X

Büyük Kaçış: iPhone 14 Pro ile çekilen, nefes nefese, adrenalin dolu bir kaçış hikayesi

Fotoğraf ve video çekimleri konusunda adından başarıyla bahsettirmeyi başaran iPhone 14 Pro, yeni bir gelişmeye daha imza atıyor ve hem kültürümüzde hem de tarihimizde önemli bir yere sahip olan Kapalıçarşı’yı bambaşka bir şekilde deneyimlemeye imkan sunuyor. Nasıl mı? Büyük Kaçış isimli kısa filmiyle…

Büyük Kaçış“, iPhone 14 Pro’daki kameranın yetenekleriyle neler yapılabileceğini göstererek Türkiye’nin genç neslini güçlendirmeyi ve onlara ilham vermeyi amaçlıyor. Film, Kapalıçarşı’nın dar sokaklarında koşuşturma, zıplama ve itiş kakışları yakalamak için Hareket modunun gelişmiş sabitleme yeteneklerinden; daha sürükleyici bir hikaye için odağı sorunsuz bir şekilde değiştirmek için Sinematik mod; en küçük detayları bile vurgulayan makro çekim özelliği; aksiyon sekanslarında dram yaratmak için ağır çekim; ve çeşitli aydınlatma koşullarında dinamik video için inanılmaz loş ışık performansından yararlanıyor.

Türkiye’nin kültürel mirasından ilham alan film, yaratıcı bir yaklaşımla eski ve geleneksel olanı taze ve havalı bir şeye dönüştürüyor ve seyirciyi Kapalıçarşı’yı yeni bir şekilde deneyimlemeye davet ediyor. 568 yıl önce kurulan Kapalıçarşı, 61 kapalı caddesi, 21 girişi ve 4.000’i aşkın mağazasıyla dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezlerinden biri, aslında İstanbul’un içinde ayrı bir dünya. Çarşı, Türk kültürünün eski ve geleneksel yönünü temsil ettiği için ulusal kimliğin önemli bir simgesi. Her gün 400.000 ziyaretçisi olan, labirenti andıran sokakları ile kalabalık ve kaotik bir yer olmasına rağmen, yöre halkı büyüleyici çarşının ara sokaklarına daldığında tarifsiz bir “ev” duygusu buluyor. Kapalıçarşı, bu kültürel bağlantıdan yararlanmak ve iPhone 14 Pro’nun inanılmaz kamera ve çekim yeteneklerini sergilemek için mükemmel bir yer.

“Büyük Kaçış”, üstün düzeyde kovalama hissini yaşatmak için Türkçe ezgilerle dolu bir müzik unsuruna da sahip. Bunun için ünlü müzik grubu Altın Gün dinleyicilerin akıllarından çıkaramayacakları bir melodi besteledi.

“Büyük Kaçış”, yeni iPhone 14 Pro’nun inanılmaz çekim becerilerini Türkiye’nin en efsanevi yerlerinden biri olan Kapalıçarşı’da gözler önüne seriyor. iPhone 14 Pro’nun kamerasıyla neler yapılabileceğini tüm Türkiye’ye göstermek ve ilham kaynağı olmak için Kapalıçarşı kalabalığının tam ortasında etkileyici bir aksiyon sahnesi çekildi. Çekimlerde iPhone kamerasının 5 farklı özelliğine odaklanıldı: Hareket modu, Sinematik mod, Makro çekim, loş ışık ve ağır çekim.

Yönetmen Sinan Sevinç’ten alıntılar 

  • “iPhone’un teknolojisinin bu kadar erişilebilir olması inanılmaz. Hepimizin film yapımında yararlanabileceği özellikler var. Bu küçük aygıtlara sığan özellikler gerçekten inanılmaz ve her seferinde daha da iyi hale geliyor. 
  • iPhone 14 Pro, muhteşem filmler çekmek için gereken tüm ekipmana sahip. Ben sinema okurken, çekim yapmaya başlayabilmek için bile çok fazla ekipmana ihtiyaç duyardık. Şimdi, cebinize sığan bu aygıtla her yerde çekim yapabiliyorsunuz.
  • Çekimin başında iPhone kullanacağım için biraz endişeliydim. Ancak, test ettikten sonra güvenim arttı ve aygıtın aslında çok fazla potansiyele sahip son derece güvenilir bir araç olduğunu anladım.
  • Hareket modu! Sanki aygıta entegre bir gimbal var. Kullanması çok kolay. Çekim sırasında kamera sallansa bile görüntüyü sabitleyerek harika sonuçlar elde edebiliyorsunuz. Yüzey ne kadar engebeli olursa olsun fark etmez. Kaykay çekimi yaptığımız için bu modun bize çok büyük yararı oldu. Bununla isteyen herkes çılgın bir aksiyon sahnesi çekip filmlerine profesyonel bir hava katabilir. 
  • Bir yönetmen gözüyle, Sinematik moda da bayıldım. Çekimi yaptıktan sonra odağı ayarlayabiliyorsunuz ki eğer anı kaçırdıysanız bu size harika bir olanak veriyor.”

Aktör Bartu Küçükçağlayan’dan alıntılar

  • “Oyunculuk kariyerimde analog film ile çekilen uzun metrajlı yapımlar, dijital kameralar ile çekilen uluslararası büyük prodüksiyonlar geride kalmışken, her sabah uyandığımda elimin gittiği, yolda yürürken cebimde taşıdığım iPhone ile çekilen bir filmin parçası olmak tanıdık bir dost ile ayaküstü edillen lezzetli bir muhabbet gibiydi.
  • Normalde rol yaparken önünüzdeki devasa kameranın üstünlüğünü hissedersiniz. iPhone ile bu hiyerarşi kayboldu sanki. Rol ve gerçek arasındaki dengeyi kurmak bir aktör için zordur. iPhone bu konuda bana epey yardımcı oldu.
  • Artık herkesin kaliteli filmleri hangi koşulda olursa olsun eskiye nazaran çok daha zahmetsizce çekebileceğini, hayal güçlerine güvenen hikaye anlatıcılarının önlerinden birçok yükün kalktığını gördüm.
  • Yaratıcı profesyoneller hayal güçlerini birçok farklı yolla genişletmek için Hareket modu ve Sinematik mod gibi iPhone özelliklerini de kullanabilir. İster 30 saniyelik bir anı, ister 20 dakikalık bir filmi sektör standartlarında çekebilirsiniz artık. Günümüzde bir derdi içinizden çıkarıp anlatmak ya da bir anıyı insanlarla paylaşmak iPhone ile hem görsel hem işitsel olarak eskiye nazaran çok daha zarif.
  • Şu an kendimi iPhone’un ağır çekim özelliği ile çekilmiş bir videoda konfetiler patlatırken; bu projede çalışan herkese “Teeeeşeekküüürleeer” derken hayal ediyorum.”

Oyuncuların ve ekibin profili

Yönetmen: Sinan Sevinç

Sinan Sevinç, Almanya’nın Stuttgart şehrinde yaşayan ödüllü bir yönetmen. Tübingen şehrinde büyüyen Sinan Sevinç, liseden mezun olduktan sonra ilk olarak çeşitli ajanslarda konsept sanatçısı ve metin yazarı olarak çalıştı. 2014 yılına Stuttgart Media Üniversitesi’nde “Çapraz Medya Gazeteciliği” okumaya başladı. Üç yıl sonra okulunu dereceyle tamamladı. Sinemaya olan ilgisi onu 2017’de Filmakademie Baden-Württemberg’e taşıdı. Burada “Reklam Filmi Yönetmenliği” adlı lisans programına başladı. 2022’de buradan diploma aldı. Sinan Sevinç günümüzde serbest reklam, uzun metrajlı film ve müzik klibi yönetmenliği yapıyor.

Sinan Sevinç filmlerinde otantik hikaye anlatımını çok kültürlü duyarlılık ve yoğun atmosferli görsellikle birleştirmesiyle biliniyor. Seslere, tempoya ve atmosferik görselliğe hakim olan Sinan Sevinç; Born Guilty ve Dirt Money adlı filmleriyle D&AD’den Genç Yönetmen Ödülü ve DWP / Alman Reklam Filmi Ödülü’nü kazandı.

Oyuncu: Bartu Küçükçağlayan

Bartu Küçükçağlayan aktörlük, müzik ve sosyal medya alanlarında önemli katkıları olan, farklı yetenekleriyle dikkat çeken bir sanatçı. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olan Küçükçağlayan, eğlence sektöründeki kariyerine 2004’te başladı. Küçükçağlayan, “Haziran Gecesi” ve “Binbir Gece” adlı başarılı televizyon dizilerindeki rolleriyle ün kazandı. Televizyonun yanı sıra yeteneklerini sahnede de sergileyen Küçükçağlayan, 2007-2008 sezonunda Yeni Kuşak Tiyatro Topluluğu tarafından sahneye konan “Şeylerin Şekli” oyunundaki Adam rolüyle eleştirmenlerden olumlu yorumlar aldı. Başarılarını sinema sektörüne de taşıyan Küçükçağlayan, “Çoğunluk” adlı filmdeki rolüyle 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ve 12. Mumbai Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandı. Tiyatro alanında da övgüye layık görülen Küçükçağlayan, Afife Tiyatro Ödülü’nü de aldı. Küçükçağlayan, oyunculuğun yanı sıra popüler müzik grubu Büyük Ev Ablukada’nın baş vokalistliğini de yapıyor. Küçükçağlayan’ın iPhone ile çekilen yenilikçi Instagram canlı yayın serisi “Mücbir Sebepler” ise sosyal medya yayıncılığında devrim yaptı. Olağanüstü yetenekleri, farklı alanlardaki başarıları ve kitlelerle çeşitli kanallardan etkileşim kurabilmesiyle Bartu Küçükçağlayan, eğlence sektöründe çok yönlü ve etkili bir figür olarak sağlam bir yere sahip.

Müzisyen: Altın Gün

Yarı Hollandalı yarı Türk grup Altın Gün, 60’lı yılların sonunda ve 70’li yılların başında Türkiye’ye damga vuran psikedelik müzikleri yad ediyor ve yeniden yorumluyor. Geleneksel Türk halk şarkılarını ve enstrümanlarını hafif gitarlar ve synth’lerle birleştiren grubun 2019’daki Gece albümü gibi albümleri Anadolu psikedelik tarzınına saygı duruşunda bulunurken kendi döneminin yeni psikedelik hareketiyle de mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor. 2021 yılında çıkan ve yoğun synth içeren Yol ve Âlem adlı albümler ise grubun alışıldık tarzını biraz daha genişletirken, 2023’te çıkan Aşk albümü eğlenceye kaldığı yerden devam ediyor.

Daha fazlası için tıklayın.

İlginizi çekebilir: iPhone 14 ve iPhone 14 Plus tanıtıldı: Yeni çift kamera sistemi, güvenlik servisi, iPhone’daki en uzun pil ömrü özellikleri ve çok daha fazlasıiPhone 14 ve iPhone 14 Plus tanıtıldı: Yeni çift kamera sistemi, güvenlik servisi, iPhone’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale