X

Eylül ayına yakışacak kitap önerileri

Eylül; yaz temposunun yavaş yavaş sona erdiği, yerine sonbaharın sakinliğinin ve dinginliğinin geldiği bir ay. Yeni başlangıçların, değişimin ve dönüşümün habersici olan bu dönem, aynı zamanda kendine vakit ayırmak için de mükemmel. Battaniyenin altına kıvrılıp eline bir kitap almak ve kahve eşliğinde yeni dünyaları keşfe çıkmak bu ayla birlikte gelen en güzel ritüellerden. Eylül ayında kitap keyfi bir başka olsa da bazen ne okuyacağına karar vermek fazlasıyla kafa karıştırıcı olabiliyor. Liste sürekli güncellendiğinden iyi kitapların sayısı da hızla artıyor. Onlarca farklı seçenek arasında kaybolanlar için sonbahar ruhuna çok yakışacak, sıcacık bir okuma listesi hazırladık!

Yaz Düşleri Düş Kışları – Tomris Uyar

Tomris Uyar’ın sade ve yalın anlatısıyla kaleme aldığı Yaz Düşleri Düş Kışları, gerçekle düş arasında saklı kalmış duyguları vurguluyor. Sıradan hayatlar arasında gözden kaçırılan düşsel anlara odaklanan öykü kitabı, yaşamdaki farklı kırılma noktalarını ele alıyor. İç sesini dışa vuramayan karakterler ve günlük yaşamın çatlakları arasından sessizce sızan anlar, okuyucuya adeta kendi ruhunu ve yaşamın gerçekliğini yansıtıyor. Düşler, hayal kırıklıkları ve kabullenişlerle örülü kurgu, insana çok tanıdık geliyor. Tüm zorluklara rağmen hiçbir şey olmamış gibi devam eden hayat karşısında, derinlerden taşan hislere yönelmek isteyen okurlara hitap ediyor.

Devrim Çiçeği – Canan Gerede

Sinemacı, yazar ve yönetmen Canan Gerede’nin sıra dışı hayat hikayesini anlattığı Devrim Çiçeği, sarsıcı bir samimiyete ve edebi derinliğe sahip. Diplomasi, kimlik arayışı ve yalnızlık gibi temalar üzerinden ilerleyen gerçek hikayeler, sadece yaşamın acı yönünü değil; kadın olmanın, sınıf ayrımının ve sanatın da izini sürüyor. Okuyucuyu kıtalar arası bir yolculuğa çıkararak hayalinin peşinden koşan bir kadının, kendi geçmişi ve siyasetle hesaplaşmasını konu ediniyor. İstanbul’dan New York’a, Paris’ten Taipei’ye uzanan bu sınır tanımayan hikaye, bir kuşağın kaybolmuş hayallerini ve görünmez sancılarını dile getiriyor. 

Sırlar Kitabı – Deepak Chopra

Alternatif tıp uzmanı Deepak Chopra imzalı Sırlar Kitabı, inanç ve hakikat arası sırları ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bireyi dönüştürecek sorular sorarak hayata anlam katmanın ve yaşamın sırlarını keşfetmenin yollarını arıyor. Ne kadar sıradan görünürse görünsün, her hayatın kendi gizlerine sahip olduğu fikriyle ilerleyerek okuyucu kendi derinliklerine doğru içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Kendini ve saklı duygularını daha yakından tanımak isteyenlere dönüştürücü bir deneyim sunuyor.

Cehennem Diskosu – Jean Christophe Grange

Polisiye gerilim türünün en başarılı yazarlarından Jean Christophe Grange imzalı Cehennem Diskosu, okuyucu her satırda diken üstünde tutan, aksiyon dolu bir eser. Soluksuz okunacak zekice kurgulanmış bir kitap arıyorsanız, 1980’ler Paris’indeki dans pistlerinde geçen bu hikaye tam sizlik. Eğlence hayatının yanında kol gezen anlaşılmamış bir hastalık ve vahşice öldüren bir adam arasındaki ipuçlarını takip ederek katilin izini sürüyor. Paris kulüplerinin karışık atmosferi arasında hem çok yakın duran hem de ulaşılmaz görünen katil arayışı, kitabın son sayfasına kadar hız kesmeden sürüyor ve heyecanını asla kaybetmiyor.

Asla Asla Asla – Linn Stromsborg

Çağdaş dünya romanının etkili isimlerinden Linn Stromsborg kaleminden çıkan Asla Asla Asla, modern dünyada kadın olma ve annelik içgüdüsü meselelerine farklı bir noktadan yaklaşıyor. Kutsal kabul edilen anne olma sorumluluğunun, toplumsal beklentiler ve birey seçimleri arasında yarattığı çatışmaları dile getiriyor. “Her kadının anne olması gerekir mi” sorusunu çekinmeden ele alıyor ve yapılan seçimin toplumda kabul görmeme durumunu sorguluyor. Çocuk sahibi olmamaya karar veren bir kadın üzerinden ilerleyen hikaye, dokunaklı ve düşündürücü olduğu kadar empati duyularını da tetikleyen bir anlatı sunuyor. 

Merhaba Güzellik – Ann Napolitano

Ann Napolitano’nun kısa sürede “Çok Satanlar” listelerine giren romanı Merhaba Güzellik, aile ilişkilerinin karmaşık doğasını merak eden okuyucular için ideal bir seçenek. Karakter odaklı hikaye örgüsü, birbirine derin bağlarla bağlı dört kız kardeşin yaşamına odaklanıyor. Farklı hayatların iç içe geçmesini ve aile içindeki sessiz duvarlar aşıldığında nelerin açığa çıkabileceğini ustalıklı bir dille anlatıyor. Hayatın tam ortasında geçen hikaye, gerçek bağlar kurmanın ne anlama geldiğini anlatırken tanıdık heyecanları ve yaşamın plansız yüzünü de gözler önüne seriyor.

İstanbul Edebiyat Haritası – Bahriye Çeri

İstanbul Edebiyat Haritası, İstanbul’u sadece yaşamakla kalmayıp aynı zamanda mekansal ve kültürel birikimini de yakından tanımak isteyen okuyuculara hitap ediyor. İstanbul’a ait edebi bir izlek sunarak kent hafızasını adım adım takip ediyor. Zengin metinleri ve fotoğraflarıyla doyurucu bir içerik sunan eser, İstanbul’u merkeze alan bir ansiklopediye dönüşüyor. Okuyucuyu Sait Faik Abasıyanık, Orhan Veli, Cemil Meriç ve daha pek çok önemli ismin ışığında Şişli’den Beyoğlu’na, Kadıköy’den Adalar’a uzanan edebi bir yolculuğa çıkarıyor.

Son Kuşlar – Sait Faik Abasıyanık

İçinde kısa kısa öyküler olan Son Kuşlar, Adalı Sait Faik Abasıyanık’ın Türk öykücülüğüne ilham olan anlatıcılığını yansıtıyor. Yazarın, gelişmiş gözlem yeteneklerini yazı yazma aşkıyla birleştiren her bir öykü, okuyucu hayatın tam ortasında, geçmiş bir zamana ışınlıyor. İnsana ve doğaya hayran bir anlatıcının gözünden bakarak okuyucuya mütevazi, yalın ve yer yer hüzünlü bir dünya tanıtıyor. Yaşam sevgisi ve umutla dolan her satır, ya bir martı peşinden koşarak ya da uçan kuşlarla birlikte hayale dalarak adeta akıp gidiyor.

Pekin’de Sonbahar – Boris Vian

Adının aksine ne Pekin’le ne de sonbaharla ilgili olan Pekin’de Sonbahar, zihnin sınırlarını zorlayan bir eser. Boris Vian’ın absürt ve mizah ile harmanladığı kendine has dili, okuru canlı ve sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Paris’ten Egzopotamya çölüne uzanan yolculuk, hiçliğin ortasında başlayan bir demiryolu projesi etrafında şekillenerek bol kahkaha ve coşku dolu bir anlatıya dönüşüyor. Hayattaki ikilikler ve belirsizlikler arasında trajikomik bir form alan olay örgüsü, yoğun yaşam temposu arasında ufak bir mola vermek isteyenler için harika bir seçenek.

Körlük – Jose Saramago

Nobel ödüllü Portekiz yazar Jose Saramago’nun yaratıcılığını ve muhteşem cümle kurma başarısını gözler önüne seren Körlük, distopik bir evrende geçiyor. Bir anda toplumda başgösteren körlük salgınının ardından ortaya çıkan toplumsal vahşeti ve yozlaşma sorunlarını müthiş bir incelikle dile getiriyor. Ancak esas körlüğün, görme yeteneğini kaybetmek değil, umudun tükendiği bir dünyada yaşamak olduğu fikrini savunuyor. İnsana dair son umut kırıntısını ise tek bir kişinin örgütlemesiyle başlayan dayanışma ve direniş ruhuyla pekiştiriyor. Usta yazarın belki de en etkileyici eseri olan bu başyapıt, tek solukta okunacak kadar akıcı bir anlatıya sahip.

İlginizi çekebilir: 2025’te rafları sallayacak en iyi kitaplar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale