Engelleri aşan 5 isim: Hayallerin önünde hiçbir engel duramaz

Başarısız anlarınızda kendinizi nasıl hissedersiniz? Eminim birçoğunuz hemen ümitsizliğe kapılıp ne kadar beceriksiz olduğunu düşünüyordur. Merak etmeyin bu konuda yalnız değilsiniz. Ben ve benim gibi binlerce, hatta milyonlarca insan sizin gibi hemen karamsarlığa kapılabilmektedir. Bu çok da normaldir aslında. “Olmadı, yapamıyorum, ben onlar gibi değilim…” Daha birçok düşünce geçer aklımızdan bu gibi durumlarda.

Aklınıza bu gıcık düşüncelerin girdiği tam da o anda, ilkokul öğretmenlerinin “Bu çocuktan bir şey olmaz” dediği ve sonrasında tarihe damga vurmuş örnekleri bir düşünün isterseniz. Başarıya ulaşmak için ne engebeli yollardan geçtiler, kim bilir…

Hele bir de bedensel engeline rağmen başardıkları hepimizi hayran bırakan isimler var ki, onları anlatmak için kelimelerin yeterli olamayacağını düşünüyorum. Bugünkü yazımda, bunların arasından beni, belki de en çok etkileyen 5 tanesi ile ilgili kısaca bilgiler paylaşmak istiyorum sizlerle.

1. Helen Keller

Onu nasıl anlatmam gerektiğini ya da nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum açıkçası. Bir insan düşünün ki hem görme, hem duyma, hem konuşma engelli. Buna rağmen yaptıkları ve başardıkları ile insanı kendine hayran bırakıyor adeta.

Helen Keller, 1880 yılında Amerika’da sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geliyor. Ne yazık ki 2 yaşına basmadan geçirdiği bir hastalık sonucu kör ve sağır kalıyor. 7 yaşına gelene kadar evde düzenlenmiş olan işaretler yardımı ile aile bireyleriyle bir şekilde iletişim kurabilen Helen’ın belki de en büyük şansı, yaklaşık 50 yılını birlikte geçireceği eğitmeni ve aynı zamanda dostu olan Anne Sullivan ile tanışması oluyor.

Helen Keller ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değilseniz eğer, onun için yazılmış kitapları okumanızı, onun hayatını anlatan filmleri izlemenizi tavsiye ederim. Yaptıklarını burada sıralamaya başlarsam epey bir vaktinizi alacağımdan emin olabilirsiniz.

Sanırım onun hayatından öğrenebileceğimiz en önemli ders şu olacaktır; hayat bizi nereden başlatırsa başlatsın, doğru bir eğitim (ki o buna sahip olabildiği için şanslıydı) ve biraz azimle kişinin başaramayacağı şey yoktur.

2. Stephen Hawking

Stephen Hawking için, bugüne kadar yaşamış tüm insanlar arasında en büyük dahi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu dehayı diğer bilim insanlarından ayıran en önemli özelliğinin, ALS ile 50 yıldan fazla süre mücadele edebilmesi olduğunu da eklemek isterim. Hani derler ya düşmanımın başına gelmesin diye, nitekim ALS de aynen öyle bir hastalık işte…

Elbette ALS’yi birçoğunuz yıllar önce dünyayı sallayan ice bucket challenge ile duymuşsunuzdur. Peki ya hastalık ile ilgili ne kadar bilgiye sahipsiniz? ALS hastası kişilerin yaşamlarını öğrendikten sonra, Stephen Hawking için tüm zamanların en dahi insanı deme sebebimi daha iyi anlayacaksınız eminim.

Bunca bilimsel çalışmaya Stephen Hawking yalnızca gözlerini kullanarak imza atabildiyse eğer, bizler, sizler istersek, gerçekten ama gerçekten istersek neler başarabiliriz bir düşünsenize…

3. Andrea Bocelli

Hayatımda müzik olmadan ne yapardım, inanın hiç bilmiyorum. Her tarzdan müziği dinleyen biri olarak hayranlıkla, bıkmadan, usanmadan dinlediğim birçok grup, şarkıcı, müzisyen olmasına rağmen, birkaç tanesinin sesinde huzur bulduğumu belirtmeden geçemeyeceğim.

Bunlardan biri de Andrea Bocelli desem şaşırmazsınız öyle değil mi?

Listedeki diğer isimlere göre daha şanslı olduğunu düşünsem de kendisi dünyası karardıktan sonra bambaşka bir yol çizebilirdi hayatına, ancak o göremediği dünyaya sesi ile eşlik etmek istedi. Ne şanslıyız ki bu muhteşem ses ile bizleri huzur ve sevgiyle ve elbette güzel müzikle buluşturdu.

Kendisinin görme engelli olduğu halde ata biniyor olabilmesi ise çok isteyip hiç denememiş olan bana ilham olur belki de…

4. Lauren Wasser

Ne yazık ki bu muhteşem kadını bilmeyenler var aramızda. Başarılı bir model iken geçirdiği Toksik Şok Sendromu (TŞS) sebebiyle ölümden dönen ve bir bacağını kaybeden bu güzel insan, hastalığından bir süre sonra diğer bacağını da kaybediyor ne yazık ki.

Tüm bunlara rağmen modellikten vazgeçmek yerine hayata sımsıkı tutunup “Altın Bacaklı” lakabı ile sahalara geri dönüyor.

Modellik denince aklımıza gelen ilk şeyin yürümek olduğunu düşünecek olursak, bacaksız bir modelin sektörde ne kadar zorluk yaşayacağını düşünebilirsiniz sanırım. Ancak o her şeye rağmen, hayata küsmek yerine yaşadıklarını başkaları da yaşamasın diye şöhretini farkındalık yaratmak için kullanıyor.

Engelimiz yüzünden hayattan vazgeçmememiz gerektiğinin en güzel örneklerinden olan @theimpossiblemuse umarım birçok kişiye ilham olur.

5. Seben Ayşe Dayı

Aslında son madde için yazmak istediğim o kadar çok ilham veren var ki. Mesela Frida Kahlo (onsuz bir liste düşünülebilir mi!?) ya da Christy Brown (kendisi tam bir başarı hikayesi), Nick Vujicic, Sue Austin (sualtı dalışları adeta bir görsel şölen), Şafak Pavey ve çok daha fazlası…

Ancak geçen haftaya kadar adını bile duymadığım, tesadüf eseri sosyal medyada bir paylaşım aracılığı ile gördüğüm, videoyu izlerken bir yandan ağlarken bir yandan mutlu olduğum, kendimi şanslı hissettiğim, daha sonra “Asıl şanslı olan o, ne güzel dostlar edinmiş, ne güzel insanlarla yolları kesişmiş, asla pes etmemiş ve bugünlere gelmiş, güzeller güzeli bir insan” diye düşündüğüm bir diğer başarı öyküsü Seben Ayşe Dayı.

Gazeteci ve uzman eğitim antropoloğu olan Seben, kendi deyimiyle Serebral Palsi (doğumda yaşanan beyin felci) durumuna sahip bir birey. Kendisini anlattığı videoyu buradan izlemenizi tavsiye ederim.

Onunla ilgili pek de bir şey söylememe gerek yok doğrusu, çünkü videoda kendisi her şeyi en güzel şekilde anlatıyor ve bizlere her ne olursa olsun hayata tutunmak için, başarıya ulaşmak için umut oluyor.

Ne dersiniz? Engelli olalım ya da olmayalım, dünyada ilham veren bu kadar örnek varken hayallerimizi “gerçekten istersek” başarabiliriz, öyle değil mi?

Kapanışı çok sevdiğim bir video ile yapmak isterim Ruhunuza iyi gelmesi dileğiyle. Huzurla kalın…

Andrea Bocelli – Can't Help Falling In Love (HD)

İlginizi çekebilir: Amazon Prime’da izleyebileceğiniz dizi ve belgesel önerileri

Gizem Okut
1986 yılında İstanbul’da doğdum ve Kıbrıslıyım. 2010 yılında DAÜ’de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ... Devam