X

Ece Vahapoğlu ile wellness

 

Ece Vahapoğlu, televizyon programları ve köşe yazılarının yanı sıra; son dönemde çıkardığı kişisel gelişim kitapları ve romanıyla da büyük beğeni topladı. “60 Günde İdeal Vücut“ kitabında; fit olmanın kurallarını, sık yapılan beslenme, diyet ve spor hatalarını ele aldı. Ardından gelen “60 Tarifte İdeal Mutfak” ile, mutfakları, daha sağlıklı bir yaşam tarzına daha uygun bir hale getirmeye çalıştı.

2001 yılında JC Derneği tarafından “Türkiye’nin En Başarılı Genci” seçilen,  ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “Uluslararası Yükselen Yıldızlar Liderlik Programı”na katılan ve genç yaşta büyük başarılara imza atan Ece Vahapoğlu; şimdilerde İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Radyo ve TV Sunuculuğu” dersi veriyor ve Herkes İçin Spor Federasyonu Proje Başkan Vekili görevini yürütüyor.

Wellness konseptini bir yaşam biçimi olarak benimsemiş ve Uplifers olarak da yakından takip ettiğimiz Ece Vahapoğlu’na, merak ettiklerimizi sorduk. Sağlıklı bir yaşam tarzını nasıl hayata geçirdiğini, tercih ettiği mekanları ve hayat düzenini bizlerle paylaşan Ece Vahapoğlu’nun; daha iyi bir hayat sürmenize yardımcı olacak, spor programı ve beslenme önerileri…

1. Ece Vahapoğlu kimdir, neler yapar?

Babam Adanalı, annem Saraybosnalı… İstanbul’da tanışıp evlenmişler. Ben ve kız kardeşim İstanbul’da doğduk. İstanbul’dan yurtdışında lisans ve yüksek lisans yapmak için ayrıldım. İtalya’da üniversitede İşletme okudum, Fransa’da Uluslararası İlişkiler yüksek lisansı yaptım. Gerek sunuculuk gerekse seminer vermek için işim gereği çok seyahat ederim. Farklı kültürleri tanımak hoşuma gidiyor. Sürekli öğreniyorum. Öğrenmek ve bildiklerimi paylaşmaktan zevk alırım. Yazarlık ve sunuculuk mesleklerini coşkuyla hayata geçiriyorum. Kitap yazmak kadar okumaktan da çok hoşlanırım. Yeni sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek de ayrı bir tatmin alanım.

2. Nasıl bir yaşam tarzınız var? Bu yaşam tarzının temel hatları nasıl çizildi?

Kendime özgü, özgür bir yaşam tarzım var diyebilirim. Kararlarımı kendim alırım. Canlı TV programım ve gelen sunuculuk işleri haricinde zamanımı kendim yönetirim. Düzenli spor yaparım. Sağlıklı beslenirim. İç dünyamı huzurlu tutmak için meditasyon yaparım. Mistik konularla ilgiliyim.

3. Hayat felsefenizi oluştururken ilham aldığınız kişiler, felsefeler, akımlar ya da trendler neler? İçgüdülerinizin etkisi var mı?

Farklı ülkelerde yaşadığım için hümanist bir yaklaşımla dil, din, ırk ayırt etmeden insanların pozitif yönlerine odaklanırım. Mutlu biriyim. Hislerime güvenirim. Zaten hayal dünyası geniş olan sanatkar balık burcuyum. Kişisel gelişim kitapları okur, çeşitli eğitimlere katılırım. Nevşah Fidan ile nefes terapisi yaptım. Beyni kullanma metodu olan Silva eğitimi de aldım. Seda Diker’in ilişki workshopuna katıldım. Paulo Coelho’nun ve Pierre Franckh’ın kitapları başucumdadır.

4. Yaşam tarzınızı insanlarla paylaşma arzusu, haberciliğin verdiği bir içgüdü mü?

Öğrendiğimi hemen paylaşmak isterim. Çocukluğumdan beri içgüdüsel bir durum bu. Öğrendiğimi ilk kardeşime öğretirdim. Okulda arkadaşlarıma yardımcı olurdum. Gazetecilik mesleğini seçmem üniversite sonrası olduğu için yaşam tarzımı paylaşma arzusuna içimden gelen bir sevgi paylaşımı diyebiliriz. Tabii bünyem haberci refleksi de barındırmıyor değil. Sosyal medyayı da aktif kullanırım; takipçilerim çoğu şeyi bilir.

5. Uluslararası ilişkiler gibi bir alandan wellness alanına geçiş sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz? Sizce bu iki alan birbirini herhangi bir şekilde destekliyor mu?

Uluslararası İlişkiler profesyonel mesleğime katkı sağlayacak bir eğitim. Wellness ise bir yaşam biçimi. Spor hem hayatımın vazgeçilmez parçası hem de artık profesyonel olarak iş edindiğim önemli bir alan.

6. Nasıl bir spor programınız var? Hangi sporları yapıyorsunuz?

15 senedir spor yaparım. ’60 Günde İdeal Vücut’ kitabımla birlikte daha bilinçli spor yapar ve daha sağlıklı beslenir hale geldim. Haftada 5 kez spor yaparım. Kimi zaman spor salonuna giderim, kimi zaman evimde kendi vücut ağırlığımla egzersizler yapar, kimi zaman da sahilde veya ormanda koşuya çıkarım. Fitness ağırlıklı çalışırım. Kardiyomu da atlamam. Tenis oynarım, at binerim. Direkt spora girmese de son dönemde tango dansına da başladım.

7. Nasıl bir beslenme programınız var? Tercih ettiğiniz besinleri bulmakta güçlük çekiyor musunuz? Beslenme tarzınıza uygun, tercih ettiğiniz mekanlar nereler?

Kitabımda da yazdığım gibi, gereken proteini, karbonhidratı, vitamini, yağı, minerali aldığım dengeli bir beslenme tarzım var. Günde 3 ana ve 2 ara öğün yiyorum. Evimde ve kulisimde sağlıklı atıştırmalıklar bulunduruyorum. Organik beslenmeyi tercih etsem de her zaman mümkün olmuyor. Salata balık çok sevdiğim için Arnavutköy’deki Adem Baba’ya sık giderim; hızlıca yer çıkarım. Sadece haftada bir kırmızı et yerim; onun için de Nusret ve Günaydın Steakhouse’ları tercih ederim. Suşi için tercihlerim Sunset ve Zuma. Ama hayalimdeki, sadece sağlıklı ve lezzetli besinlerin olduğu bir restorana rastlamadım.

8. Kişilerin kendilerini yüksek tutacak bir hayat tarzı uygulamaya çalışması, modern toplumun bir dayatması mı yoksa herkes bir süre sonra kendisi için bir şeyler yapmaya ihtiyaç mı duyuyor? Sizde bu süreç nasıl şekillendi?

Göz önünde olduğum bu mesleği seçmeden önce de kendime dikkat ederdim. Sağlıklı yaşam tarzı içten gelince daha etkili olur. Toplum dayatması veya geçirilen bir rahatsızlık sonrası kendine dikkat etmek bence geçici çözümler. İnsanın önce kendisini sevmesi önemli. Ben ruh ve beden sağlığım için böyle yaşamayı tercih ediyorum. Ancak işime saygı duyduğum ve ister istemez bir rol model olarak da gösterildiğim için, iç dünyam kadar dış görüntüme de önem veriyorum.

9. Uplifers okuyucularına fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı ve bütün olabilmeleri için önerileriniz nelerdir?

Derin nefesler alıp sakinleşip, iç dünyalarına dönmelerini öneririm. Düzenli spor alışkanlığı edinmeleri de hem fiziksel hem de enerjisel güçlerini artıracaktır. İlham veren kitaplar okumalarını tavsiye ederim. Ve hep sevgi, sevgi, sevgi

10. Uplifers hakkında neler düşünüyorsunuz?

Uplifers, belirli bir hayat tarzını benimseyenler ve öğrenmek isteyenler için iyi düşünülmüş bir site.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale