X

Erkekler duygularını aktarmakta neden zorlanıyorlar?

Yetişkinlerin romantik ilişkilerinde iki tarafın da duygularını yönetme şekilleri çok büyük farklar gösterebiliyorlar. Duygularını dışa yansıtan bir taraf ile içe yansıtan diğer taraf bir arada olduğunda bağ kurmakta ve etkili iletişim kurmakta hayli zorlanabiliyorlar. İhtiyaçlar ve farklı duygusal düzenleme stratejileri partnerlerin birbirlerinin psikolojik hayatta kalma yeteneklerini yanlış yorumlamalarına ve bunları kişisel saldırılar veya terk edişler olarak algılamalarına sebep olabiliyor. Özellikle partnerlerden bir veya ikisi de duygularını açığa vurmakta zorlanıyorsa, bu iletişim ayrımı daha da artıyor.

Aleksitimiyi anlamak

Dilimize aleksitimi (duygu körlüğü) olarak aktarılmış olan bu kelime temel olarak duygular için kelime olmaması anlamına geliyor. Yani temel olarak duygularını anlamakta, işlemekte ve tanımlamakta zorlanan bireyleri tarif ediyor. Aleksitimi duygusal acılara karşı geçici ancak güçlü bir savunma hattı olarak kullanılıyor ve kişinin duyduğu rahatsızlığı baskılaması, deneyimi bilinçli olarak geri itmesi olarak görülüyor. Normal duygusal işlevler stres ve tehdit kaynağı ortadan kalktığında devam ediyorlar veya kişi daha sofistike başa çıkma yöntemleri bulduğunda normale dönüyorlar.

Aleksitimi romantik ilişkilerde güvensiz bağlanma tarzlarına sebep olabilir ve çocukken aleksitimi geliştiren bireylerin reddedici, duygusal olarak mevcut olmayan veya çelişkili olma ihtimalleri var.

Aleksitimi farklı bireylerde çok farklı belirtiler gösterebilir. En yaygın işaretçileri şöyle:

  • Genel olarak duyguları düzenlemekte zorlanma
  • Yakın ilişkilerde uyarım problemleri ve duygusal regülasyon
  • Mesafe koyma ve iletişim kesme taktikleri
  • Kendi değer ve görüşlerine bağlı kalmakta zorlanma
  • Otonomi konusunda artan bir istek
  • Duygusal yakınlıktan korkmak
  • Duygularını kendine veya başka insanlara açmakta zorlanma
  • Duygusal ifadelerin önlenmeleri
  • İç hayal gücü yoksunluğu
  • Sosyal ortamlarda rahatsızlık duymak
  • Kronik olarak negatif ruh hali
  • Empati için sınırlı kapasite

Normatif erkek aleksitimisi

Araştırmalara göre aleksitimi erkeklerde kadınlardan daha sık görülüyor.

2001 yılındaki bir araştırmaya göre erkeklerin iki yaş civarında kızlara göre sözlü olarak daha az ifade edici oldukları görülüyor. Belki de sosyalleşmeden dolayı dört yaşındaki erkek çocukların yüz ifadeleri yaşıtları kızlara göre daha az belirgin. Erkeklerin okul, aile ve arkadaş gruplarındaki yaşıtları ve diğer erkekler maskülinite kurallarını dayatıyor olabilirler ve bunlara uymayan çocuklara zorbalık uyguluyor olabilirler. Yeterince maskülen olmama korkusu ise duygusallığın bastırılmasına sebep olabilir.

Daha geleneksel ve katı cinsiyet rolleri beklentileri olan ailelerde erkek çocukların duygularını açmaları pek istenmezken, kız çocuklarından ise tam tersi talep ediliyor. Direkt bir ilişkisel travmadan köken almasa da erkek cinsiyet rolü sosyalizasyonunda erkeklerin duygularını ve hislerini baskılamaları, reddetmeleri isteniyor. Özellikle zayıflıklar, pasiflikler ve hassasiyetler konusunda bu geçerlidir. Bu ise ciddi bir duygusal huzursuzluk yaratıyor ve erkek çocukların duygularını yapıcı bir şekilde tanımlama, etiketleme ve ifade etme yeteneklerini onlardan alıyor.

Aleksitiminin belirti vermeyen türleri de erkeklerde daha yaygın. Bu her ne kadar normal olmasa da normalize edilmiş durumda çünkü maskülinite duyguların bastırılmasını talep ediyor. Bu bastırılmış duygular sonrasında kendilerini kızgınlık ve sinir olarak ortaya koyuyorlar ve bu da agresyonun geleneksel maskülinite çerçevesinde neden kutsanan bir ifade tarzı olduğunu gösteriyor.

Bireyselcilik ve duyguları bastırma sonucunda erkeklerin duygularını yönetmek için ilişkiyi kesme stratejisini neden kullandıkları ortaya çıkıyor. Bağ kurma söz konusu olduğunda erkeklerin kaçıngan bağlanma konusunda kadınlardan daha yüksek değerlere sahip oldukları görülüyor çünkü zayıf ve erkeksi olmayan görünümden kaçınmak için bağ kurma kabiliyetlerine engel oluyorlar.

Çiftler üzerindeki etkileri

Romantik ilişkilerde aleksitimi pek çok zorluk yaratabilir ve bunlar özellikle de katı cinsiyet rollerinin beklendiği noktalarda artış gösterebilirler. Bir partnerin sahip olduğu önemli duyguları partneri üzerinden regüle etme gereksinimi aleksitimisi olan birey için çok fazla veya tehdit edici hissettirebilir. Aleksitimi sahibi olan partner duygularını tanımlamak, ifade etmek ve ayrımlamakta zorlanabilir ancak genellikle duygularını düşünmek genelde o kadar ezici bir his olur ki duygusal ve ilişkisel bir bağlantı koparmayı gerektirir.

Aleksitimisi olan partner otoregülasyona eğilimli olur ve duygularını başkalarını bu işe dahil etmeden yönetir. Aynı zamanda duygusal olarak çok daha ifade edici olan ve ortak bir regülasyona ihtiyaç duyan partnerine karşı empati göstermekte zorlanabilir. Bu nedenle bu kişinin partneri kendini terk edilmiş hissedebilir ve bu da anksiyete, reddedilme korkusu ve terk edilme ile sonuçlanabilir.

Aleksitiminin fiziksel bağlılık ile negatif korelasyonu olduğu görülmüştür ve ayrıca ilişkinin kalitesi ve tatmin hissi ile de ters ilişkilidir. Partnerlerden bir veya ikisinden tanımlanmamış aleksitimi varsa, çiftler güvende, doğrulanmış, duyulmuş, görülmüş hissetmekte zorlanabilirler ve aynı zamanda bir amaç, korunma ve bağlanma hissi oluşturmakta da sorun yaşarlar. Duygusal ifadeler, iletişim, bağlantı ve regülasyon konusunda yaşanan problemler çiftlerin bir çift olarak işlev göstermelerine doğrudan bir tehdittir.

Duygular biyolojik komutlardır ve hayatta kalmak için gereklidirler. Duygusal farkındalık ve duygusal zeka, yaşamın ilerleyen dönemlerinde bile öğrenilebilen evrimsel bir stratejidir. Katı maskülinitenin talep ettiği sınırlı ifade edişleri parçalamak üzerine çalışmak erkeklerin kendi duygularını tam anlamıyla yaşamalarına yardımcı olacaktır. Erkeklerin de görülmeye, duygularının doğrulanmasına ve bu esnada maskülenliklerinin sorgulanmadan kalmasına ihtiyaçları vardır.

Bu süreçte bireysel terapiler fayda gösterebilirler ve erkeklerin daha güçlü iletişimciler olmaları için duygusal yönetim yetenekleri kazanmalarına yardımcı olabilirler. Çift terapisi ile partnerleri yakınlaştırabilir ve ortak hedefleri ile tekrar hizaya gelmelerine destek sağlayabilir. Karşılıklı olarak anlayış geliştirmek ve birbirinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetkin hale gelmek, çiftlerin kendilerini koruma davranışlarına son vererek gerçek bir bağ kurmalarını destekler.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Bazı erkekler neden bekar kalmayı tercih ediyorlar?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale