Duygular ihtiyaçlarınızın elçisidir: Size getirdikleri mesaja dikkat edin

Tam da şu an neye ihtiyacın var?” Sanırım hayatta karşılaştığım en gerçek sorulardan biri. Genelde ihtiyaçlarımız beklentilerle oldukça karışıyor, bir de üzerine “beklentin olmazsa üzülmezsin” diye sorgulamadan kendimizi sığdırmaya çalıştığımız bir cümlemiz var. Beklentiler bir yana ihtiyaçlarımızın çok kıymetli olduğuna inanıyorum, bugün biraz onlardan bahsetmek istiyorum. O yüzden şimdi dikkatini kendine çevirip neye ihtiyacım var diye sormak ve bir cevap gelmesini beklemek ister misin? Belki bedeninin esnemeye, zihninin içindekileri akıtmaya, ruhunun sükunete ihtiyacı vardır, kim bilir? Belki bir dokunuş veya serin bir bardak su gibi daha basit cevaplar da yükselir, denemek ister misin?

İhtiyaçlarım üzerinden konuşmayı şiddetsiz iletişim ile denemeye başladım; hem kendimle hem de çevremdekilerle bağlantı kurmam konusunda bana oldukça destek oldu, hatta yeni yollar öğretti. Peki ihtiyaçlarımız neden önemli? Hayatımda defalarca gözlemlediğim iki tutum var. Biri, yakın çevremizde, bizim için önemli kişilerle kurduğumuz ilişkilerde ön plana çıkan bir tutum; onlara duygularımızı anlatıp (hatta bazen anlatmayıp) bizi anlamalarını ve ona göre davranmalarını istiyoruz. Diğeriyse özellikle iletişim kurduğumuz kişi çok yakınımız değilse sadece istediklerimizi söylüyor ve yapmasını bekliyoruz.

Bu iki tavırın ortak noktasının tam olarak aklımızdan veya kalbimizden geçeni paylaşmadan karşımızdakinden bir şeyler beklemek olduğunu söyleyebiliriz. Aslında ihtiyacının farkında olmak onu karşılamaya bir adım daha yaklaştırıyor bizi; çünkü hem aradan tahmini çıkarıyoruz, hem de asıl konuyu paylaştığımız için iletişim kurduğumuz kişiyle daha yaratıcı çözümler üretmeye imkan yaratıyoruz.

Örneğin bir arkadaşına gücendiğini varsayalım, duygun çok güçlü olsa da ihtiyacın sadece onun güvenini ve desteğini hissetmek olabilir. Neden gücendiğini açıklamaktansa “Senin benim yanımda olmana çok ihtiyacım var çünkü hayatlarımıza eşlik ediyoruz ve bu benim için çok kıymetli. Bunu kaybetmek istemediğim için de şu an böyle hissediyorum” demek nasıl geliyor kulağa? Veya iş yerinde birlikte çalıştığın kişiden belli bir raporu düzenli olarak istediğini ve onun da tutarlı bir şekilde sana iletmediğini varsayalım. Raporun gönderilip gönderilmemesi bir yana, onu neden talep ettiğini ve onun senin kararlarına saygı duymasına ihtiyacın olduğunu söylemek konuşmanın seyrini etkileyebilir. Hatta belki o raporun sana sağlayacağı bilgiye başka bir şekilde ulaşma yolu da vardır, belki o da sana yeni bir şeyler önerebilir.

Duygular ihtiyaçlarımızın elçileri, güçlü ulaklarımız yani. O yüzden ihtiyacımızı bulmak için öncelikle dikkatimizi duygulara çevirmek gerekiyor, çok da kapılmadan duyguları izlemek bize farklı perspektifler sağlıyor. Bununla birlikte onların bir mesaj taşıdığını hatırlamak gerek: İhtiyaçlarımızın karşılanıp karşılanmadığını söylerler bize. Şiddetsiz iletişimde deniliyor ki bizim “pozitif” diye adlandırdığımız duygular karşılanan ihtiyaçlarımızın, olumsuz duygularsa karşılanmayan ihtiyaçlarımızın dışavurumudur. Yani bu çalışmayı kendini çok canlı ve motive hissettiğinde veya hüzünlü ve dalgın hissettiğinde dikkatini ihtiyacına getirerek deneyebilirsin. Umarım iyi, kötü demeden tüm duygularımızın arkasında yatan ihtiyaçları anlamayı neden kıymetli bulduğumu biraz olsun aktarabilmişimdir.

Şiddetsiz iletişimde sorulmadan önerilerde bulunulmamasına rağmen şimdi sana ufak bir teklifim var! Önümüzdeki hafta boyunca duyguların seni ziyaret ettiklerinde “Ben neden böyle hissediyorum?” diye düşünmek veya onları bastırmak yerine “Acaba bu duygunun gerisinde hangi ihtiyacım bana ulaşmaya çalışıyor?” diye sormaya ne dersin? Hatta dilersen cevapları benimle de paylaşabilirsin…

İlginizi çekebilir: Mutluluğunuza katkıda bulunmak elinizde: İlham verici 5 öneri

Seza Aslanbaş Yoga Eğitmeni
ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey ... Devam