X

Dünyanın eşsiz mimarisiyle öne çıkan en iyi konser mekanları

Dünyadaki en iyi akustiğe sahip konser mekanlarını belirlemenin objektif bir yolu ne yazık ki bulunmuyor, bu sebepten dolayı genelde subjektif değerlendirmelere odaklanılıyor.

Akustik danışmanları artık yeni konser merkezleri tasarımında kilit rol oynuyorlar:

‘Bugünün objetif kriterleriyle, herhangi biri iyiyle mükemmel arasında bir noktada konser salonu planlayabilir’ diyor Brekke & Strand Akustikk şirketinde üst düzey akustik danışmanı Magne Skalevik.

Şu an için, konser salonlarını değerlendirmenin en efektif yolu yine subjektif bir değerlendirmeden geçiyor. Akustik efsanesi Leo L. Beranek, tüm dünyada gerçekleştirdiği röportajlar sayesinde konser salonlarını değerlendirmemize yarayacak çok çeşitli kriterler belirledi. Bu yılın başlarında, Skalevik’te gerçekleştirdiği çalışmayı da hesaba katarak güncellenmiş listeyi yayınladı.

Beranek, genellikle dikdörtgen biçiminde, döşeme koltuklara sahip mekanlara daha yüksek puan veriyor. Günümüzde ne yazık ki birçok yeni salonda görsel tasarım, genişlik ve konfor için ses kalitesi kurban ediliyor.

‘Mimarlar genelde ayakkabı kutusu şeklinde tasarımlardan çekiniyorlar; çünkü orijinallik göstermiyorlar. Bu yüzden yeni tasarımlar, geçtiğimiz günlerde açılan Philarmonie de Paris gibi oluyor. Mükemmel koltuklar var; fakat izleyiciler her yere oturabildikleri için ve akustik her yerde farklı olduğu için, ben bazı yerleri akustik açısından tatmin edici bulmuyorum.’ diyerek haklı eleştirisini dile getiriyor Beranek.

İşte Beranek’e göre en iyi konser salonları:

Musikverein, Avusturya

Musikverein, dikdörtgen şeklinde bir salon olup, 1744 kişilik oturma kapasitesine sahip. 1870 yılında açılan salon için dünyaca ünlü orkestra şefi Bruno Walter şunları söylüyor: ‘Burası kesinlikle dünyanın en iyi salonu. İçerisinde hem gücü hem de güzelliği barındırıyor. Müziğin bu kadar güzel olduğunu buraya gelene dek keşfetmemiştim.’

Beranek ‘Concert Halls and Opera Houses’ adlı eserinde Musikverein için şunları dile getiriyor: ‘Dikdörtgen şeklinden, görece küçük boyutundan, uzun yankılanma süresi sağlayan yüksek tavanından, düzensiz iç yüzeyinden ve iç sıvasından ötürü mükemmel bir akustiğe sahip.’

Senfoni Salonu, Boston, ABD

Senfoni Salonu 1900 yılında kapılarını açtığı günden beri insanları büyülemeye devam ediyor. Ayakkabı kutusu (shoebox) şeklindeki tasarımıyla göze çarpan salon, 2625 oturma kapasitesine sahip.

Harvard Üniversitesi’nden Profesör Wallace Clement Sabine’nin planında katkıda bulunduğu salonda, yankılanma süresini artırmak ve ölçmek için dönemine göre yeni teknikler kullanılmış.

Bruno Walter’ın Senfoni Salonu hakkındaki söyledikleriyse oldukça çarpıcı: ‘İlk kez buraya geldiğimde dahi akustiğe tutuldum. Burası Amerika’nın en asil konser salonlarından biri.’

Concertgebouw, Hollanda

Ayakkabı kutusu şeklinde tasarımıyla büyüleyen Concertgebouw, 1974 koltuğa sahip ve yaklaşık 130 yıldır sanat severlere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Konzerthaus Berlin, Almanya

Konzerthaus Berlin, ayakkabı kutusu şeklinde olup 1600 sanat severi aynı anda ağırlayabilecek kapasitededir. 1821 yılında kapılarını açan mekan, 2.Dünya Savaşı’nda zarar gördüğü için yenilenmiş ve kapılarını yeniden 1984 yılında açmıştır.

Tokyo Opera City Concert Hall, Japonya

1632 kişi kapasiteli Tokyo Opera City 1997 yılında açıldı. Beranek, akustik danışman olarak bu eşsiz projede görev aldı.

Stadtcasino Basel, İsviçre

1500 kişi kapasiteli Stadtcasino Basel 1876 yılında açıldı. Mükemmel mimariye sahip olan salon, akustik olarak da dinleyicilere müzik ziyafeti sunuyor.

Symhony Hall, İngiltere

1991 yılında açılan salon 2262 kişi oturma kapasiteli. Oldukça başarılı bir akustik uzmanı olan Russel Johnson projede görev aldı.

Culture and Congress Centre, İsviçre

1840 kişi kapasiteli salon Jean Nouvel tarafından tasarlandı ve 1998 yılında açıldı. Akustik uzmanı olarak Johnson bu projede de görev aldı.

David’s Hall, Galler

Amfi şeklinde dizayn edilen salon, Seymour Harris Partnership mimarlık şirketi tarafından 2000 kişi kapasiteyle tasarlanmış ve 1982 yılında kapılarını açmıştır.

Meyerson Center, Amerika

2062 kişi kapasiteli ve I.M Pei tarafından dizayn edilen salon 1989 yılında açıldı. Johnson projede akustik uzmanı olarak görev aldı.

Walt Disney Konser Salonu, Los Angeles

Walt Disney Konser Salonu, Los Angeles’ta bulunan Los Angeles Music Center’ın 4 konser salonundan biri. 2265 kişi kapasiteli salon aynı zamanda Los Angeles Filarmonu Orkestrası ve Los Angeles Büyük Korosu’na (Master Chorale) ev sahipliği yapıyor.

İlgili yazı: İstanbul’un en önemli çağdaş sanat mekanları

1987 yılında Walt Disney’in eşi Lilian Disney’in kocası için düşündüğü proje mimar Frank Gehry tarafından hayata geçirildi. Kusursuz mimarinin gözler önüne serildiği Walt Disney Konser Salonu 2003 yılında kapılarını açtı.  

Kaynak:

Businessinsider.com

Twistedsifter.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale