X

Bütünsel (holistik) beslenme nedir: Herkese uygun tek reçete

Satvik beslenme ve satvik yaşamın prensipleri
Düşük histaminli beslenme nedir, ne işe yarar?
Glutenli bir yaşam mı, glutensiz bir yaşam mı, işte bütün mesele bu!

Beslenme deyince yukarıdakileri anmadan olmaz. Aynı zamanda koskoca beslenme başlığını bu 3 beslenme tipi ile sınırlamak asla olmaz. Yazı dizisini takip edebilme şansınız olduysa hepsinin tek bir ortak noktası ve tavsiyesi vardı: Farkındalık geliştirmek ve uzman (diyetsiyen & doktor) görüşü almak. 

Beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranış olarak tanımlanmıştır. Tanım içindeki besinin hayvansal ve bitkisel dokulardan sonra bazı kaynaklardaki ikinci açıklaması ise “varlığını sürdürmek için gerekli olan şey.” Beden, zihin ve ruh, sağlıklı bir şekilde varlığı sürdürebilmek için gereken optimum zindeliğin ayrılmaz parçaları. İçlerinden birinde ortaya çıkan sorun ve dengesizlik diğerlerini de etkiliyor. Bu nedenle de sadece birine ilgi gösterip tedavi etmek yeterli olmuyor. Tüm bunların anlamı şu: Keyifli, sağlıklı, yüksek kaliteli bir yaşam kurmak ve yönetmek için sadece besin arayan biri olmaktan çok daha fazlası olmamız gerek. 

Bütünsel beslenme yaşamımızın tüm yönlerine odaklanarak yemeğin de ötesine geçer.

Bu, bütünsel, bir başka deyişle holistik yaklaşımdır. 

Bu holistik tanım anksiyete, öfke, maddi, manevi kayıplarla, kilo alımı veya kaybı ile, çeşitli sağlık semptomları ve sayısız pek çok nedenle kaybolan dengeyi yeniden inşa edebilmek için gereken gücü dışarıdan içeriye alır, yani gücümüzü bize geri teslim eder. 

  • Zihin ve ruh durumu
  • Öz bakım
  • Stres 
  • Uyku

Hepsi bütünsel beslenmenin konusudur. İçten ve dıştan gerçekten beslenmiş bir yaşam sürmeye yönelik tüm vücut ve yaşam tarzı yaklaşımıdır.

“Hastalık yoktur, hasta vardır” sözünü duyanlarınız vardır. Bu yaşam tarzı her birimizin sağlıkla ilgili deneyiminin benzersiz olduğunu da hesaba katar. Geçmiş yazılarda özellikle gluten ve histamin özelinde örneklerle üzerinden geçtiğimiz üzere maalesef hepimize uygulanabilecek tek bir yaklaşım yok. Pek çoğumuzda birbirimize benzer, birbirimizden benzersiz semptomlar var. Birimizin zehri, diğerimizin panzehri olabiliyor. Semptomlarımız yoğun yaşamlarımızı sekteye uğratmadığı, hayatımızı tehdit etmediği sürece zaman zaman direkt kendimiz, zaman zaman da uzmanlar tarafından yok sayılabiliyorlar. Reaksiyonlar genel tecrübelere benzemiyorsa zaman zaman sorunun kaynağının kafamızın içinde olduğu, bunu kendi başımıza çözmemiz gerektiği yanılgısına düşülebiliyor. 

Tam da bu sebeplerden konumuz hangi yiyeceklerin sağlıklı olduğunu (ya da olmadığını) söylemekle ilgili değil. 

Bu sadece mikro ve makro besinlerle ilgili değil ve kesinlikle kalorileri değerlendirmekle ilgili de değil. 

Artık hepimiz hangi yiyeceklerin “sağlıklı” “veya değil” olduğunu biliyoruz. Ancak tek bir yol onları sağlık sorunları/hedeflerimiz doğrultusunda bir yeme düzeni olarak özelleştirebilir.

Bireysel farkındalık ve gerekli olduğu durumlarda uzman (doktor & diyetisyen) desteği.

  • Mevcut semptomlarımızın neler olduğunu detayıyla bilerek
  • Kadınsak eğer adet döngüsünün hangi evresinde olduğumuzu takip ederek
  • Hangi yaşam döngüsünde bulunduğumuz
  • Hangi iklimde olduğumuz
  • Genetik yapımız bu ve benzeri şeylere bağlı olarak “nasıl” ve “ne durumda” olabileceğimizi tanımlayabilir, başlangıç noktamızı tespit edebiliriz.

Bu yola bir kez çıkmış olanların kendi yararlarına olan beslenme ve yaşam tarzlarını oluşturmaları ile ne yediklerine, nihayetinde nasıl hissettiklerine dair kontrolde olduklarında, bu gücü hissettiklerinde beslenmeye bakış açıları sıklıkla ve kolaylıkla değişiyor.

  • Bütünsel beslenmede kendimizi toprak anada yetişen tamamen doğal besinlerle (minimum miktarda işlenmiş içerikle) ve bol su içerek besliyoruz.
  • Zihnimizi sakinleştirmeye yönelik başta meditasyon, yoga, nefes uygulamalarını yaşamımıza sürekli dahil ediyoruz. Bu sayede düzenli bir uygulama olarak vücudumuza bütünsel olarak hizmet ediyoruz.
  • Bu uygulamalar ve kendi bedenimizde rahat olmak ve bizi neyin mutlu ettiğini bilmek ve buna izin vermek, hayatımızın genel dengesine ve keyfine katkıda bulunur.
  • Bütünsel beslenme tüm bu bileşenleri inceler ve aralarında bir denge bulmaya çalışır.

Bu yolculuk hücresel düzeyde bizim için neyin işe yaradığını bularak ve onu kendi zevkimize göre uyarlayarak sağlık ve zindelik tanımımızı kişiselleştirmek demek.  

Bu yolculuk farkındalığı aktive etmek demek. Geçmişte işe yarayanların şimdi bizim için işe yaramayabileceğini bilerek neyi ne zaman yeniden değerlendireceğimizi bilmek demek. 

Bütünsel beslenmeye doğru adım atmak için gelin, 

  • İşlenmiş gıdalar yerine doğal besinleri (işlenmemiş meyveler, sebzeler ve yağsız protein gibi)
  • Yerel, sertifikalı organik ve mevsimlik gıdaları seçmeye
  • Denge ve uyumu destekleyen yoga, meditasyon, nefes çalışmaları benzeri uygulamaları yaşamımızın bir parçası haline getirmeye
  • Yemeklerin ve yaşamımızın tadını çıkarmaya niyet edelim.

Ruh, beden, zihin bütünlüğünde her bedende doğal beslenme, en iyi şu sözlerle ifade edilebilir: “Canlı, doğal, kaliteli.” Bu basit sözler, bütünsel sağlığını geliştirmek isteyen, yaşamını daha canlı, doğal, kaliteli hale getirmek isteyen herkese rehberlik edebilir.

Size neyin iyi hissettirdiğini, neyin kötü hissettirdiğini ayırt etmekte zorlanıyorsanız,

Sakin kalmak ve semptomlarınızı gözlemek ve tanımlamak zorsa,

Genel manada hayatınızda nasıl daha kolay, daha çok farkındalık yaratabileceğinizi merak ediyorsanız,

yoga, meditasyon, nefes egzersizleri ile yaşamınızı bütünsel olarak destekleyebilirim.

Lütfen iletişim kurmaktan çekinmeyin. Instagram: @birceileyoga

İlginizi çekebilir: Glutenli bir yaşam mı, glutensiz bir yaşam mı, işte bütün mesele bu!

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale