X

Gerçek değişimin başladığı yer: İhtiyaçlarına şefkatle kulak vererek ‘kendin’ olmak

İyi haftalar olsun! Bu hafta benim için bomba gibi bir açılımla karşınızdayım: Konumuz kendimiz olmak!

Bugüne kadar yazılıp çizildi bu konu; benim tarafımdan da aynı şekilde ama bu defa çözmeye en yakın halde olduğumu hissediyorum. Yaşasın!

Bugüne kadar ben hep başkalarının hayatına, yaşadıklarına özendim. Bu hasetlik ya da kıskançlık olarak olmadı hiçbir zaman. Sadece yaşamak istediğim hayat konusunda ilham ya da yapamadığım için yetersizlik duygusu olarak da geri geldi açıkçası. Şimdi ise, sonunda bu konudaki idrak basamağına çıktığım şu an, artık her şeyin değişmeye başladığı yer benim için sanırım. Yaşasın!

Örnek vermek gerekirse: özendiğim hayatlar arasında başka şehirde yaşamak, çok az kıyafetle, minimal yaşamak, şaman tadında bolca doğada kendimle doğada bir yaşam istiyorum son senelerde. Bunu yapanlara gıpta ile bakıyorum. Hayranlıkla izliyorum. Arayıp bulup nasıl yaptınız anlatır mısınız diye soruyorum. Sonra neden ben de onlar gibi yapamıyorum diye kendimi didikliyorum.

Bugün ise kendime şunu soruyorum: Bu hayaller gerçekten sana mı ait? 

Soruyla beraber aynı anda kalbim açılmaya başlıyor sanki. Duymaya başlıyorum kalbimin sessiz fısıltısını ama bir o kadar net olan sesini:

Sen şunu unuttun: “ihtiyaçların” saniyesinde karşılanıyor. Daima. Eksiksiz, her zaman.

Sen hiç alışveriş yapmayayım aman aman ben de az şeyle yetineyim dedikçe kendini ne kadar alışverişten alamadığını farkında mısın? Burada bir yanlışlık yok mu? Bugüne kadar yoklukta var olduğun sandığın kendinin de alışverişlerin için rahat rahat, hiç duraksamadan bir şekilde akan paralar da cabası..! Buradaki isteklerinle asıl ihtiyacın arasındaki net farkı görebiliyor musun?
Senin özendiğin hayatlar değil demek ki ruhun yolundaki ihtiyaçların.
Kendi yolunu çizmek çok ama çok kıymetli.
Anlıyorum ki senin gözünde şamanlar, minimalist yaşayanlar vb. daha bilge belli ki ve belli ki sen de öyle olmak istiyorsun. Fakat şu an sana hiç biri tam olarak uymuyor, hayatına yerleşmiyor; göremiyor musun?
Bu hayatta doğru, yanlış yok. İleri, geri yok. Bilge, bilge olmayan yok.
Sadece deneyim, an var. O an dünyada olma gerçeğin, isteklerin, kendi hayallerin, yaptıkların, ihtiyaçların var.

Kim bilge, kim saygın; bu ruhun yolu değil. Ruh, bu kavramlardan, etiketlerden hiç anlamıyor ki. Bunlar, insanın hayata koyduğu kavramlar. Dönem dönem sürekli de değişim halinde. Ne kadar gerçek olabilir ki? Mesela hatırla; 70’li yıllarda balık etli olmak moda iken, şuan 34 beden olmak moda. E o dönemde genç kız olsaydın eğer kilo vermemeye mi çalışacaktın? Y da başarı eskiden çocuk yapmakken bir kadın için; şu an iş hayatında var olmak. Ne tuhaf değil mi! İnsanın zihninden gelen ve sürekli değişen kavramlara tutunmak ve hayatını bu yönde ilerletmek nasıl peki?

İlginizi çekebilir: Şimdi beklentilerinizi yavaşça yere bırakın: Ruhunuzu takip etmeye başlamanın tam zamanı

Gördüğün gibi her an her şey değişiyor. Peki sana ait olan hangisi?
Kendi yolun, kendi inandıkların, kendi doğruların, kendi kavramların neler?
Hem bir şey diyeyim mi? Bilgelik diye bir şey varsa bu hayatta; sen gerçek bir bilgesin. O yüzden herkesin bildiği kalıp bilgelerden olmak zorunda değilsin. Ve hatta sıkı dur en güzeli geliyor: bilge olmak zorunda da değilsin!!!
Neden böyle bir misyon edinmişsin kendine?
Bu dünya üzerinde yaşayan bir insansın. Basit aslında. İnsan bedenindeyken sana ne tatmin hissettiriyorsa; cevap tam da orada.
Uçmaya, kaçmaya, azla yaşamak için kıvranmaya gerek yok. Orası iyi ve sen eksik/kötü değilsin.
Ne isen, nasıl isen ihtiyacın tam olarak o ve bunu olduğu gibi kabul etmek en güzeli, en şefkatlisi, en merkezinde olanı ve en havalısı!

Evde güzel giyinmek sana iyi mi gelecek, enerjini yukarı mı çekecek? Al kendine bir sürü şey, hatta doldur!
Sana küçük gelen şeyleri senelerdir zayıflayacağım diye saklıyor muydun? Bırak, kurtul ve başkalarının hayatına fayda etsin.
Sen kendi hayatına, kendi ihtiyaçlarına bak sadece.
Mutluluk tam da oralarda.

Unutma; kimsenin yolu kimseden kıymetli değil. Ruh için hepsi aynı. Madalyonun farklı deneyimleri. Madalyon aynı.
Tam şu an bu satırları yazarken Türk kahvesi istedi canın. Bir sağlık workshop’unda öğrendin ki kahve, sempatik sinir sistemi için uyarıcı. İhtiyacı olan zamanda içilmesi daha ’doğru’. Fakat senin canın şu an bu sohbetle keyif kahvesi mi istedi? O zaman sana afiyet olsun neşeyle!
Yani anladığın üzere, olay kendi ihtiyaç ve arzularını karşılamak, kendi doğrularını yaratmak ve yaşamak.
Sen, kendi ihtiyaçlarının ve hislerinin yani kendinin arkasında durursan sapasağlam; önüne geçilemez bir ışıltı yayacaksın tüm dünyaya. Sonsuz kaynağa erişip oradan dünyaya taşıyacaksın o ışığı tüm ihtiyacı olanların yararına. Ve bunu SADECE KENDİN OLARAK yapıyor olacaksın.

Yolunda iyi şanslar dilerim.
Seni seviyorum ve seni her halinle seviyorum.
Kısa zamanda yeniden sohbet etmek dileğiyle,
Sessiz Fısıltı.

 

İlginizi çekebilir: Son kullanma tarihi dolmuş isteklerin peşini bırakmak: İç sesiniz size doğru yolu gösterecek

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale