X

Food Fashionista ile Thai Mutfağı keşfi

Thai mutfağı ile ilk tanışmam, Tayland’lı bir ev arkadaşı edinmemle oldu. Tahmin edildiği gibi Uzak Doğu’nun ağır kokulu yemekleri yerine, hindistancevizi kokan yemekler yapardı. Bana ilk yemek pişirdiği gün hazırladığı sofra, masada ‘bıçak’ olmaması (çünkü çorba kaşığı onlar için bıçak vazifesi görüyor) hindistancevizi sütü ile hazırladığı sebzeli tavuk çorbası, her yaptığı şeye eklediği yer fıstığı ve tabii ki acı baharatları hala hafızamda. Bu farklı lezzetler o kadar hoşuma gitmişti ki, sonrasında hızımı alamayıp, Uzak Doğu mutfağı yemek kursuna bile gitmiştim. Tabi iş göründüğü kadar kolay değildi; İtalyan yemeği pişirmek gibi hiç değildi. Çok malzeme, çok zaman ve pür dikkat gerektiriyordu. Tariflerden en pratik olanları defterime yazdım ve gerisini restoranlarda deneyimlemeye devam ettim.

Ne var ki İstanbul’da Thai yemeği olan yer çok az. Bir kaç tanesini deneyip, beklediğim lezzeti bulamayınca, bir daha da o arayışta olmamıştım. Ta ki Pera Thai’yi deneyimleneye kadar. Taksim Pera’da hep önünden geçtiğim bu restoran meğer İstanbul’un ilk Thai mutfağı olması ile beraber, tam 13 yıldır buradaymış. Sahibi Neval Gürçay, uzun yıllar Londra’da yaşamış ve Türkiye’ya döndüğünde ne yapsam diye düşünürken, daha önceden tanıştığı Bua Khao restoranlarının yaratıcısı ünlü şef Yuphadee Sawamiwast’in desteği ile bu restoranı açmış.

Neval Gürçay

Tabi kolay olmamış. Lezzetleri oturturmak, şefleri bulmak… Çünkü Yuphadee Sawamiwast kadın bir şef ve mutfağında erkek çalıştırmıyor. Burada da aynı düzeni devam ettirme konusunda şart koymuş. Çünkü, kadın eli değen yemeklerin lezzetinin daha iyi olduğu konusunda ısrarcıymış.Restoranda ismi var ve hala her yıl gelip restoranın düzenini  kontrol etmeye devam ediyormuş.

Gelelim detaylara;

Mekan;

  • Loş ışıklar, ferah bir oturma düzeni hakim

  • Çalışanlar uzun yıldır orada, oldukça özenli, kibar ve menü konusunda yönlendirici

  • Sofra düzeni Thai kurallarına göre, bıçak yok, kaşık var.

Yemekler;

  • Gerçek Thai yemekleri kadar iddalı, lezzetli, özenli, bol malzemeli/sebzeli, bol acılı, bol fıstıklı.
  • Malzemelerin çoğu özel olarak getirtiliyor.
  • Menü hiç değişmiyor, onun için ne zaman gitseniz aradığınızı bulabiliyorsunuz (bir oradayken 3 sene önce gelmiş bir çift vardı. 3 seneki lezzet neyse, şimdi de aynı diye Neval Hanım’a memnuniyetlerini ifade ettiler)
  • Her şey doğal, kalablık görüntüsünün aksine hafif ve  oldukça aromatik!
  • Uzak doğu mutfağının vazgeçilmzi Spring Roll ile başlıyoruz. Hamuru elde açılmış (yufka değil), çıtır çıtır!

  • Ardından Koruki Tavuk ve Karides Kraker geliyor. Tavuk bir harika, karides kraker ondan harika.

  • Acılı Thai salatası ile devam ediyoruz. Jülyen kesim sebzeler, fıstık, sarımsak ve bol acı. Acı sevenlere duyrulur 🙂

  • Benim için favori Yeşil Körili Hindistan Cevizi sütünde pişirilmiş dana eti. İçinde o kadar çok baharat var ki (15-20 tane),lezzetten sarhoş oluyorum desem abartmış olmam.

  • Pad Thai Noodle  yemeden olmaz diyor Neval Hanım. Tamam diyoruz, sebzeli, yumurtalı,lahanalı,soya filizli, fıstıklı, taze soğanlı noodle yerken,yine lezzetin içinde kayboluyoruz.

  • Doymak bilmiyoruz, taze fesleğenli acılı tavuk da söylüyoruz.

  • Ve buharda zencefilli balık ile finali yapıyoruz.

  • Tabiki tatlısız olmaz diyip, kızarmış dondurma ile kapanışı yapıyoruz 🙂

Pera Thai sayesinde, anılarıma, sevdiğim Thai mutfağı tadına ulaştığım için çok mutlu olarak geceyi tamamlıyorum. Tabiki Neval Hanım’ın tatlılığı, misafirperverliği, her masa ile tek tek ilgilenmesi ve hoş sohbeti ile gecemizin keyfine keyif katıyor.

Siz de eğer Uzak Doğu mutfağı seviyorsanız, aromatik lezzetlerle damağınızı şaşırtmak, gerçekten kaliteli malzeme ile farklı bir yemek yemek istiyorsanız Pera Thai İstanbul’daki en doğru adres diyebilirim. Böyle bir mekan, 13 yıldır aynı yerde,aynı şekilde hayatını sürdürüyorsa, vardır bir hikmeti.Bana güvenin, hem damağınızı hem ruhunuzu şenlendirin.

Not; Karpuz suyu Votka bizim masada çok ilgi gördü,meraklılarına duyrulur 🙂 

 Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.  

 

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale