X

Fit olma yolunda yapılan 3 büyük hata! Bu hataları yapıyor musun?

Sağlıklı beslenmeyle ilgili o kadar çok kitap okudum ki, bir sabah uyandığımda kahvaltıda ne yemem gerektiğini düşünüp şaşırdım. ‘Meyveli yulaf mı hazırlasam, yumurta mı yesem yoksa sadece sebze suyu mu içsem?’ diye düşünür halde buldum kendimi.

Beslenmeyle ilgili o kadar çok farklı görüş ve tavsiye var ki; hangisi daha sağlıklı, hangisini takip edelim derken, kendimizi dinlemeyi unuttuk. Maalesef, el birliğiyle yemeyi ve içmeyi bu kadar kompleks ve hastalıklı hale getirmeyi başardık. Peki fit olmak yolunda ne gibi hatalar yapıyoruz?

1. En iyi, en mucizevi diyet arayışına girmek

Benim bu işin içinden delirmeden çıkmak için bir önerim var. Neden artık en iyi, en mucizevi diyeti aramayı bırakmıyoruz? Belki de dünya üzerinde herkes için tek bir tane, en iyi beslenme şekli yoktur.

Ben de yıllarca bir sürü farklı beslenme şekli denedim. Dukanlar, detokslar, raw until 4’lar… Sonra çoğu beslenme trendinin merkezi olan Amerika’da yaşamaya başlayınca, bu konuda çok daha fazla bilinçlendim. Dünya mutfaklarını, farklı beslenme şekillerini daha yakından tanıdım. Hala da çok okuyorum ve araştırıyorum.

Araştırmalarım beni herkes için geçerli, tek bir mükemmel diyet olmadığı sonucuna getirdi. En iyisi bütün diyet kurallardan kurtulmak ve doğal olana, özümüze dönüp kendi dengemizi bulabilmek.

Bütün diyet kurallardan kurtulup doğal olanı, özünüze dönüp kendi dengenizi bulmayı hedefleyin her zaman.

Kim nasıl zayıflamış diye araştırıp, mucizevi zayıflama formülünü aramak yerine, en mutlu en sağlıklı nasıl oluruz, kendimizi ve ruhumuzu nasıl daha iyi besleriz, bunların derdine düşelim.

3 günde 3 kilo verme çılgınlığından ve “kibrit kutu”lu diyet listelerinden kurtulalım.

Yasaklarla, kurallarla dolu diyet kelimesini de bitirelim artık!

2. ‘Cheat Day’ ile yemek yemeyi ödül-ceza oyununa çevirmek

Kocaman bir hamburgeri mideye indirdin, artık zor nefes alıyorsun ve tıka basa dolusun. Ama durmak yooook! Tatlıya geçelim, sonra daha eve gidince cipsler var. Ne de olsa cheat day (serbest gün) canım! Bugün her şey serbest.

Bilmeyenler için cheat day konseptini açıklayalım: Mesela; bütün hafta boyunca kendini kısıtlayıp az yemek yiyorsun, zayıflamak ya da “sağlıklı olmak” adına. Sonra da haftanın bir gününü cheat day ilan edip, canın ne isterse, ne kadar çok isterse yiyebiliyorsun.

E haliyle fırsat bu fırsat, normalde yiyemeyeceğin kadar çok yiyorsun. Kendini hazırladın bir kere, günlerdir bu anı bekliyorsun!

Hayatımda duyduğum, hatta şahsen de denediğim en yanlış fit olma konsepti, bu cheat day olsa gerek. Neden çok tehlikeli? Kendini bu kadar kısıtlayıp yemekle (yememekle) cezalandırırsan, yiyecekler beslenme ve sağlık kaynağı olmaktan çıkıyor. Ödül-ceza oyununa dönüşüyor. Bu oyunun sonu da genelde pişmanlık ve yeme alışkanlığı bozukluklarıyla sonuçlanıyor maalesef. Kendinizi asla kısıtlamayın. Özellikle cheat day konseptinden uzak durun, yapmayın, yaptırmayın.

İlgili yazı: Sağlıklı beslenme ile ilgili doğru bilinen yanlışlar

3. Öğünleri katı kurallar haline getirmek

‘Kahvaltı günün en önemli öğünüdür’ diyen kadar, ‘Öğlen en az 12’ye kadar hiçbir şey yemeyin’ diyen uzman ve doktor da var, ‘Akşam 7’den sonra asla yemek yemeyin’ diye savunan da var, ‘Asla aç yatmayın!’ diyen de. Peki biz ne yapalım?

Kendi vücudumuzu dinleyelim. Sen kendini en mutlu, en enerjik ve zinde nasıl hissediyorsun?

En son diyet trendinden medet ummadan önce; bir dur, düşün, cevabı kendinde ara. Sonuç olarak önemli olan senin ruhuna, vücuduna en iyi gelen neyse öyle yapmak. Hiçbir beslenme uzmanı seni senden daha iyi tanıyamaz.

Biz kendimizi ne kadar strese sokar ve kural koyarsak, sağlığa ve mutluluğa ulaşmak da o kadar eziyet haline gelecek.

Son olarak her zaman şunu hatırla: Mutlu ve sağlıklı olmak için yeni bir kurala ya da mucizevi bir diyet listesine ihtiyacın yok. Sen zaten her halinle bir mucizesin, yaşamın ta kendisisin. Her ne yersen ye, ne yaparsan yap odaklanman gereken; kendin için iyi olanı, doğru olanı seçmek. Bunu da en iyi bilen yine sensin.

Kendini seç, iyi olmayı seç, bilinçlen ve öğrendiklerini sevdiklerinle paylaş! 🙂

Hande Demirel: Hayatta beni en mutlu eden şeylerin başında rengarenk smoothie’ler, Pilates ve tüm gün yoga taytları içinde olmak geliyor! 26 yaşındayım ve San Francisco’da yaşıyorum. ODTÜ İngilizce öğretmenliği mezunuyum. Amerika'da master yaptıktan sonra, sağlıklı yaşam üzerine yazılar yazdığım bir websitesi kurdum ve Pilates eğitmeni olmak için eğitim almaya başladım. Amacım herkesin hayatını en mutlu ve en sağlıklı şekilde yaşaması için ilham verebilmek. Beni Instagram’da @handemirel olarak bulabilirsiniz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale