X

Değişime kalp gözünden bakmak

İnsanın her şeye nasıl da alıştığını fark ediyor musunuz?

Ufak ya da büyük, iyi ya da kötü… Her şeye hızlıca uyum sağlayabiliyoruz. Aslında bu uyumlanma özelliğimiz, bizi yaşamda tutan en temel yetilerden biri. Fakat bir gün, alıştığımız şeyler hayatımızdan çıkınca; tam da bizi ayakta tutan bu özellik, bu kez canımızı yakmaya başlıyor.

Geçtiğimiz günlerde, bir sene boyunca bileğimde taşıdığım, aşramda taktığım Devi Abhaya Sutra, (korkudan özgürleşmek için takılan kırmızı kutsanmış ip) durup dururken çıktı. O an ne yapacağımı bilemedim. Sanki bir şey sona ermişti. Yeniden takmak geldi aklıma… Ama bazı şeylerin geri dönüşü olmuyor. İnsan, bir yolun sonuna geldiğini bir şekilde anlıyor. Hoşumuza gitmese de… Kabul etmek zor geliyor sadece.

Bir öğrencimle ve onun arkadaşıyla uzun bir sohbete daldık geçenlerde. Üç yıllık ilişkileri bitme noktasındaymış. Her bitiş gibi, o da yolun sonuna gelmenin ağırlığını taşıyordu kalbinde. Elbette geçerdi. Neler geçmedi ki? Ama bazı ağırlıklarla bir süre yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Ve kabul edelim, bu hiç de kolay değil.

Mutlulukla başlayan yollar, zamanla sıkışmaya başladığında çoğu zaman “acil çıkış kapısını” aramamız gerektiğini fısıldar bize. Ama her sıkışma da “git” anlamına gelmez. Bunu kendi hayatımda birçok kez deneyimledim. Hangisinde kalmalı, hangisinde gitmeli? Bu ayrımı yapabilmek, ustalık gerektiriyor. Ve işin zor yanı şu: Her deneyim yepyeni. Her seferinde yeniden karar vermek zorundayız.

Seneler önce böyle bir yoldaydım. Yolumun daraldığının, sağlıksız hale geldiğinin farkındaydım ama insan yürümeye devam etmek istiyor. Belki de “ittirirsem olur” diye düşünüyor.

Bir gün hocam, “Anne karnında sağlıklı olmayan bebek nasıl düşüyorsa, yaşamda da sağlıklı olmayan şeyler biter.” demişti. O cümle uzun süre mantram oldu.

Neden çıkış kapısına ulaşmak bu kadar zor?

Çünkü sağlıklı ilişkiler de bizi zorlar. Zorluk her zaman kaçılması gereken bir şey değildir. Hiçbir büyüme, zorlanmadan olmaz. Zorlanma varsa, büyüme vardır. Asıl mesele şu: Bu zorluk hangi zorluk?

Ne zaman gitmeli? Ne zaman çıktığımız yolun sonuna geldiğini anlarız?

Bu sorunun herkese uyan tek bir cevabı yok. Herkesin hissi, deneyimi farklı. Ama sonunda dönüp dolaşıp aynı soruya geliyoruz:

“Ne hissediyorum?”

Ve o hisle biraz kalabilirsek, yol kendiliğinden netleşmeye başlıyor. Netlik, bir meltem rüzgarı gibi usulca hayatımıza giriyor.

Evet, her şeye alışıyoruz. Ama hiçbir şeye alışmadan, bağ kurmadan yaşamak da insan olma deneyiminden uzaklaştırır bizi. Alışmak, kabul etmek, bırakmak, acı çekmek, ağlamak, gülmek, mutlu olmak…

İnsanlığımızın hem en güzel, hem de en yorucu yanına kucak açabilmek neden mümkün olmasın?

Ve mutlulukla başlayan yollar kalp yaralarına döndüğünde, “gülün dikeni” diyerek yine de yaşanmış anları hafif bir tebessümle karşılayabilir miyiz?

Elbet ki, bir gecede olmuyor ama kişisel hayatımda kullandığım bir yöntemim var. Acaba sorusu ile yaşamamak için konu ne olursa olsun, elimden gelenin fazlasını yapmayı seçiyorum.

Sonra bir an geliyor tüm bunlara rağmen kalbim sıkışmaya, ayaklarım geri geri gitmeye başlıyor. İşte orası olası bir bitişin de işareti oluyor, arkadaşlar.

Ve ben ne zaman bu bitişi görmek istemesem (konu ne olursa olsun) hayatın darbesi bir o kadar da sert oluyor.

Ve görmezden geldiğim gerçeğin çağlayanı altında eziliyorum.

İnanıyorum ki; işaretleri vaktinde kalp gözümüzle okuyabilirsek, yolumuz netleşecektir.

Kalp gözü mü ne?

O hep anın içinde ve çok nettir ve ufak da olsa kuşkusu yoktur.

Vadesi dolmuş ne varsa sevgiyle kapatabilmek,

Yeni niyetlere, yollara cesaretle…

İlginizi çekebilir: Yetersizlik hissine kapılmayın: Yoga güçtür, özden gelir

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale