gitmek değil, kendime gelmek

Nereye gidersem gideyim sırt çantamın ağırlığı yetmezmiş gibi bir de zihnimdekileri taşıdım hep: Geçmişin izleri, geleceğin hayalleri, anın mutluluğu… Elimde olsa hepsini bir bavula doldurup dünyanın ücra bir köşesinde kayıp eşya odasına bırakırdım. Onca yükle hayatın anlamını ararken kaybolduğum da oldu. Ve en sonunda tüm arayışlarım beni bana getirdi. Ayna olmadan kendimi görmek istiyordum artık. Nereme bakacağımı bilemeden kıvrandığımda, gözlerimi çevirip en içime derinlerime dalmak istedim. Orada sadece ben mi vardım? Tüm yaşantımı kendi kendime mi yaratıyordum?

Ay Vadisi, Santiago de Atacama, Şili. 2015

Süblimleşme zamanı

Süblimleşmenin ne demek olduğunu okul sıralarında öğrendiğimde gözlerimi kocaman açıp “Wooww!!” dediğim günü hatırlıyorum.

O vakit anlamıştım ki, bir şeyi bilmiyorsam onun varlığından da bihaber yaşıyorum. Evrenler dolusu bilinmezlik içinde yaşamanın ne demek olduğunu anlamaya başlayabilmem içinse yıllar geçmesi gerekti… O yıllar geçti ve süblimleşmenin kendimce başka bir anlamını daha keşfettim ben. “Ne yani şimdi kimya dersine mi başlıyoruz?” demeyin sakın; çünkü bu anlam ‘kimya’dan öte ‘simya’ ile ilintili.

Toprak Ana’dan gelen şifa

Amazon’un derinliklerinde köklenen Ayahuasca, Peru’nun Kutsal Vadisi’nde bir bardakta sunuldu bana. O bardağı elime aldığım anı hayatımda milat olarak kabul edebilirim. Taşıması için kimseciklere veremediğim, zihnimde bana ağırlık eden tüm yüklerimi birer birer alıp beni hafifletti. Dipsiz kuyularda çırpınan benliğime merdiven uzattı, çıkmam için beni bekledi. Toprak Ana’nın şefkatli kucağında sarmalayıp ruhumu tekrar bedenimle buluşturdu.

Kutsal Vadi, Cuzco, Peru. 2016

Gözümü açtığımda yaşadıklarımın bir süblimleşme olduğunu hissettim. Katı bedenimden çıkıp gaz misali uçuşan ruhuma erişmiştim. Onu hissettim. Ve artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum.

Yaşadığın şey her ne ise; ister aşk, ister öfke, ister heyecan, ister mutluluk, ister acı olsun; bu hisleri ruhunda hissetmediğin sürece hiç bir anlamı olmadığını anladım. Derin yaşamak için özüme, yani ruhuma ulaşmalıydım. Ayahuasca bana önce ruhumda sonra zihnimde hissetmeyi öğretti. Vücudum ise sadece 3. boyuttaki bir yansıma.  Ama demiştik ya bilmediğin bir şeyin varlığının da farkında değilsindir diye. İşte başa döndük; yani önce ruhunu ve onun varlığını tanımalısın ki süblimleşesin. Ve bunun tadına bir vardığında, sana bu derinliği yaşatmayan her şeyi hayatından çıkartacaksın. Bu her şey olabilir: işin, eşin, arkadaşın, stilin, zevklerin, düşüncelerin, inançların… Bu bıraktıklarının yerine ruhunu besleyen yenileri gelecek, seni bulacak ve süblimleştirecek. Şairin dediği gibi “Ruh görmeyince göz neylesin…”

Maceralarımı Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Dünyanın kalbinden çıkan ateş parçaları: Galapagos Adaları

Semanur Aksoy: Üniversite yıllarında birçok AB projesinde görev alarak dünyayı gezmeye başladı. İzmir’de üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatı onu önce Meksika’ya sonra da İstanbul'a götürdü. 2011 yılında yoga ile tanıştı ve bu hayatında bir dönüm noktası oldu. Kurumsal hayatın onun içindeki boşluğu besleyerek büyüttüğü bir dönemde ara verdi ve önce iki ay, daha sonra da yedi ay sırt çantası ile Güney Amerika seyahatine çıktı. Amazonların şifalı bitkileri ile tanıştı; bunun da yoga gibi hayatında olumlu anlamda bir kırılım yarattığını anladı. Yoga yolculuğuna Reiki, Access Bar ve Thai Beden Terapistliği gibi şifalı dokunuşları da ekledi. Mandala tasarımlarını tekstil ile buluşturarak kendi markası Let’s Boho’yu yarattı. Şimdilerde gezgin kimliğinden arta kalan zamanını geçirmek için yerleştiği Fethiye’de, yoga, nefes, meditasyon ve Thai Beden Terapi içerikli bireysel dönüşüm rehberliği ve kendi markasını yaratmak isteyenlere marka danışmanlığı yapmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale