X

Geleceğiniz nasıl yaratılıyor: Düşünmek, düşlemek ve daha fazlası

“Geleceğiniz nasıl yaratılıyor? Düşünce yoluyla… Tüm yarınlarınız bugünkü düşünceleriniz tarafından tasarlanıyor çünkü barındırdığınız her düşünce hangi duygusal amaçla olursa olsun, hayal ettiğiniz her şey bedeninizde bir his yaratır ve bu his ruhunuza kaydolur. Ve bu his sonra sizin yaşam koşullarınızı hazırlar. Söylediğiniz her sözcüğün gelecek günlerinizi yarattığını bilin.” Ramtha

Şimdi gelin beynimizin içinde yankılanan seslere kulak verelim… Yalnızım, bu hayatta çok yalnızım. Kimse beni anlamıyor, anlamayacak. Bu ilişkim de bir önceki gibi olacak yine ihanete uğrayacağım. Sevmek isteyip bir türlü güvenerek sevemiyorum, bu kişiye nasıl güvenebilirim. Biliyorum yine bana yalan söyleyecek, beni yine kandırmaya çalışacak. Para kaybettim. Parayı hep kaybediyorum. Her zaman kaybediyorum. Kaybetmek benim kaderimde var. Herkesin gözü başarımda. Benden yararlanmaya çalışıyorlar. Etrafımdaki insanlar beni asla gerçekten sevemiyorlar. Ben onları çokça sevdiğim ve kolladığım halde herkes bana karşı herkes samimiyetsiz… Bu iş başvurum da negatif sonuçlanacak. Biliyorum, oysa bu iş için çok uygundum ama o gün görüşmeye gelen diğer kişi benden çok daha deneyimli benden çok daha karizmatik. Ben olsam işe onu alırdım, ben olsam bu iş için beni tercih etmezdim… Ben yine kaybeden olacağım…

Bir kocaman paragraf dolusu “düşünce” okudunuz (sizin okumanız için ben aklıma ilk gelenleri yazdım) şimdi gelin kendi kendimize soralım: Tüm gün boyunca beynimizde yankılanan nedir? Biz bunlara benzer, bunlardan farklı olarak öncelikle kendi kendimize neler söylemekteyiz? Ne kadar beceriksizsin… Ne kadar sorunlusun… Ne kadar sakarsın… Ne kadar dayanılmazsın… Ne kadar güvenilmezsin, istenmeyensin, değerli olmayansın, başaramayansın… Ne kadar sevilmeyensin, ne kadar yalnızsın… İşte bunlar evet bizim can-ım düşüncelerimizin sesi… Fakat ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte daha önce yazılarımda çokça değindiğim “düşünceler” ve gerçeklik yaratımı gerçekliğe dönüşümü hakkında biraz daha detaylı inceleme yapalım istiyorum… Düşündüklerimizi öylece havaya bırakıveriyoruz. Bu düşünceler ne oluyor? “Sadece düşündüm geçti” ile orada, zamanın o noktasında kalıyor mu? Veya birer iple kolumuza bağlanmış balonlar gibi her nereye gidersek gidelim ve her kimle olursak olalım yanı başımızda bizimle geliyorlar mı?

Ne yazık ki cevabımız evet… Her ne düşünürsek düşünelim bu düşüncenin enerjisel bir varlığı bulunmaktadır. Düşünmek ve tasarlamak yaratımın ilk aşaması olarak kabul edilir. Şöyle bir örnekle açıklayabiliriz, bir ülke görmek istiyoruz, fakat şu anda bu ülkeyi görebileceğimiz bir bütçemiz mevcut değil. Sözlerimiz ve düşüncelerimiz şöyle; ben asla bu ülkeye gidemeyeceğim, her ne kadar param olursa olsun bu bütçeyi karşılamam mümkün değil, bu ülke benim sadece hayallerimde kalacak, bu ülke zaten benim için gerçek olamayacak bir hayal… Bu “başarısızlık” ve “yeterli olmamak” düşüncelerimizle sizce bu ülkeye gidebilmemiz oradaki varlığımızı gerçekleştirebilmemiz mümkün müdür?

Bir de şöyle düşünmeyi tercih edelim; bugün bu bütçeye sahip değilim ama bunun için çalışacağım. Bu bütçeye sahip olduğum ve şartların uygun olduğu zamanda o ülkede olacağım. O ülkenin sokaklarında dolaşacağım, insanlarına karışacağım. O ülkenin gerçekten benim hayallerimde yer alan o güzel ülkenin dünyadaki zamanımda bana kısmet olduğuna inanıyorum, bunu başarabilirim ve her anımda adeta o sokaklarda yürürken kendimi hayal ediyorum ve bu hayali çok seviyorum.

Bu iki bakış açısı ve oluşan “düşünceler” arasında dağlar kadar fark bulunmaktadır. İlk paragrafta kendimiz ile bütünleştirdiğimiz düşüncelerimiz bir hayale giden tüm yolları “kapatmaya” odaklanırken, ikinci paragrafta ise tüm yolları açan o muhteşem düşünce enerjimizle hayalimizin güzelliğine sarılmışızdır. Ve evet zaman öylece gelir ve bizi bir şekilde, bir zamanda o ülkenin muhteşem sokaklarına atıverir. Kendimizi o hayalin güzelliğini yaşarken buluveririz…

Otuz yaşıma bastığım doğum günümde kendi kendine Arjantin’in Buenos Aires kentine gitmek üzere yola çıktım. Dünya üzerinde görmeyi en çok istediğim şehirdi. Henüz uçak biletimi alacak param yokken ben orada olduğumu hayal etmekteydim. Henüz daha orada olabileceğimi bile bilmiyorken hayatımın en güzel doğum günü hediyesini kendi kendime vermem gerektiği düşüncesine kapılmıştım bile… Ve işte zaman, evren, yol, kader beni o Ekim sabahında bu güzel şehirle buluşturmuştu… Ve evet ben bu gerçekliği hep bir “gerçek” olarak çok kez “düşünmüştüm.”

Bugün bu yazımı okuyorsanız şu anda aklınızda yankılanmakta olan düşüncelerinize daha yakından bakmanızı dilerim. Burada sadece bir örnek verdik. Bu örnekler eminim hayatınızdaki onlarca örnek ile çoğaltılabilir. Bugün kendiniz hakkında, hayatınız hakkında, varlığınız, bolluk bereketiniz, istekleriniz, aileniz hakkında neler düşünmektesiniz? Mutluluk mu, kayıp mı, zenginlik mi, ihtiyaç mı veya memnuniyetsizlik mi?

Tüm bu düşüncelerinize dikkatle bir çiçeği sular gibi detaylıca bakın ve şimdi kendi kendinize bir karar verin; yarın hayatınızda görmek istediğiniz nedir? Düşünmek, düşlemek ve daha fazlası sizinle olsun…

 

İlginizi çekebilir: Hayatımıza gelen insanların özüne daha yakından bakmaya hazır mısınız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale