X

Doğadaki 5 elementi tanıyor musun: Senin elementin hangisi?

Kendinizi bir ormanda hayal edin… Küçük bir derenin kenarına oturmuşsunuz, suyun kayalara çarptıkça çıkan sesini dinliyorsunuz… Ağaçların rüzgârla sallanan dallarının arasından içinizi ısıtan güneş ise masmavi gökyüzünde sakin…

İşte size 5 element; etrafta gördüğünüz bütün bitkiler, ağaçlar, çiçekler “Ağaç” elementi, dere “Su” elementi, suyun içindeki mineraller, “Metal” elementi, ayağınızı bastığınız, bulunduğunuz alan “Toprak” elementi ve evrenimizdeki en güçlü enerji olan; Güneş ise “Ateş” elementinin temsilcisi…

Evet, 5 elementi anlamak için farkındalığımızı doğaya çevirmemiz yeterlidir çünkü Doğa en büyük öğreticidir. Doğanın yasalarını incelediğimizde, 5 elementin evrenimizdeki işleyişini de anlamak daha kolay hale gelir. Taocu Doğa Ekolüne göre 5 element kavramı sadece, doğayı anlamak için değil, tıp, tarım, günlük yaşam, siyaset için de kullanılmıştır. 5 element içinde bir sürü özellik vardır. Hem doğa, hem de onun küçük ölçekteki birimi olan insanlara egemen olan enerji yasalarını da içinde barındırır.

Her elementin, mevsimi, hava durumu, rengi, şekli olduğu gibi insan vücudunda da organı, sesi, tadı ve de duygusu vardır… Aynı doğanın ve mevsimlerin her yıl sürekli tekrar eden döngüleri gibi, insanların da içinde değişim döngüleri bulunur. Doğayı büyük, makro kozmos evren diye nitelersek, insanı da küçük ölçekteki mikro kozmos olarak değerlendirebiliriz. Yani doğada gördüğümüz her şey bir şekilde daha küçük ölçekte içimizde de mevcuttur.

Geleneksel Taocu görüşe göre; 5 element evrendeki canlı-cansız bütün varlıkların yapı taşıdır… Dünyadaki her şey de bu 5 elementin bir yansımasıdır. Ağaç, Ateş, Toprak, Metal, Su… Elementler evrenseldir ve her birinin döngüsel davranışı yaşam enerjisi dediğimiz “Chi”nin 5 Yin ve 5 Yang durumlarını oluşturur.

Mevsimlerden yola çıkarak bu 5 elementin işleyişini anlamak her zaman daha kolaydır. Her mevsimin kendine özgü nitelikleri ve ona karşılık gelen elementi bulunur. Ve her mevsim değişiminde, bedenimiz, zihnimiz, duygularımız, ruh halimiz, yediğimiz besinler, giydiğimiz kıyafetler de değişim gösterir… Biz doğaya uyum sağladıkça, doğa bize arka çıkar, kollar, sağlığımızı, duygularımızı olumlu yönde etkiler.

Şu anda içinde bulunduğumuz mevsimi ele alalım… İlkbahar mevsimi yaklaştıkça, mucizevi doğa tekrardan uyanmaya, bitkiler filizlenmeye, etraf yeşermeye, çiçekler tomurcuklanmaya başlar. Geceler kısalırken, günler uzar. Böylelikle Yang enerjinin de doğumu başlamıştır. Yaklaşan ilkbahar “Ağaç “ elementinin karşılığıdır…

Ağaç yeni başlangıçları, gelişmeyi ve büyümeyi sembolize eder. Her şeye hayat veren olumlu bir yapısı vardır… Bu olumluluk bizim duygularımıza da yansır; coşku ve yeni heyecanlar hissederiz. Bedenimiz yavaş yavaş ısınan havanın etkisiyle gevşerken, mevsime uygun olarak, kıyafetlerimiz hafiflemeye, taze sebzeler sofralara girmeye başlar. Ağaç elementinin özelliğine uygun olarak, bizim de yeni başlangıçlara, olumlu düşüncelere, minnete ve eski her türlü eşya-kişi-duyguyu yenilemeye ihtiyacımız vardır. Ağaç elementinin rengi yeşil, şekli dikdörtgen, vücutta karşılık geldiği organı karaciğer ve gözler, tadı ekşi, duygusu da öfkedir…

Bundan sonra gelecek olan mevsim yazdır… Yaz mevsiminin elementi “Ateş”tir. Yang Enerjinin zirve yaptığı dönemdir. Enerji artık iyice olgunlaşmış ve çiçek açmıştır. Güneş artık en canlı ve sıcak haliyle tepededir. İçimizi ısıtan bu sıcaklık duygularımıza da Ateş elementinin özellikleri olan iyimserlik, neşe, tutku, sevgi ve heyecanı katar… Gençlikte her yaz aşık olduğunuz günleri, dostlarınızla geçirdiğiniz bol kahkahalı uzun yaz akşamlarını hatırlayın…. Artık, kıyafetlerimizle beraber, içimizdeki ısının artışını soğutmak amacıyla tükettiğimiz besinler de hafiflemiştir. Ateş elementinin rengi kırmızı, şekli üçgen, vücutta karşılık geldiği organı kalp, kan ve dil, tadı acı, duygusu ise sevinçtir. 

Ve yavaş yavaş güneşin yakıcı etkisi zayıflamaya başlar. Yin ve Yang enerji tarafsız durumdadır. Yaz sonu hasatları başlamıştır. “Toprak”, aynı Toprak ana gibi üzerine ekilen fidana cevap verir, büyütür, geliştirir. Toprak ana gibi hiçbir karşılık beklemeden her zaman vericidir. Enerjisi dengeli, güvenli ve destekleyicidir. Mevsimler arasındaki geçiş dönemidir. Bedenimizde ise besin maddelerinin yiyeceklerimizden yine bir çeşit hasat edilmesini ve sindirilmesini sağlayan mide, dalak ve pankreasa karşılık gelir… Bu dönem o yazdan kalma coşkulu duygularımızın sakinleşmeye başladığı, iç huzuru, anlayış ve empati ile dolu bir dönemidir. Toprak elementinin rengi sarı, şekli kare, tadı tatlı, duygusu ise güven, açıklık, adalettir…

Yapraklar dökülmeye, günler soğumaya ve kısalmaya başlar. Artık ağaçlar, üzerlerindeki meyvelerini bırakmaya, içeriye doğru çekilmeye ve büzüşmeye başlarlar… Yin enerji tekrar yükselişe geçmiş, sonbahar gelmiştir. Sonbaharın elementi “Metal”dir. Ağaçlardan düşen yapraklar veya meyveler gibi bu dönem, işimize yaramayacak, gerekli olmayan ve bizi beslemeyen “çürümüş” duygulardan ve olaylardan uzaklaşıp bırakmak, değerli olanların peşinden koşmanın dönemidir. Bedenimizde; akciğer ve bırakma eylemini gerçekleştiren kalın bağırsak organları ile temsil edilir. Metal elementinin rengi beyaz, şekli dairesel, tadı çürümüş gibi keskin, duygusu ise bırakmanın yarattığı hüzündür.

Ve artık havalar iyice soğumuştur. Doğa uykuya geçmiş, sessizce beklemededir. Yin enerji zirve yapmış, olduğu noktada durağan ve karanlıktır. Tam da doğa gibi artık yavaşlamanın zamanıdır. Yaz boyunca depolanan enerjinin korunacağı, ilkbaharda başlayacak faaliyetler için hazırlıkların yapılacağı günler gelmiştir. Kazaklar çıkmış, besinlerden enerjiyi korumaya ve vücudu ısıtmaya yönelik daha ağır ve doyurucu yiyeceklere geçiş başlamıştır. Soğuyan beden, sıcak çorbanın peşindedir. Mevsim kış; elementi ise “Su”dur.

Bu dönem yağan yağmurlar ve kar doğayı temizler ve gelecek dönem için su depoları oluşturur. Su elementinin duygusu korkudur. Bu da yaşamda kalabilmek için, bilinmeyenin gölgesinde bireyin mücadelesi, arayışı ve bilgeliğidir. Su elementinin rengi siyah, şekli dalgalı, tadı ise tuzludur. Vücutta böbrekler, idrar torbası ve kulak ile ilişkilidir…

Mevsimlerin döngüsü gibi elementlerin de kendi aralarında döngüleri vardır… Yapıcı döngüde, Ağaç elementi, Ateş elementini besler. Bunu Ateşi artırmak için odun atmamız gibi de düşünebiliriz. Ateşin küllerinden Toprak oluşur. Toprağın içinde değerli mineraller, yani Metal vardır… Mineraller suya geçer. Su ise Ağacı besler. Tıpkı en doğalından bir tekerleme gibi. Elementler birbirlerini destekledikleri gibi, birbirlerini yok etmeye veya ele geçirmeye de çalışırlar. Örneğin Ağaç, Toprağı tutar, hareketini engeller. Toprak, Suyu çamura döndürür, bulanıklaştırır. Su, Ateşi söndürür, Ateş, Metali eritir. Metal ise Ağacı keser.

Evet, elementler evrensel ve içlerinde ciddi bir bilgi taşıyorlar. Bu bilgi ile evreni ve bedenimizi, duygularımızı anlamamızı kolaylaştırıyorlar. 5 element teorisini kullanarak, bu bilgiyi farklı alanlarda ortaya çıkarmamız mümkün… Feng Shui ile, mekânlarımızda çıkan elementleri dengeleyerek içinde huzuru, sağlığı, başarıyı yakalayabileceğimiz mekânlar oluşturabiliriz. Çin Astrolojisi ile; doğum anında aldığımız etkilere bağlı olarak çıkan elementlerin ilişkilerini doğru yorumlayarak, kariyerimiz, ilişkilerimiz, potansiyelimiz, sağlığımız konularında, ömür boyu bize yol gösterecek pusula oluşturabiliriz. Çin tıbbı ise; kişinin beden, duygu ve psikolojik durumunu 5 element teorisini esas alarak bütüncül olarak değerlendirir. Sadece hastalığın semptomuna göre değil, hastalığa neden olan duyguyu veya yaşam biçimini de değerlendirir. 5 elementin yorumu, kişiye daha hastalanmadan sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlayacak bilgileri de verir.

Evet, her elementin, her kişinin haritasında anlatacağı bir öykü mutlaka vardır. Bu öykülere kulak vererek, kaliteli bir hayat sürmeyi hepimiz başarabiliriz… Peki senin elementlerin neler anlatıyor?

İlginizi çekebilir: Bahar mevsimini karşılarken evlerimizde olumlu enerjiyi arttırmanın yolları

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale