X

Cilt bakımında yeni trend: FOREO BEAR Microcurrent ve UFO 2 yüz bakım terapisi

Canlı ve sıkı görünen, pürüzsüz, aydınlık ve ışıltılı bir cilt; özellikle yeni hücre üretiminin yavaşladığı 30’lu yaşlarla birlikte dış görünüşümüzle ilgili en çok dikkat ettiğimiz konuların başında geliyor. Gittikçe daha da belirginleşen mimik çizgileri, göz çevresinde beliren kaz ayakları, sadece birkaç dakikalığına güneşe maruz kaldıktan sonra bile anında belirginleşen lekeler, çenede ve yüz hatlarında yavaş yavaş kendini göstermeye başlayan küçük sarkmalar ayna karşısında geçirdiğimiz dakikaların çoğalmasını, bu küçük belirtileri estetik müdahale olmaksızın nasıl yok edebileceğimize dair çözüm arayışlarına girmemizi ve cilt bakım rutinimizi cildimizin gereksinimlerine göre yeniden düzenleme ihtiyacını beraberinde getiriyor. Güzellik merkezlerinde tüm bu ihtiyaçlara yönelik uygulanan oldukça zahmetli ve pahalı işlemleri ev konforunda sunabilen FOREO BEAR ve FOREO UFO 2, günlük cilt bakımında rahatça kullanılabilen ve cildinizdeki etkilerini çok kısa sürede gösterebilen iki muhteşem teknolojik cilt bakım cihazları olmalarıyla ön plana çıkıyor.

30’lu yaşlarının başındaki biri olarak düzenli uygulama sonucunda cildimdeki küçük lekelerin, ince kırışıklıkların, sarkma belirtilerinin ve gözeneklerin azalmasını sağlayan cilt bakım ürünlerinin yanı sıra; uzun araştırmalar sonucunda denemeye karar verdiğim ve yalnızca 1 ay gibi kısa bir sürede bile etkili sonuçlar almamı sağlayarak beni oldukça şaşırtan doğal yüz şekillendirici FOREO BEAR mikro akım teknolojisi ve FOREO UFO 2 yüz bakım terapisi cihazları da kullandığım ürünlerin etkilerini daha görünür kılarak günlük cilt bakım rutinimin ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Mikro akım yardımıyla yüzdeki kasları çalıştırarak cildi sıkılaştıran ve toparlayan FOREO BEAR ve tam spektrumlu led ışık terapisi, termo terapi (ısıtma terapisi), kriyoterapi (soğutma terapisi) ve T-Sonic titreşimler gibi özellikleriyle cildimin ihtiyaç duyduğu bakımı sağlayan FOREO UFO 2 cihazlarını cilt bakım rutinime nasıl entegre ettiğimi gelin yakından inceleyelim.

Cilt bakımına başlamadan önce dikkat edilmesi gerekenler

Cilt bakımına başlamadan önce, kullandığım ürünlerin cildim tarafından tamamen emilebilmesi ve etkilerini gösterebilmesi için cildimi önce makyaj kalıntılarından ve çevresel kirleticilerden tamamen temizliyorum. Hemen sonrasındaysa FOREO Serum Serum Serum ürünümü uygulayarak microcurrent bakımıma geçiyorum.

BEAR ile cildi sıkılaştıran ve sarkmaları önleyen microcurrent (mikro akım) bakımı

Cilt bakımına başlamadan, yani ellerimle yüzüme temas etmeden önce ellerimi mutlaka sabun ve suyla iyice dezenfekte ediyorum. Ayrıca güneş kreminden serumlarıma, kullandığım tüm cilt bakım ürünlerinde mümkün olabildiğince hava almayan ve tüm ürünün elle temas etmesini engelleyen pompalı ambalajları tercih ediyorum.

BEAR’ı kullanmaya başlamadan önce birkaç pompa FOREO Serum Serum Serum ile cildimi güzelce nemlendiriyorum. FOREO Serum Serum Serum’da bulunan squalen yağı hem antioksidan özellikte olması hem de gözenekleri tıkamaması nedeniyle en sevdiğim içeriklerden biri. Serumun içindeki hyaluronik asitse cildimi nemlendirerek daha pürüzsüz, nemli ve canlı görünmesine yardım ediyor. Bu serum BEAR’ın metal kürelerinin cildimde daha iyi kaymasını ve bu yolla cildime zarar vermeden masaj yapabilmesini de sağlarken, iletkenliğiyle cihazdan iletilen akımın daha derine ulaşmasına da yardımcı olduğu için hem içeriği hem de BEAR ile uyumlu olması nedeniyle bu aşamada sadece Serum Serum Serum kullanıyorum.

Serumumu cildimin tamamına eşit olarak dağıttıktan sonra telefonumdaki FOREO for You uygulamasını açıyorum ve BEAR cihazıma bağlanarak bakımımı seçiyorum. Mikro akım seviyesini belirledikten ve T-Sonic titreşimleri de ayarladıktan sonra bakım için hazırım!

Uygulamadaki modelin yönlendirmeleri doğrultusunda, BEAR’ın metal kürelerini elmacık kemiklerimden şakaklarıma doğru, çene hattımda ve alın bölgemde yukarı-aşağı hareketlerle 3 dakika süresince hafifçe bastırarak gezdiriyorum. BEAR’ın gövdesi silikon malzemeden yapılmış olduğu için kavraması oldukça kolay ve uygulama sırasında asla elimden kaymıyor.

BEAR’ı kullanmaya başlamadan önce, cildime doğrudan temas eden metal kürelerden elektrik akımı iletmenin tehlikeli olabileceğiyle ilgili endişelerim vardı. Ancak BEAR, Anti-Shock System’e sahip bir cihaz, yani cildime uygun seviyede akımı ihtiyacıma göre ayarlayabiliyor. Bu nedenle uygulama sırasında herhangi bir acı ya da rahatsız edici bir hissiyat duymadan, güvenle yüzümün her yerinde dolaştırabiliyorum. Ayrıca akım yoğunluğu ve ve yüz kaslarınıza masaj yaparak kullandığınız ürünün daha iyi emilmesini sağlayan T-Sonic titreşimler uygulama sırasında manuel olarak ayarlanabildiği için, herhangi bir rahatsızlık hissetmeniz durumunda cihazın akım ya da titreşim seviyesini kendinize göre ayarlayabilirsiniz.

Bakım sona erdiğinde -asla su geçirmediği için- BEAR’ı sudan geçirip üzerindeki kalıntıları hızlıca temizliyorum ve kurumaya bırakıyorum.

BEAR’ı yaklaşık 1 aydır, haftanın 4-5 günü, sadece 3 dakika ayırarak düzenli olarak kullanıyorum ve özellikle çene bölgemdeki sarkmaların toparlandığını, elmacık kemiklerimin çok daha belirgin hale geldiğini, yüzümün genel hatlarında bir sıkılaşma olduğunu ve cildimin çok daha genç, canlı ve aydınlık göründüğünü söyleyebilirim. 

FOREO UFO 2 ile yüz bakım terapisi

Cildim güzelce sıkılaştıktan ve rahatladıktan sonra, ihtiyaçlarına uygun içeriklerle derinlemesine bakım yapan FOREO UFO 2 ile yüz bakım terapime başlıyorum. UFO 2, beraberinde kullanılan FOREO UFO Power Maskelerdeki aktif bileşenlerin ciltteki etkisini artırmak için 45 santigrat dereceye kadar anında hızlı ısıtma, şişkinliği azaltmak ve gözenekleri küçültmek için 5 santigrat dereceye kadar anında hızlı soğutma, ciltte farklı faydaları ve etkileri bulunan tam spektrumlu 8 farklı led ışık ve nazikçe masaj yaparak ürünlerin ciltteki emilimini arttıran T- Sonic titreşimler ile her bir bakım için özelleştirilmiş yüz bakım terapileri sunuyor.

Tam spektrumlu 8 led ışık cilde nasıl faydalar sağlıyor?

FOREO UFO 2’de bulunan, her bir cilt bakımı için farklı kombinasyonlarda kullanılan ve manuel olarak da ayarlanabilen farklı dalga boylarındaki led ışıklar ciltteki farklı sorunları hedef alarak bu sorunların giderilmesine yardımcı oluyor:

  • Kırmızı led ışık ciltteki hücrelerde kolajen üretimini artırarak ve cildinizin çok daha genç ve dolgun bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.
  • Yeşil led ışık cildin farklı bölgelerindeki ton eşitsizliklerini düzenliyor ve özellikle mat olan bölgelerin çok daha canlı görünmesini sağlıyor.
  • Mavi led ışık kan akışını tetikleyerek hücrelere daha fazla besin ve oksijen iletilmesine, bu yolla hücrelerin canlılığını korumasına ve cildin çoa daha sağlıklı ve canlı görünmesine yardımcı oluyor.
  • Turuncu led ışık cildin yenilenmesini sağlayarak; içten gelen, sağlıklı bir ışıltı kazanmasına yardım ediyor.
  • Mor led ışık ciltteki ince kırışıklıkların ve kaz ayağı, mimik çizgileri, alında oluşan çizgiler gibi yaşlanma belirtilerinin önüne geçmeyi sağlarken aynı zamanda cilde aydınlık da veriyor.
  • Cam göbeği led ışık özellikle hassas ciltlerin çok sık karşılaştığı bir durum olan, çevresel faktörler nedeniyle strese giren cildi yatıştırmaya ve sakinleştirmeye yardımcı oluyor.
  • Beyaz led ışık cildi sıkılaştırarak şişkinliklerin giderilmesini sağlıyor.
  • Sarı led ışık cildi sakinleştirerek ve yatıştırarak kızarıklıkların azaltılmasına yardımcı oluyor.

FOREO UFO 2 yüz bakım terapisini nasıl uyguluyorum?

Uyguladığım bakım ve kullanacağım maske hangisi olursa olsun, önce FOREO for You uygulamasını açarak UFO 2 cihazıma bağlanıyorum ve menüdeki bakımlar kısmından o anda uygulamak istediğim bakımı ya da maskeyi seçiyorum. Cihazın arka kısmında bulunan şeffaf halkayı çıkardıktan sonra, ambalajından çıkardığım UFO power maskeleri cihazın arka kısmında kalan yuvarlağa yerleştiriyorum ve halkayı tekrar takarak maskeyi sabitliyorum. Sonrasında uygulama üstünden istediğim bakımı başlatıyorum ve cihazı cildimin her yerinde gezdirerek maskedeki tüm ürünleri cildime eşit şekilde dağıtıyorum. Uygulama sırasında ekrandaki modelin hareketlerini takip etmek, ayna kullanmadan bile ürünü cildimin her yerine eşit şekilde dağıtmamı sağlıyor.

FOREO UFO 2 ile birlikte hangi UFO Power Maskeleri kullanıyorum?

Karma bir cilde sahip olduğum için kullandığım bakım ürünlerinde hem cildimin kuru bölümlerini yeterince nemlendirecek, hem fazla sebumdan ve çevresel kirleticilerden arındıracak, hem yatıştıracak hem de yaşlanma belirtilerini geciktirecek içerikleri kullanmaya dikkat ediyorum. Bu hedeflere yönelik olarak formülize edilmiş, farklı özelliklerdeki ve içeriklerdeki maskeler olsa da; benim UFO 2’nin sunduğu terapilerle birlikte kullanmayı en sevdiğim ve cildimdeki faydalarını kısa sürede gözlemlediğim en favori üç FOREO maskem: Gündüzleri arındırıcı ve yatıştırıcı özellikleriyle Green Tea, cildimin çok kuruduğunu hissettiğim zamanlarda yoğun nemlendirici özelliğiyle Make My Day; geceleriyse yoğun besleyici ve hücre yenileyici özelliğiyle Call it a Night

Green Tea Maskesi

Oldukça hassas bir cildim olduğu için, çevresel kirleticiler ya da makyaj kalıntıları cildimde anında hassasiyet yaratabiliyor, kızarıklık ve kaşıntıların oluşmasına neden olabiliyor. Cildimin ihtiyacına göre haftada bir ya da iki kez kez uyguladığım Green Tea maske terapisi cildimi hem yatıştırdığı hem de temizlediği için en sevdiğim FOREO bakımlarından biri. Antioksidanlar bakımından zengin yeşil çay içeriği ve özellikle Çin ve Kore’de geleneksel tıp uygulamalarında kullanılan bir bileşen olan ulmus davidiana kök özü ile cildimi derinlemesine temizlerken; uygulama sonrasında cildim oldukça nemlenmiş ve aydınlık da görünüyor. 

Green Tea maskesi uygulaması sırasında cihazda sadece bu bakıma özel olarak aktive edilen terapiler şöyle: Maskede bulunan bakım ürünlerinin emilimini artıran ve kan dolaşımını hızlandıran termo terapi (ısıtma terapisi); gözenek görünümünü azaltarak cildi canlandıran kriyoterapi (soğutma terapisi); cildin rahatlamasını, mat görüntüyü canlandırmayı ve ciltteki ton eşitsizliklerini düzenlemeye yardımcı yeşil led ışık; kan dolaşımını hızlandırarak lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı mavi led ışık ve ürünlerin emilimini artıran T-Sonic titreşimler.

Make My Day Maskesi

Cildim, özellikle mevsim geçişlerinde ve yazın çok sıcak, kışınsa çok soğuk günlerinde çok hızlı kuruyabiliyor. Her zaman olmasa da, özellikle cildimin neme ihtiyacı olduğunu hissettiğim zamanlarda Make My Day bakımı inanılmaz hızlı ve yoğun bir nemlendirme sağlıyor. Bu bakımın temel bileşeni, nemlendirme ve nem tutma özelliği ile en sevdiğim içeriklerden biri olan hyaluronik asit. Ayrıca içeriğinde bulunan kırmızı alg de antioksidan içeriğiyle cildimin çok daha sağlıklı görünmesine, nemlenirken çevresel kirleticilere karşı koruyucu bir kalkan oluşmasına yardımcı oluyor.

Make My Day bakımı içeriklerinin yanı sıra, UFO 2′nin sunduğu terapilerle de cildimin çok daha nemli, genç ve canlı görünmesini sağlıyor. Make My Day bakımı sırasında aktive olan termoterapi (ısıtma terapisi) Make My Day’deki harika içeriklerin cildim tarafından emilmesine ve etiklerinin artırılmasına, yeşil led ışık cildimin daha ışıltılı olmasına ve renk eşitsizliklerinin giderilmesine, kırmızı led ışık kolajen üretiminin desteklenmesine ve cildimin çok daha dolgun görünmesine, T-Sonic titreşimlerse hem ürünlerin daha iyi emilmesine hem de led ışıkların cilde iyice nüfuz etmesine yardımcı oluyor.

Call it a Night Maskesi

Haftada 2-3 kez, gece yatmadan önce uyguladığım Call it a Night’ın etkilerini özellikle uyguladığım gecelerin sabahında çok daha aydınlık, ışıltılı ve pürüzsüz bir ciltle uyanarak gördüğümü söyleyebilirim. İçeriğinde anti-aging özellikli ginseng bulunduğu için ince çizgilerimin görünümünü gözle görülür şekilde azaltan ve cildimdeki serbest radikal hasarını gideren bu harika bakım, aynı zamanda zeytinyağı da içerdiği için cildimin esnekliğini artırıyor ve adeta bebek cildi gibi yumuşacık, pürüzsüz ve kusursuz sabahlara uyanmamı sağlıyor.

90 saniyelik Call it a Night bakımı sırasında UFO 2 tarafından aktive edilen kırmızı led ışık, farklı seviyelerdeki T-Sonic titreşimler ve termo terapiyle bir araya gelerek ürünlerin cildim tarafından daha iyi emilmesine ve içeriklerinin etkilerini daha iyi gösterebilmesine yardımcı oluyor. Sonuç: Çok daha esnek, pürüzsüz ve yumuşacık bir cilt, aydınlık ve ışıl ışıl parlayan bir yüzle uyandığım sabahlar!

UFO 2 bu şekilde her bakım ve maske için özel olarak geliştirilmiş, farklı terapi kombinasyonlarıyla cilt bakımınızdan en iyi performansı almanızı sağlıyor. Ancak maskelerde oldukça fazla miktarda ürün bulunduğu için, dilerseniz bakımınız ya da maske uygulamanız bittikten sonra, uygulamadan istediğiniz renkteki led ışığı, T-Sonic titreşim seviyesini ve sıcak-soğuk terapi seçeneklerini manuel olarak da ayarlayarak maskede kalan ürünlerle terapinizi biraz daha uzatabilirsiniz. Ancak 45 santigrat dereceye kadar yükselebilen cihaz yüzeyi direkt olarak ciltle temas ettiğinde hassasiyet yaratabileceği için; cihaz yüzeyiyle cildiniz arasında UFO Power Maskeler olmadan kesinlikle uygulamamanız gerekiyor. Cildinizde yaratabileceği hassasiyetin yanı sıra, ısıtma farklı cilt bakım ürünlerini farklı şekillerde etkileyebileceği ve formülündeki içeriklerin yapısını değiştirebileceği için farklı bakım ürünleriyle kullanırken mutlaka yapısını incelemeniz öneriliyor. 

FOREO BEAR ve UFO 2‘yi cilt bakım rutinime dahil ettiğimden beri hem cihazlarla birlikte hem de ayrı olarak kullandığım tüm ürünlerin cildimdeki etkilerinin gözle görünür hale geldiğini söyleyebilirim. Yaşlanma belirtilerine ve cilt sorunlarına henüz ortaya çıkmadan müdahale edildiğinde, ilerleyen yaşlarda ancak estetik müdahalelerle düzeltilebilecek kusurların oluşması da önemli ölçüde engellenebileceği için cilt bakımı konusunda yapılacak erken yatırımların ilerleyen yaşlarda ‘yaşlanmadan yaş almanın’ formülü olduğunu düşünüyorum.

Tıpkı ‘nasıl olsa sağlıklıyım’ diyerek yediklerimize ve içtiklerimize dikkat etmediğimizde, hareketsiz kaldığımızda ya da zararlı alışkanlıklar sürdürdüğümüzde ilerleyen yaşlarda hastalık riskini artırdığımız gibi; ‘nasıl olsa cildimde bir sorun yok’ diyerek cilt bakımını da ilerleyen yaşlara ertelediğimizde yaşlanma belirtilerinin çok daha erken ortaya çıkmasına sebep olabiliyoruz. Bu nedenle doğal yollarla cildinizi toparlamak, cilt bakım merkezinde yaptırdığınız bakımları ev rahatlığında ve konforunda, çok daha kısa sürede gerçekleştirmek ve en önemlisi, yaşınız ne kadar ilerlese de çok daha sağlıklı, ışıltılı ve canlı bir cilde sahip olmak için bu iki muhteşem cihaza mutlaka bir şans vermenizi öneriyorum.

FOREO BEAR ile hemen tanışmak ve satın almak için tıklayın.

FOREO UFO 2 ile hemen tanışmak ve satın almak için tıklayın.

Bu yazı FOREO’nun katkılarıyla hazırlanmıştır.

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale