X

Galiba sıfırdan başlayanlar da bir şeyler yapabilir

“Bitti” dediğimiz anda mı başlıyor, bitecek sandığımız anda mı devam ediyor bilmiyorum bazı şeyler ama birileri bir şeylere sıfırdan başlıyor, bunu biliyorum.

Bir şeylere sıfırdan başlamak zordur ama bakış açını değiştirirsen bir yandan da iyidir; çünkü 1, 0’dan öndedir. Her türlü başladığın andan daha iyisin. Başlarken hiçbir şey bilmiyordun. Sonrasında öğrendin, unuttun, hatırladın, ekledin ve devam ettin. Bazen dalgalandı davranışların. İki gün önce iyisindir, dün daha iyi olmuşsundur, bugün kötü olmuşsundur; endişelenme, bu da ilerlemek.

Endişelenme dediğim yerlerde endişelendim. Kaygıya düştüm. Ne olacak diye düşündüm. Etrafıma baktım, yol aradım. Bazen yol yoktu, önce yolu yaptım. Hep yollardaki çiçeklere inandım karanlığın içinde. Çiçekleri sulamak için bana sunulan su yoktu. Tırnaklarımla kazıdım dibi, tohumları ektim acıyan parmaklarımla, gözyaşlarımla suladım, inancımla büyümesini bekledim başında. Duracak vaktim yoktu, yürüyerek serptim tohumları bazen, yürüdüğüm yola da hep dönüp baktım. Bazen yolun ortasına çöktüm, yoruldum çünkü. Asfalta yumruk attım, hayran olduğum gökyüzüne aciz ve hırs dolu baktım. Kalkıp devam ettim. Devrilen atı vururlar, bu söz vurdu beni ama düşmedim vurulup. Vurulup yürüdüğüm oldu.

Ben yorulmayı sonradan kabul ettim. Nefreti sevgiden önce öğrendiğini hissettiğinde başarıyı istek değil zorunluluk olarak gördüğünü de fark ediyorsun. Belli bir yere kadar götürüyor bu arada, öyle çok kötü bir şey de değil kullanabildiğinde. Sevgi bir şeyleri isteyerek başarmanızı sağlar, nefret onu daha hızlı başarmanızı sağlar. Kimse sana inanmayınca sen kendine inanmak zorunda kalıyorsun, kimse seni görmediğinde sen kendini gömmek istiyorsun. Eşiği geçtiğinde rotası değişiyor hayatının. Bir yerde kendinden kaçamadığında kendine teslim oluyorsun. Ona odaklanıyorsun. Seni onlar yok saydıkça sen var oluyorsun. Kendini insan olarak değerlendirip kendine bazı hakları tanıyorsun, yorulabilmek gibi, dinlenebilmek gibi, yapamamak gibi, yardım kabul etmek gibi, dile getirmek gibi, ağlamak gibi…

Bu hakları heybeme koyup devam ettim yola. Karşıma çıkan insanlarla tanıştım, konuştum, dinledim. Genel olarak dinlerdim, sonra cevap verir ya da yol gösterirdim, sonra sonra anlatmaya başladım. Yardım kabul etmek ya da talep etmek zayıflık değilmiş, ağlamak güçsüzlük değilmiş, hata yapılabilirmiş, insan yorulabilirmiş, dinlenmek vazgeçmek değilmiş; inanmak lazımmış.

Bir şeyler sona ermiş gibi geldiğinde ileriye bakıp bulanık gördüğüm zamanlarda bocalamaya yüz tuttum. Gözlerimi ovuşturdum ve yere bakıp bir adım attım, bazen ikinci adımımı nereye koyacağımı bilmeden adım attım; ilk adımımı atmak bile yol kat etmekti benim için çünkü ikinciyi onun sayesinde atacaktım. Başımı kaldırdım. Galiba hep de böyleydim, başımı kaldırdım; onlar başımı ezmek istedikçe başımı kaldırdım, onlar kontrol ediyormuş gibi gösterip kontrolü ben sağladım.

Bir şeyler başarmaya başladıkça bazı insanlar için tehditsinizdir. Büyümeye başladığınızı gördüklerinde, yükselebildiğinizi gördüklerinde yakanıza paçanıza yapışmaya çalışanlar olur sizi çekmek için. Satır arası bu cümleyi söyledikten sonra da devam ediyorum başımı kaldırıp yürümeye. Yola baktım gözlerimi bir an ileriye dikip. Etrafıma baktım. Yalnız hissedip ve zaten yalnız olup çırpındığım geceleri hatırlayıp etrafımda gördüklerimin hissettirdiğiyle nefes aldım.

Çiçekler ekmişim, “iyi ki”ler biriktirmişim. Kaybolduğum vakitler olmuşken kuytuda oturduğumda elini uzatan da olmuş, elini tuttuğumda minnet duymuşum. Bitişlerin ardındaki korkularda yeni başlangıçlara şans tanımışım.

Galiba, sıfırdan başlayanlar da bir şeyler yapabilir. Galiba, bazı yollar varmak istediğimiz yerlere çıkabilir. Galiba, kaybolduğumuzu düşünürken birileri bizi bulabilir. Galiba, cebimizden çıkardığımız pusula bize gülümsüyor olabilir…

Sumeyye Evis: Gelişmeye ve geliştirmeye açık, kahve kokusuyla ve hissettikleriyle yazılarını da harmanlayarak söyleyecekleri olan genç bir kadın yönetici... Yazmak kendini bulmaktır derler, okumak da bazen yalnız olmadığını görmektir. Dereceler aldığı ya da kitaplarda, dergilerde ve dijital platformlarda yayımlanan yazılarının önünü yenileriyle açmak için "merhaba" diyerek gülümseyen birisi.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale