X

Evlilik kararı almadan önce dürüstçe cevaplamanız gereken 9 soru

Evlilik kararı her ilişki için en önemli dönüm noktası. Her ne kadar ilişkinin akışını değiştirmeyeceği ve sadece imzalanan bir kaç kağıt parçasından ibaret olduğu düşünülse de evlilik kararı birlikte yaşama, ilişkiye ailelerin dahil edilmesi ve çocuk sahibi olma gibi kişi için sorumluluk gerektiren dinamikleri de içinden barındırdığı için duygusal olmaktan çok rasyonel bir karar.   

Yıllarca birlikte çok mutlu zaman geçirip evlilik kararı alan çiftlerin evlendikten sonra ilişkilerinde ani bir değişim yaşandığına şahit olmuş olabilirsiniz. Evlendikten sonra ilişkide yaşanan olumsuzlukların sebebi aslında evlilik kararının verilmesi değil evlilikle birlikte gelen sorumlulukların ve kişilerin yaşam tarzında meydana gelen değişikliklerin iyi yönetilememesinden kaynaklanır. Sürekli değişim içinde olan insanın gelecek 10 ya da 20 yıl için aynı kişiyle birlikte olmak üzere karar alması aslında insanın varoluşuyla çelişir. Geleceğin belirsizliğinin farkında olarak birine her koşulda birlikte olacağına  dair söz vermek cesaret gerektirir. Bu cesareti gösterip birlikteliğiniz için elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza dair söz verebilmeniz için karşınızdaki kişiden ne beklediğiniz ve bu beklentilerin karşılanıp karşılanamayacağına dair fikir sahibi olmanız hem sizin, hem karşınızdaki kişinin, hem de ilişkinizin sağlıklı ilerlemesi için büyük önem taşıyor. Bu nedenle evlendikten sonra olabilecekleri mümkün olabildiğinde öngörebilmeniz, ilişkinizi detaylı şekilde analiz etmeniz ve evlilik kararınızdaki duygusal motivasyonunuz kadar bu kararı mantık çerçevesinde de değerlendirebilmeniz için aşağıdaki sorulara dürüstçe yanıt verebilmeniz gerekiyor.

1. Beni neden seviyor; onu neden seviyorum?

Bu soru ilk bakışta cevap aranması gerekmeyen, anlamsız bir soru gibi gelebilir çünkü genelde birlikte olduğumuz kişinin bizi koşulsuz sevdiğine inanma eğilimi içindeyiz. ‘Seni sen olduğun için seviyorum’ bu soruya verilebilecek en otomatik cevaplardan biridir. Herkes birlikte olduğu kişinin neden onu seçtiğini ve sevgisinin kaynağının ne olduğunu öğrenme ihtiyacı içinde olduğu gibi kendi sevgisinin temelinde de karşısındaki kişiyle ilgili bir çok farklı değerlendirme yer alır.

Birini sevmek oldukça bencil bir davranış olmasıyla birlikte kişinin bu bencilliği göstermesi de bir o kadar normal ve insancıldır. Karşınızdaki kişiyi ne kadar sevdiğiniz tamamen sizin için yaptıkları ve size kendinizi nasıl hissettirdiğiyle doğru orantılıdır. Sizi sevdiğini davranışlarıyla göstermeyen, size kendinizi kötü hissettiren birine sonsuza kadar koşulsuz sevgi göstermeniz ve verici olmanız mümkün değildir. Bir noktada karşı tarafın size değer verdiğini görme ihtiyacı hisseder ve bu değeri görmediğinizde ilişkinizi sorgulamaya başlarsınız.

Bu nedenle bu soruya verilebilecek cevaplar farklılık gösterse de, evlilik kararı alacak her birey mutlaka karşı tarafa olan sevgisinin altında yatan dinamikleri iyi çözümleyebilmeli ve bu dinamiklerin gelecekte yaratabileceği problemleri öngörebilmelidir.

2. Hayatının geri kalanını neden benimle geçirmek istiyor; ben hayatımın geri kalanını neden onunla geçirmek istiyorum?

Kabul edersiniz ki ‘Çünkü onu seviyorum’ sizin için de karşı taraf için de yeterli ve tatmin edici bir cevap değil. Hayat, tek başınıza yolculuk yapmaktan sıkılabileceğiniz kadar uzun bir yolculuk ancak her bireyin bu yolculuk sonunda varmak istediği nokta aynı değil. Yolculuk sırasında yaşanabilecek olası problemleri öngörebilmek adına birlikte uzun bir yolculuğa çıkacağınız kişinin hayattan ne beklediğini, nereye varmak istediğini, ne sıklıkta mola verip nerede hızlanmak istediğini, rotasının ne olduğunu çok iyi anlamanız gerekiyor.

3. İlişkimizin büyüsünü kaybetmemesi için ikimiz de elimizden gelenin en iyisini yapabilecek miyiz?

İlişkide romantizmi canlı tutabilmek kolay bir sorumluluk değildir. İlişkinin belki de en önemli boyutu olan ve karşınızdaki kişiyi dışarıdaki herhangi birinden farklı kılan en önemli dinamiktir romantizm. Tamamen hisleriniz doğrultusunda değişebilen ve mantıkla ayakta tutulamayacak bir olgu olan romantizmi canlı tutmak çok fazla özveri ve yaratıcılık gerektiriyor.  Her geçen yıl daha da yaratıcı olmak, karşınızdaki kişiyi şaşırtabilmek, ilgisini canlı tutmak yıpratıcı ve endişe verici bir sorumluluk. Bu nedenle evlilik kararı almadan önce, birlikte uzun yıllar geçireceğiniz kişinin ve kendinizin bu sorumluluğa ne kadar hazır olduğunu bilmeniz gerekiyor.

4. Benimle birlikte aynı doğrultuda ilerlemeye, gelişmeye ve değişmeye açık mı?

Kişisel olarak gelecekte neler olacağını ve hayatın bizi nereye getireceğini öngörebilmek hepimiz için imkansız. Gelecekte kim olacağımız, beklentilerimizin neresinde konumlanacağımız, hangi kişisel özelliklerimizin değişeceği ya da hangilerinin aynı kalacağı belirsiz olsa da, insan olarak sahip olduğumuz potansiyeli en üst seviyede kullanma ve olabileceğimizin en iyisini olma eğilimindeyiz. Bu nedenle evlilik kararı alacağınız kişinin de sizinle birlikte büyüyeceğinin, kişisel gelişimine önem verdiğinin ve kendisi için elinden gelenin en iyisini yapacağının bilincinde olmanız gerekiyor. Evliliklerde yaşanan problemlerin en önemli sebeplerinden biri, iki tarafın da ilişkilerinde gelebilecekleri en iyi noktaya geldiklerini düşünerek ilişkiyi daha ileriye taşıma çabası göstermemelerinden kaynaklanıyor. Düzenli yaşama geçiş, ekonomik olarak rahatlama ve toplumsal olarak evlilik kararından dolayı takdir edilerek ilişkinin desteklenmesi kişilerin hem kişisel olarak hem de ilişki bazında ileriye gitme motivasyonlarını kaybetmelerine neden olabiliyor. Bu noktada evliliğin ilişki için bir son değil başlangıç olduğunun bilincinde olunması ve  sürekli daha iyiye ulaşma çabasının canlı tutulması evliliğin sağlıklı ilerleyebilmesi için önem taşıyor.

5. Zor zamanlarda da birbirimizin yanında olmaya hazır mıyız?

Birlikte güzel zaman geçirmek ve mutlu olmak birbirini seven iki insan için hiç de zor olmayan ve çaba gerektirmeyen bir durum. Ancak hayat inişli çıkışlı bir yolculuk ve en az mutlu anlar kadar zor zamanların da hayatın bir parçası olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sevdiğiniz kişiyle evlenmek istediğinizde onunla mutlu olduğu kadar mutsuz zaman geçireceğinizin de bilincinde olmalı ve yaşayacağınız zorluklar karşısında ne kadar güçlü durabileceğinizi iyi analiz etmelisiniz. Unutmayın, evlendikten sonra mutluluğunuz kadar mutsuzluğunuz da ikiye katlanacak. Hayatınızdaki kişinin olumsuz yaşantılarını da kendinizinkilerle birlikte kabul edip çözüme ulaştırmak için çaba harcayacağınızdan emin olmak zorundasınız. İlişkinizin mutluluğu ve kalitesi ilişkiyi yaşayan kişilerin bireysel mutluluğu ve iyi oluşuyla doğru orantılıdır. Bu nedenle sağlıklı bir evlilik yaşamak istiyorsanız, karşı tarafın mutlu olması için çaba harcamanız gerektiğinin farkında olmalısınız. 

6. İlişkimizde huzuru yakalamak için bazı savaşlardan yenik ayrılmaya hazır mıyız?

Mutlu bir evliliğin anahtarı egonuzu törpülemeyi başarabilmenizde saklıdır. Ne kadar rekabetçi ya da hırslı olursanız olun evlilikte huzuru yakalayabilmek için bazen yenilgiyi kabul etmek ve yaşayacağınız stresin kazanma hırsına değmeyeceğinin farkında olmanız gerekir. İlişkide girilen tartışmaların büyük bir çoğunluğu bir süre sonra tartışmanın ana sebebinden uzaklaşarak iki tarafın da düşüncelerinin dallanıp budaklanmasıyla içinden çıkılmaz bir girdaba girer ve çözümlenemeden bir öfke patlamasıyla ya da bir tarafın yorularak tartışmadan çekilmesiyle çözümlenemeden üstü örtülür. Kimsenin fikri doğru ya da yanlış olarak sınıflandırılabilecek kadar basit değildir. Fikirler farklılık gösterebilir ve ilişkide huzuru sağlayacak olan şey fikirlerin doğru ya da yanlış olarak etiketlenmesi değil saygı duyularak kabul edilmesidir.

7. İyi ebeveynler olabilecek yeterlilikte miyiz?

‘’Çocuk sahibi olmadan birinin iyi bir anne ya da  baba olabileceğini tam olarak kestirebilmek nasıl mümkün olabilir?’’ dediğinizi duyar gibiyiz ancak mümkündür. Çocuk sahibi olmak her insan için sadece anne/baba olma kararı almaktan ibarettir. Beraberinde getireceği sorumlulukların farkında olabilecek kadar olgunsanız ve bu kararı aksiyona geçirebilecek cesaretiniz varsa iyi bir anne ya da baba olmaya hazırsınız demektir. Evlilik kararı almadan önce partnerinizin de bu kararı alabilecek kadar olgun olduğunu, anne ya da baba olmanın sorumluluklarının bilincinde olduğunu ve çocuğunuz için iyi bir rol model olup olamayacağını değerlendirmeniz yeterli.

8. Kendime yeterli gelemediğim durumlarda yanımda olmaya hazır mı?

Burada tabii ki finansal bir yetersizlikten bahsetmiyoruz. Zaman zaman zihinsel ya da fiziksel olarak kendimizi yetersiz hissedebiliriz. Hayatın karşımıza çıkaracağı zorluklar karşısında yetersiz kalabilir ve yetersizlik duygusuyla baş etmeye çalışırken güçsüz hissedebilir ya da zarar görebiliriz. Peki birlikte olduğunuz kişi yürüyemediğiniz zamanlarda da yanınızda olmaya hazır mı? Düştüğünüz zamanlarda sizi kaldırabilecek yeterlilikte mi? Siz gücünüzü geri kazanana kadar evliliğin gerektirdiği sorumlulukları taşıyabilecek durumda mı? Evlilik kararı almadan önce bu sorularınıza mutlaka cevap bulmalısınız.

9. Kişisel hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirme konusunda ihtiyacınız olan özgürlüğü size sunabilecek mi?

Evlilik kararı almış olmanız bundan sonrası için bambaşka biri olmanız ve kendinizden vazgeçmeniz anlamına gelmiyor. Evet, başka biriyle uzun bir yolculuğa başlamış olabilirsiniz ve bu karar hayatınızda bir çok şeyin değişmesini gerektirebilir. Ancak bu değişimlere ayak uydurmaya çalışırken kişisel özgürlük alanınız ve sizi siz yapan değerlerden asla vazgeçmemelisiniz. Kişisel hayallerimiz ve hedeflerimiz, tek başımıza başarmak istediklerimiz yaşamımızı anlamlandıran yegane değerlerimizdir. Evlilik kararının da bu kişisel hedeflerinizden ya da hayallerinizden yalnızca biri olduğunun farkında olun ve evlendikten sonra bu özgürlüğün devam edeceğinin garantisini elinizde tutun.

 
Kaynaklar:
Lifehack
EliteDaily
PsychologyToday

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale