X

Daha akıllı ve mutlu çocuklar yetiştirmenin 10 altın kuralı

Çocuklarını kendilerinden çok düşünen ebeveynlerin en çok arzuladığı şey, onların daha mutlu ve daha akıllı olmalarıdır. Akıllı derken elbette doğuştan gelen zeka seviyesi yüksek olan bireyden değil; karakteri iyi eğitimle şekillenmiş, daha sağduyulu olan ve daha doğru kararlar veren birinden bahsediyoruz.

Kendini bilen ve mutlu bir birey olmaya giden yolun önemli bir kısmı ebeveynlerin yanında geçiyor. Bu durumda, çocuklarını ne yönde etkileyecekleri konusunda anne ve babalara büyük görev düşüyor. Daha mutlu ve akıllı çocuklar yetiştirebilmek için uzmanların önerilerinden 10 altın kuralı Uplifers okurları için derledik.

Çocuğunuzun yaşamasını istediğiniz gibi yaşayın

Bir ebeveyn olarak söyledikleriniz yaptıklarınızı; onayladığınız yaşam biçimi şu anki yaşantınızı tutmuyorsa, söyledikleriniz çocuğunuzun bir kulağından girip diğerinden çıkacaktır. Tıpkı sürekli zararlarından bahsettiğiniz halde sigara içmeye devam etmek gibi, karşılığı olmayan öğütler hiçbir işe yaramaz.

Çocuğunuzun olmasını istediğiniz birey olun. Öğüt vermeyin, yapın.

Stresi kapının dışında bırakın

Ebeveynlerin kendilerinde stres yaratan türlü sorunlarını kapının dışında bırakmaları ve çocuklarına bunları olabildiğince yansıtmamaları, daha huzurlu çocuklar yetiştirmek için şart. Stresi kapının dışında bırakmaktan kasıt, çocukları her tür sorunun dışında tutarak, pamuklara sarılmış bir şekilde yaşamalarına izin vermek demek değil elbette: Evde sürekli belli bir stres seviyesi olmasına izin vermemek.

Binlerce ailenin katılımıyla yapılan bir anket çalışmasının sonuçları da bu tezi doğruluyor. Çocuklara, ebeveynleriyle ilgili bir tek şeyi değiştirmek isteseler ne dileyecekleri soruluyor. Ebeveynler, çocuklarının muhtemelen kendileriyle daha çok zaman geçirmek isteyebileceklerini düşünedursun, çocukların dilekleri aynı noktada yoğunlaşıyor: Anne ve babalarının daha az yorgun ve stresli olmaları.

Çocuklarınıza inanın ve güvenin

Çocuklara yapılacak en değerli yatırımlardan biri onlarla gurur duyduğunuzu ve her ne istiyorlarsa başarabileceklerine inandığınızı belli etmektir. Bu, çocukları daha özgüvenli ve kendileriyle ilgili daha olumlu düşüncelere sahip, mutlu bireyler haline getirmekte önemli bir etken.

Robert Rosenthal’in Pygmalion (Beklenti) Etkisi deneyinde gösterdiği gibi, büyüklerinin kendilerine güvendiğini bilen çocuklar çok daha azimli ve başarılı oluyorlar.

Çocuklarını zekaları için değil, azimleri için ödüllendirin

Çocuklarınızı büyük oranda doğuştan gelen zeka gibi bir özellik üzerinden takdir etmek yerine, herhangi bir konuda gösterdikleri çabayı ödüllendirmek çok daha doğru. Çünkü azim, çocuğun kontrol edebileceği bir erdem. Yeterince zeki olmadığını düşünen bir çocuk kolayca vazgeçer ve kendine inanmadığı için daha büyük başarısızlıklara giden bir yola girip mutsuz olabilir.

Gerçekten ödüllendirebileceğiniz bir durum olduğunda, çocuklarınıza onları takdir ettiğinizi göstermekten ve söylemekten çekinmeyin. Tabii, bunu bir alışkanlık haline getirip, takdirin değerini azaltmayarak ve hangi konularda başarılı olduğunu açıkça anlatarak yapın. Örneğin, “Resminde kullandığın renkleri çok beğendim” gibi detaylar vermek neyi doğru yaptığını anlamasına yardımcı olacaktır.

Çocuklarınıza kitap okumayın, onlarla birlikte okuyun

Çocuğunuzla birebir vakit geçirmek, birlikte yaptığınız şey ne olursa olsun çok önemli: Yerde oturup yapboz yapmak, mutfakta bir şeyler hazırlamak, bisiklete binmek, banyo yapmadan önce beraber yüzünüzü boyamak, parkta beraber kaydıraktan kaymak…

Çocuğunuza karşı sandalyeden kitap okumak yerine; yanıbaşında, onun da resimlerine bakmasına izin vererek okumak yakınlık hissini arttırırken, çocuğun hayal gücünü ve öğrenme kabiliyetini geliştiriyor. Erken yaşta okuma yazma öğrenmeye büyük etkisi olduğu gösterilen bu yöntem sayesinde çocuklar daha da çok eğleniyor ve çocuk zihninde eğlenmek, mutlu olmak demek.

Akşam yemeklerinde tüm aile masada olsun

Çocukların depresyona girme, sigara tiryakiliği, uyuşturucu bağımlılığı gibi kötü alışkanlık ya da psikolojik sorunlar edinme ihtimalleri, aileleriyle beraber yemek yediklerinde azalıyor. Garip bir iddia gibi gelebilir; ama yapılan pek çok araştırmanın sonucu böyle. Bunlara ek olarak, aile yemeklerinin çocuklar üzerinde başka etkileri olduğu da gösterilmiş: Kelime dağarcığının gelişmesi, görgü kurallarına hakimiyet, sağlıklı beslenme alışkanlığı vb.

Michigan Üniversitesi’nde, 1981-1997 yılları arasında yapılan oldukça kapsamlı bir anket çalışmasının sonuçlarına göre çocukların evde yemek yedikleri oranda akademik başarıları artarken, davranış bozuklukları azalıyor. Dolayısıyla, her gün olmasa bile en azından önceden belirlenmiş günlerde, olabildiğince tüm ailenin bir masa etrafında olmasında fayda var.

Çocuklarınızın özgürlüğü mantık sınırları dahilinde olsun

Oldukça açık olan bir şey var: Tamamen özgür bırakılmak çocukların psikolojik gelişimi açısından doğru bir davranış değil. “Aman baskı kurmayalım” düşüncesiyle serbest yetiştirilen, davranış ve haklarının sınırlarını bilmeyen çocukların sorunlu ve mutsuz bireyler olmaları kaçınılmaz. Bunun en önemli çıktılarını, kendi özgürlüğünü başkalarınınkinin önüne koyan bencil, şımarık çocuklarda görebiliyoruz: Kendi özgürlüğünün ne zaman başka insanlarınkine müdahale ettiğini algılayamayan çocuklarda.

Öte yandan, çocukların sevdikleri şeyleri yapmasına izin vermek, örneğin oyuncaklarını dağıtmalarını beklemek; ama toplamayı da öğretmek önemli. Burada dikkat edilmesi gereken iki nokta var gibi görünüyor: Birincisi, çocukları özgür bırakmak ile onları sıkboğaz edip isyana sürüklemek arasındaki dengeyi bulmak. İkincisi ise, çocuklara çizdiğiniz sınırlar konusunda tutarlı olmak ve bir gün izin verdiğiniz bir şeyi, sırf buna hakkınız olduğu için, ertesi gün yasaklamamak.

Çocuğunuzu doğru arkadaşlıklar kurmaları için yönlendirin

Çocukların geleceğe dair planlarını oluştururken aile kadar önemli olan bir faktör de içinde bulundukları arkadaş grubu oluyor. Üstelik arkadaş etkisi sigara gibi alışkanlıkları edindirmekten öte, çoğu kez olumlu yönde kendini gösteriyor: Beraber hayal kuran ve benzer amaçlar için çalışan bir arkadaş grubunun son derece güçlü bir destek olduğunu unutmayın.

Bu nedenle çocukların arkadaşlarını sorgularken olumsuz bir tavır takınmamak, arkadaşlarıyla zaman geçirmelerini ve paylaşımlarını desteklemek, uzun vadede daha başarılı ve mutlu bireyler olmaları için önemli bir adım.

Çocuklarınızın uyku düzenlerine dikkat edin

Uyku düzenine uymak ve uykuyu yeterince almak, çocukların odaklanma problemlerini ortadan kaldırmada çok etkili bir faktör. Yapılan bir araştırmada yaklaşık 3000 öğrencinin uyku düzenleri ve aldıkları notlar karşılaştırılmış ve günde 15 dakikalık bir uykunun dahi ne denli önemli olduğu gösterilmiş.

Özetlemek gerekirse, bir saatlik bir uyku kaybı yüzünden altıncı sınıftaki bir öğrenci, bilişsel kabiliyet ve öğrenme kapasitesi açısından dördüncü sınıftaki bir öğrenciyle aynı seviyeye geriliyor. Bir diğer deyişle, düzenli olarak her gün ihtiyaç duyulandan bir saat eksik uyumak, iki yıllık bir kayba sebep oluyor.

Çocuğunuzu bir “şükran günlüğü” tutmaya teşvik edin

Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr. Robert Emmons genç öğrencilerine bir “şükran günlüğü” tutmalarını öğütlemiş. On hafta boyunca öğrenciler, o hafta başlarına gelen ve müteşekkir oldukları 5 şeyi bu günlüğe not etmişler. Bu kişilerin mutluluk seviyelerinin günlük tutmayan öğrencilerinkinden yüzde 25 daha yüksek; geleceğe dair bakışlarının daha olumlu olduğu, üstelik çok daha az hasta oldukları ortaya çıkmış.

Günlük hayatta başımıza gelen olaylar ya da tanıştığımız, bizi etkileyen kişiler bir süre sonra unutulup gidebilir. Oysa bunları yazmak, bir nevi sabitlemek ve daha sık hatırlanır hale getirmek demek.

Mutlu bireylerin daha yüksek performansa sahip olduğu ve yaptıkları her tür işte daha başarılı oldukları göz önüne alınırsa, siz de bu çok kolay kuralları uygulayarak çocuğunuzun gelişimine tahmin edemeyeceğiniz kadar olumlu katkılar sağlayabilirsiniz.

Kaynak:

Marc and Angel 
Yaman Blogcu 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale