X

Depresyon bulaşıcı mıdır?

Yakınınızdaki birisi grip olduğunda, sizin de onu kapma ihtimaliniz olduğunu bilirsiniz. Bakteri ve virüslerin bulaşan doğasına dair her şeyi biliyoruz. Peki ya ruh hali ve ruh hastalıkları ne durumda? Depresyon bulaşıcı olabilir mi? Hem evet hem de hayır.

Depresyonun bulaşıcılığı grip gibi değildir ancak ruh hali ve duyguların yayılma eğilimleri vardır. Birisinin güldüğünü görünce sizin de güldüğünüz hiç oldu mu? Veya bir arkadaşınızın devamlı şikayet ettiğini dinleyip siz de negatif hissetmeye başladınız mı? Ruh hali ve depresyon belirtileri bu şekilde yayılmacı olabiliyorlar. Birisinden depresyon kaptığınızda bu sürecin nasıl işlediğine, bilimin ne dediğine ve ne yapacağınıza göz atalım.

Depresyonun bulaşıcılığı nasıldır?

Depresyon ve diğer ruh halleri ilginç bir bulaşıcılığa sahiptirler. Araştırmalara göre tek yayılabilen şey depresyon değil. Sigara içme davranışında hem bırakma hem de başlama süreçlerinin hem yakın hem de uzak sosyal bağlar ile yayıldığı görülüyor. Eğer arkadaşınız sigarayı bırakırsa, sizin bırakma ihtimaliniz de daha yüksek.

İntiharın da toplu şekilde olabildiği görülüyor. Yapılan bir çalışmaya göre hem erkekler hem de kadınlarda intihar ile ölen bir arkadaş bulunması durumunda intihar düşünceleri ve teşebbüslerde bulunma oranları artıyor.

Depresyonun bulaşıcı doğası da aynı şekilde çalışıyor olabilir. Araştırmacılar sosyal bulaşma teorisi, grup duygusal bulaşma teorisi, network fenomeni gibi pek çok şekilde bulunu adlandırabiliyorlar.

Ruh halleri, davranışlar ve duyguların insan grupları arasındaki yayılmacılıkları bunun temelinde ve bu grup illa ki sevilen kişiler ve en iyi arkadaşlardan da oluşmak zorunda değil. Üçüncü derece mesafeye kadar bulaşıcılık olabiliyor.

Yani arkadaşınızın arkadaşının arkadaşı depresyondaysa, sizdeki riski de artar. Elbette aynı şey mutluluk, alkol ve madde kullanımı, gıda tüketimi ve yalnızlıkta da görülüyor.

Peki depresyon tam olarak nasıl yayılır?

Depresyonda olan kişiyle aynı bardaktan içmek kadar basit bir konu değil. Araştırmacılar hala duyguların nasıl yayıldıklarını anlamaya çalışıyorlar. Ancak bazı çalışmalarda bunun çeşitli şekillerde olabileceği belirtiliyor:

  • Sosyal karşılaştırma: Başka insanlarla olduğumuz veya sosyal medyada gezindiğimizde, kendi değer ve duygularımızı genelde başkaları üzerinden temellendiririz. Kendimizi bu karşılaştırmalar ile değerlendiririz. Yine de kendimizi başkaları ile karşılaştırmak, özellikle negatif düşünce örüntülerine sahip olanlarda ruh sağlığına zarar verebilir.
  • Duygusal yorumlama: Bu başkalarının duygularını yorumlama şeklimizdir. Arkadaşınızın duyguları ve sözlü olmayan işaretleri beyninize bilgi sağlarlar. Özellikle internet ve yazışmaların belirsizlik veren doğalarından dolayı bilgiler normalden daha negatif şekilde algılanabilirler.
  • Empati: Empatik bir kişi olmak iyidir. Empati başkalarının duygularını anlamak ve paylaşabilmek anlamına gelir. Ancak çok fazla odaklandığınızda ve kendinizi depresyonda olan birisinin yerine koyduğunuzda, sizde de belirtilerin görülme ihtimali doğar.

Bu depresyondaki birisinin çevresinde olmanın size doğrudan depresyon vereceği anlamına gelmez ancak özellikle yatkınlığınız varsa risk yüksek olacaktır.

Kimler depresyon kapmaya daha eğilimliler?

Eğer şu şartlara sahipseniz depresyonu kapma ihtimaliniz daha yüksektir:

  • Depresyon ve başka ruh hali bozuklukları geçmişiniz varsa
  • Depresyona genetik olarak eğilimli bir aile geçmişiniz varsa
  • Siz çocukken depresyonda olan bir ebeveyn tarafından yetiştirildiyseniz
  • Yaşamınızda büyük değişimler ortaya çıkıyorsa
  • Başkalarından onaylanma arıyorsanız
  • Stres düzeyiniz yüksekse

Genel olarak kronik sağlık problemlerine sahip olmak, nörotransmiter dengesizlikleri gibi başka depresyon risk faktörleri varsa risk daha yüksek olacaktır. Ergenler ve kadınların duygulara ve depresyona kapılma ihtimalleri daha yüksek görünüyor.

Depresyonu kimden kapabilirsiniz?

Hayatınızdaki şu insanlarda depresyon varsa sizin de yaşama veya ruh hali değişimlerine sahip olma ihtimaliniz artacaktır:

  • Ebeveyn
  • Çocuk
  • Eş veya sevgili
  • Oda arkadaşı
  • Yakın arkadaşlar

Online arkadaş ve tanıdıkların da ruh sağlığınız üzerinde etkileri vardır. Sosyal medya hayatımızda büyük yer kaplar ve araştırmacılar şimdilerde onun duygularımız üzerindeki etkilerine göz atıyorlar.

Yapılan bir çalışmada araştırmacılar sosyal medya akışında daha az pozitif haberler olduğunda, insanların da daha fazla negatif paylaşımlar yaptıkları görülmüş. Negatif paylaşımlar azaldığında da aynısı görülmüş. Araştırmacılar bunun sosyal medyadaki duyguların kendi duygularımızı nasıl etkilediğine dair bir işaret olduğunu belirtiyorlar.

Ne deneyimlersiniz?

Eğer depresyondaki birisiyle vakit geçirirseniz, sizde de bazı belirtiler ortaya çıkabilirler. Bunlar şöyle:

  • Pesimistik ve negatif düşünceler
  • Umutsuzluk
  • Huzursuzluk ve sinir hali
  • Anksiyete
  • Genel memnuniyetsizlik ve üzüntü
  • Suçluluk
  • Ruh hali dalgalanmaları
  • İntihar düşünceleri

Depresyona yakalandıysanız ne yapmalı?

Herhangi bir ruh sağlığı problemi yaşıyorsanız, her zaman profesyonel bir yardım alabilirsiniz. Eğer bir kriz içinde olduğunuzu hissediyorsanız, acili arayabilirsiniz.

Araştırmacılar eşlerin depresif belirtilerinin partnerdeki depresyonu işaret edebildiğini belirtiyorlar. Ancak endişelerinizi sevdiğiniz birisiyle paylaşmak zor olabilir. Depresyon sahibi pek çok insan bunun için utanç veya suçluluk duyar. Bulaşıcı birisi gibi görülmek insanları üzer.

Bunun yerine bu duygu ve belirtileri birlikte aşmak iyi bir fikir olabilir. Aşağıdaki ipuçlarından faydalanabilirsiniz.

Grup buluşmalarını kontrol edin: Depresyon için davranışsal terapi, mindfulness veya stres boşaltma odaklı grup buluşmalarına gitmek faydalı olabilir. Grup içerisi güvenli bir ortamdır ve size yalnız olmadığınızı hissettirir. İnternet üzerinden bu tür gruplara erişebilirsiniz veya doktorunuza danışabilirsiniz.

Birlikte terapiste gidin: Birlikte terapiste gittiğiniz zaman ikiniz için de işe yarayacak başa çıkma mekanizmalarını öğrenebilirsiniz. Ayrıca partnerinizin terapi seanslarında orada bulunma izni de isteyebilirsiniz.

Birbirinizi destekleyin: Birlikte çalışırsanız süreci daha kolay atlatabilirsiniz. Bu süreçte ikinizin de kendinize iyi bakması, iş veya okula gitmesi, ihtiyaçlarını gidermesi, iyi beslenmesi ve spor yapması gerekir.

Birlikte meditasyon yapın: Gününüze meditasyonla başlamak veya bitirmek zihninizi sakinleştirir ve negatif düşünce örüntülerini değiştirebilir.

Yardım alın: Bir ruh sağlığı uzmanına görünmek fayda sağlayabilir. Size öneriler verebilir, tedavi planları sunabilir ve ihtiyacınız olan doğrudan desteği sağlayabilir.

Sosyal medya alışkanlıklarım nedeniyle böyle hissediyorsam ne olur?

Eğer ruh halinizdeki değişimler ve ruh sağlığı problemlerinizin sosyal medyadan kaynaklandığını düşünüyorsanız, onlara harcadığınız zamanı sınırlandırın. Hesabınızı tamamen kapatmanıza gerek yok ancak bu da işe yarayabilir.

Sosyal medyadaki zamanınızı sınırladığınızda, başkalarından etkilenme süreniz de azalır. Böylece hayatınızda bir denge yaratabilirsiniz.

Elinizden bırakamıyorsanız bir alarm kurabilirsiniz. Ayrıca uygulamaları telefondan silip sadece bilgisayardan takip de edebilirsiniz.

Depresyonu yayan kişi bensem?

Depresyondaki pek çok insan başka insanlara yük olduğunu düşünür.

Duyguların yayılma eğilimleri olduğu için kendinizi izole etmenize veya sizi rahatsız eden şeylerden bahsetmeyi bırakmanıza gerek yok. Endişeleriniz varsa profesyonel yardım almanız iyi olur. Terapist depresyon ve negatif düşünceler konusunda yardımcı olacaktır. Pek çok terapist yanınızda eşinizi veya arkadaşınızı getirmenize de izin verebilir.

Sonuç olarak depresyonla bağlantılı duygular bulaşıcı olan tek duygular değildirler. Mutluluğun da bulaşıcı olduğu belirtiliyor.

Araştırmalara göre kendini mutlu insanlar ile çevreleyen insanların gelecekte mutlu olma ihtimalleri de daha fazla görülüyor. Bu da mutluluğun kişiler arasında bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla depresyon de bulaşıcı ancak mutluluğun da aynı şekilde olduğunu unutmamak gerekiyor. Aklınızda bunu tutarsanız, başkalarının davranış ve duygularının sizinkiler üzerindeki etkileri üzerinde farkındalığınız olabilir.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Depresyon türleri ve onları tanıma yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale