X

Demans hastalığının yönetiminde müzik terapisi etkili bir araç mı?

Demans, beynin belirli bölgelerindeki sinir hücrelerinin fonksiyonunu negatif bir şekilde etkiliyor. Hafıza kaybına yol açan bu hastalık, halk arasında bunama olarak da biliniyor. Günümüzde çoğu demans türünün tedavisi bulunmuyor ve bu hastalığın semptomlarının kontrolü için ilaç tedavisi gibi bazı adımlar atılabiliyor. Güncel bir çalışma ise alışılagelmiş yöntemler yerine müzik terapisinin demans hastaları için kullanılabileceğini kanıtlıyor. Bu yazımızda, bu çalışmanın şaşırtıcı bulgularını sizlerle paylaşıyoruz.

Müzik demans yönetiminde hayati bir araç olabilir mi?

Anglia Ruskin Üniversitesi ve Cambridgeshire ve Peterborough NHS Foundation Trust araştırmacıları, iki Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS) demans bölgesinde yenilikçi bir pilot uygulama gerçekleştirdi. MELODIC isimli bu uygulama, müzik terapisini demans hastalarına uyarladı.

MELODIC kapsamında, bir müzik terapisti hastane servislerine yerleştirildi. Aynı zamanda, klinik müzik seansları uygulandı ve her hasta için müzikal bakım planları hayata geçirildi.

MELODIC esnasında kaydedilen hasta verilerine göre, demans hastalarının yaşam kalitesi puanlarında artış yaşandı. Buna ek olarak, hastaların semptomlarında ve rahatsızlık hissiyatlarının şiddetinde azalma gözlemlendiği de belirtildi.

Çalışma uygulanırken rutin olarak bildirilen hadiselerde herhangi bir artış görülmedi. Bununla birlikte, müzik terapisi eylemleriyle ilgili herhangi bir olumsuzluk da bildirilmedi. Negatif bir yan etkiyi beraberinde getirmemiş olan MELODIC, günümüze kadar sınırlı çalışmaların yürütüldüğü demans servislerindeki gelecek araştırmalar için kritik bir rol oynuyor.

Müzik terapisi demans hastaları için ne ifade ediyor?

MELODIC’in bulguları incelendiği zaman müzik terapisinin demans hastalarına pek çok fayda sunabileceğini fark ediyoruz. İlk olarak, bu terapi psikotropik ilaçlar gibi mevcut rahatsızlığı yönetme yöntemlerine ilgi çekici ve etkili bir alternatif oluyor.

Sağlık profesyonelleri, araştırmacılar ve demans deneyimi olan hastalar tarafından tasarlanmış olan bu uygulama, aynı zamanda yüksek sağlık maliyetleriyle de mücadele ediyor. Bu çalışma kapsamında, aylık müzik terapisti ücreti 2.025 £ olurken ekipmanlar için ilk ücret yalnızca 400 £ olarak hesaplandı. Bu fiyatlar da müzik terapisinin düşük maliyetli ve ölçeklenebilir bir bakım modeli yaratabileceğini somutlaştırıyor.

Müzik terapisinin genel faydaları nelerdir?

MELODIC isimli çalışmada bahsi geçen müzik terapisi, müziğin bir kişinin sağlığını düzeltmek ve geliştirmek için kullanıldığı bir yöntem anlamına geliyor. Bu terapi türü, fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal sağlığa yoğunlaşabiliyor. Her kişinin kendisine özgü ihtiyaçlarına göre müzik terapisi planlanıyor.

Müzik terapisi esnasında, bir terapist rehberliğinde müzik dinlenebiliyor, şarkı söylenebiliyor ve enstrüman çalınabiliyor. Bu terapi, aynı zamanda dans etmek ve şarkı yazmak gibi eylemleri de kapsayabiliyor. Ayrıca, müzik terapistleri müziğin bir bireyin günlük bakım rutininde nasıl kullanılabileceğini aile bireylerine ve bakıcılara da aktarabiliyorlar.

Müzik, stres hormonlarının seviyelerini düşürmeye yardımcı olarak derin bir rahatlama ve sakinlik hissi yaratabiliyor. Bununla birlikte, müzikle ruh hali dengelenebiliyor ve iç dünya etkili bir şekilde dışa vurulabiliyor. Şarkıların içindeki ritimler ve melodiler de demans gibi durumlarda beynin bilişsel süreçlerini uyararak destekleyebiliyor.

Müzik, aynı zamanda dikkati dağıtarak kronik ve akut ağrıların algılanan şiddetini azaltabiliyor. Buna ek olarak, müziğin tansiyon, kalp atış hızı, solunum ve motor becerileri üzerinde de olumlu etkileri olduğu belirtiliyor.

Dinlendirici bir uykuya geçmeye yardımcı olabilen müzik, iletişim becerilerini de geliştirebiliyor. Grup terapilerinde şarkı söylemek veya müzik dinlemek, bireylerin birbirleriyle bağ kurmasına ve empati yapmasına yardım ediyor.

Müzik terapisinin hem psikolojik hem fiziksel hem de sosyal faydaları MELODIC çalışmasıyla somutlaşıyor. Ulusal Sağlık ve Bakım Araştırmaları Enstitüsü (NIHR) tarafından finanse edilen bu uygulama, ilaç tedavisine başvurmadan demans hastalarının sıkıntılarının dindirilebileceğini gösteriyor.

Kaynak: Frontiers in Psychiatry

İlginizi çekebilir: Kaygı ve demans arasında nasıl bir bağlantı var?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale